TMMOB Maden Mühendisleri Odası 49. Olağan Genel Kurulu Delegeleri Ankara Kocatepe Kültür Merkezi önünde basın açıklaması düzenledi.

Açıklamada, İliç’te yaşanan katliamda sahadaki maden mühendislerinin asli kusurlu ilan edilmesine tepki gösterildi.

Mühendisler, şirketin gerekli önlemleri almadığını ve katliamın göz göre göre geldiğini vurguladı.

"NE ÖLÜMÜZÜN NE DİRİMİZİN BU ÜLKEDE DEĞERİ YOK"

Divan Başkanı Saffet Durak tarafından okunan açıklamada şunlara yer verildi:

"Ölülerimize bile şirketlerin almadığı önlemlerin suçu yükleniyor! Ne ölümüzün ne dirimizin bu ülkede bir değeri yok. Aynı; bilimin ve adaletin yerinin olmadığı gibi. İliç’te de bilirkişi raporlarında ve savcılık tarafından yapılan işlemlerde sahadaki mühendisler gözaltına alınarak asli kusurlu olarak suçlanırken, yönetim kurulu ve genel müdürü temsilen görevlendirilen işveren vekili tali kusurlu olarak belirlendi. Maden işletmesi ve cevher hazırlama ve zenginleştirme tesislerini denetlemekle görevli bakanlıklar bilirkişi raporu ve savcılık tutanaklarında yer almadı.

"MADEN KAZALARI KADER DEĞİLDİR!"

İliç ilk değildir! AKP iktidarı döneminde en az 2050 madenci iş cinayetlerinde yaşamını kaybetti. Sadece maden işçileri değil, 2002’den bugüne en az 35 maden mühendisi meslektaşımız bu önlenebilir facialarda hayatını kaybetti. Hayatta kalan meslektaşlarımız ise, denetlemeyen devlet önlem almayan şirketler yüzünden yargılandı, hapse girdi.

İliç, Soma, Elbistan, Kozlu, Ermenek ve diğer tüm maden kazaları tekil bir sorun değil, AKP iktidarı tarafından yaratılan bir sistem sorunudur. Ve bugün burada; maden mühendisleri olarak tüm bu nedenlerle, bu ülkenin sosyal ve ekonomik her türlü sıkıntısını çeken bilim insanlarına, mühendislerine, emekçilerine, tüm halkımıza,
sesleniyoruz; maden ‘kazaları’ kader değildir! Madenleri denetlemeyen bakanlıklar, önlem almayan şirketler bu kazaların asıl sorumlularıdır ve yargılanmalıdır! Çalışırken ölmek, şirketler yerine yargılanmak istemiyoruz!"

Bakanlıkların sorumluluk ve görevlerinin sıralandığı açıklamada yaşananın kader olmadığının altı çizildi.