Hatay’ın Arsuz ilçesinde sahilde plaj, otel ve alkollü mekanların bulunduğu alana cami inşa edilmesi amacıyla yapılan imar değişiklinin iptali istemiyle açılan davada, mahkeme bilirkişilerin planın şehircilik ilkelerine uygun olmadığı yönündeki görüşünü dikkate almadı ve davanın reddine oy çokluğu ile karar verdi.

Mahkeme, Hatay ve Arsuz müftülüklerinin “En yakın dini tesis 700 metre mesafede olmasına rağmen ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktır” görüşünü dikkate aldı. Eski Hatay Barosu Başkanı ve dava avukatı Ekrem Dönmez, eski Hatay Valisi Rahmi Doğan’ın isteği ile bu alana cami yapılmasının gündeme geldiğini öne sürdü. Doğan, AKP’den milletvekili aday adayı olmak için istifa etmişti.

ANKA'dan Tamer Arda Erşin'in haberine göre, Hatay’ın Arsuz ilçesinde imar planlarında, sahilin hemen kıyısındaki “park ve yeşil alan” olarak belirlenen yer, “ibadet alanı” olarak değiştirildi. Bu alan karşılığında Arsuz’un başka bir bölgesindeki ibadet alanı ise “park ve yeşil alan” olarak düzenlendi.

Hatay Büyükşehir Belediyesi ve Arsuz Belediyesi’nden oy çokluğu ile alınan kararlar sonucu Arsuz Otel’in hemen yanında, plaja yakın ve alkollü mekanların yakınındaki bu arazinin 2021 yılında ibadet alanı olarak imar planı değişikliği yapıldı. Karara bazı belediye meclis üyeleri muhalif kaldı. Bu kararlara karşı yapılan itirazları ise Hatay Büyükşehir Belediyesi, “Arsuz ilçe merkezinde ibadet alanının yetersiz olması, mevcut cami yapısının eski olduğu, ihtiyacı karşılamadığı ve alternatif ibadet alanının bulunmadığı tespit edildi” gerekçesiyle reddetti.

BİLİRKİŞİ: DAHA UYGUN VE RASYONEL BİR PLANLAMA YAKLAŞIMI SERGİLENEMEDİ

Mimarlar Odası Başkanlığı ise bu imar planı değişikliklerinin; hukuka, şehircilik ilkelerine aykırı olduğu gerekçeleriyle iptal ve yürütmesinin durdurulması istemiyle dava açtı. Hatay 2. İdare Mahkemesi’ne sunulan bilirkişi raporunda, “... dava konusu parselin bulunduğu alanın ibadet alanı olarak planlanmasına ilişkin yeterli bilimsel, somut ve nesnel gerekçelerin ortaya konulamadığı, plan kararlarının ve gerekçelerinin gerçekleştirilmesi bağlamında daha uygun, daha rasyonel, bölge bütününde mevcut alansal veriler daha iyi analiz edilerek (yaya erişim mesafesi, konum özellikleri, eşdeğer alan, ulaşıma olan etkileri vb.) bütüncül bir planlama ile alanın planlamasına ilişkin daha uygun ve rasyonel bir planlama yaklaşımının sergilenemediği...” tespiti yapıldı.

F5VxzkhWEAA1Z9K

RAPOR VERİLMEDEN İNŞAAT BAŞLADI

Raporda, keşif için gidildiğinde cami inşaatının başladığı da belirtildi. Raporda, şunlar kaydedildi:

“... uyuşmazlık konusu planda ayrılan alanın bu koşulları haiz (özellikle hizmet etki alanı ve erişebilirlik yönlerinden) bir alan olmadığı, ilçede ibadet alanı ihtiyacını karşılamaya yönelik uygun nitelik ve büyüklükte ibadet alanı yerinin (dava konusu parsel de dahil) belirlenmesinde; gerekli araştırma ve analizler yapılarak, olası seçenekler değerlendirilerek, plan bütünlüğü ve yakın çevre mekânsal kullanımlarla ilişki-bütünlük dikkate alınarak, plan bütünlüğündeki sosyal ve teknik altyapı dengesi gözetilerek en uygun alanın ve gerekiyorsa ilgili yönetmelik hükümleri gereği eşdeğer alan belirlenmesi gerekirken, tüm bu hususlar göz ardı edilerek ilçe içerisindeki mevcut İbadet Alanının eşdeğer alan olarak belirlenmesinin tek ve yeter kriter olarak ele alınmasının rasyonel ve uygun bir planlama yaklaşımı olmadığı, cami inşaatına başlanan ve keşif tarihinde temel hazırlıklarının devam ettiği görülen Kabev Mahallesi 961 nolu parsele eşdeğer alan seçiminde, Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliği İmar Planı Değişiklikleri Başlığı 26. maddesi 3. fıkrasındaki tüm şartları sağlayan eşdeğer alternatif alanların aranmasının daha uygun olacağı, dolayısıyla, bu hususlar bağlamında uyuşmazlığa konu Nazım İmar Planı Değişikliğinin imar mevzuatına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve planlama tekniklerine uygun olmadığı...”

“700 METRE MESAFEDE DİNİ TESİS OLMASINA RAĞMEN İHTİYACI KARŞILAMAKTAN UZAK”

Mahkeme, depremin hemen ardından bilirkişi raporuna karşın Hatay ve Arsuz müftülüklerinden görüş istedi. Müftülükler ise mahkemeye sunduğu görüşünde, bu alanın 700 metre ilerisinde bir ibadethane olduğunu ancak yine de burada camiye ihtiyaç olduğunu şöyle anlattı:

“İbadethane olarak planlanan yere en yakın dini tesis 700 metre mesafede olmasına rağmen ihtiyacı karşılamaktan çok uzaktır. Ayrıca ilçenin tatil ve turizm yöresi olmasından dolayı yaz aylarında nüfusun üç katına çıkması sebebiyle vatandaşlardan yoğun bir şekilde ibadethane talebi gelmektedir.”

Mahkeme, 23 Haziran 2023 tarihinde oy çokluğu ile davanın reddine karar verdi. 1’e karşı 2 oyla alınan kararda, bilirkişi raporunun dikkate alınma zorunluluğu olmadığı belirtilen kararın gerekçesi şöyle anlatıldı:

“ Dava konusu imar planına ilişkin plan paftasının da incelenmesiyle görüldüğü üzere, planlama alanında mevcut ibadethanelerin sayısının ve kapasitesinin yetersiz kaldığı ve bölgedeki nüfusa hizmet edecek dini tesis alanına ihtiyaç duyulduğu dikkate alındığında, Hatay İli, Arsuz İlçesi, Kabev Mahallesi 961 numaralı parselin park ve yeşil alan olan kullanımından ibadet alanı kullanımına, Hatay İli, Arsuz İlçesi, Alakop Mahallesi 90 ada 1 numaralı parselin ibadet alanı kullanımından park ve yeşil alan kullanımına dönüştürülmesine ilişkin plan değişikliğinde üstün kamu yararı bulunması nedeniyle dava konusu plan değişikliğine ilişkin meclis kararı ile yapılan plan değişikliğine itirazın reddine dair meclis kararından bölgenin ihtiyaçlarına, şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.”

F5VxzkhWAAANHmG

MUHALİF ÜYE: “ERİŞİLEBİLİR DEĞİL”

Karara muhalif kalan üye ise, şunları kaydetti:

“... uyuşmazlık konusu planda ayrılan alanın özellikle hizmet etki alanı ve erişebilirlik yönlerinden bu koşulları haiz bir alan olmadığı, ilçede ibadet alanı ihtiyacını karşılamaya yönelik uygun nitelik ve büyüklükte ibadet alanı yerinin belirlenmesinde; gerekli araştırma ve analizler yapılarak, olası seçenekler değerlendirilerek, plan bütünlüğü ve yakın çevre mekânsal kullanımlarla ilişki ile ilçenin yaz döneminde nüfusunun bir hayli artması nedeniyle trafik yoğunluğu ve güvenliği de dikkate alınarak, plan bütünlüğündeki sosyal ve teknik altyapı dengesi gözetilerek en uygun alanın ve gerekiyorsa ilgili yönetmelik hükümleri gereği eşdeğer alanın belirlenmesi gerektiği halde bu yönde bir çalışma ve irdelemenin yapılmadığı görülmekte olup, dava konusu plan değişikliğinin planlama ilkeleri ve şehircilik esaslarına uygun olmadığı anlaşılmakla, dava konusu işlemlerde hukuka uygunluk bulunmadığı görüşüyle, davanın reddi yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum.”

"DAVAYI REDDETMEK İÇİN GEREKÇE OLUŞTURDU"

Eski Hatay Barosu Başkanı ve dava avukatı Ekrem Dönmez, dava sürecini anlatarak, müftülüklerin bu alanın ibadet alanı olarak düzenlenmesinden haberi olmadığını ve eski Hatay Valisi Doğan’ın isteğiyle bu alanın cami yapımı için ayrıldığını açıkladı.

Dönmez, “Müftülük bu durumdan tamamen habersiz. Çünkü valinin kendi isteğiyle bu yer böyle düzenleniyor. Müftülüğün bundan haberi de yok. Mahkeme bu alanda yol gösterici şekilde, ‘Sizin buraya ihtiyacınız var değil mi?’ tarzı bir yazı bu. Bu yazıyı yazınca, müftülük de o anda tabii kendisine gösterilen yolu izledi. ‘Burası bizim çok ihtiyacımız olan bir yerdir’ cevabı verdi. Ne yazık ki bilirkişinin imar mevzuatına aykırı olarak gördüğü ve Arsuz’un tam kalbinde yer alan yeşil alan olarak düzenlenen yer, mahkemenin yönlendirmesi ve buraya yönelik yazışmalar yaparak istediği cevapları alması sonucu açılan davayı reddetmek için kendine gerekçe oluşturdu. Mahkeme bu davayı ret kararı verdi” diye konuştu.

Dönmez, alana cami yapılmasına karşı çıkanların “Dinsiz” gibi değerlendirilmesine de tepki göstererek, “İmar mevzuatının size emrettiği tasarrufları yaparken kanuna uymak zorundasınız” dedi. Dönmez, Doğan’ın büyükşehir ve ilçe belediyesine o dönem baskı uyguladığını ileri sürerek, “Tembihlemiş ve hatta yerel belediye meclis üyelerini yanına çağırmış, direnenleri ikna etmek için. Bunu geçirmeleri yönünde tembihte bulunmuş. Bu valinin anlık tasarrufu, yaptım ve oldu anlayışı. Görüyorsunuz, müftülüğe dahi böyle bir talebi yok. O bölgedeki insanların ‘Bizim burada cami yapılması gerekir’ gibi bir talebi yok” dedi.

Dönmez, yerel mahkemenin kararını istinafa taşıdıklarını da söyledi.