Haber: Sabri Kırdar

Antalya Kadın Platformu adına yapılan açıklamayı okuyan Emine Karakut “New York’ta 1857 tarihinde bir dokuma fabrikasında 40 bin kadın işçi eşit işe eşit ücret elde etmek ve neredeyse 16 saati bulan çalışma saatlerini 10 saate indirmeyi talep etmek için grev başlattı. Polisin işçilere saldırması ve fabrikaya kilitlemesinin ardından çıkan yangında 129 kadın yaşamını yitirdi diyen Emine Karakurt O günlerden bugüne geldiğimizde mücadele ile kazandığımız haklarımız ülkemizde sürekli değiştirilmeye çalışılan yasalarla yok edilmek isteniyor. 6284’ün tam olarak uygulanmasına engel olan AKP-MHP iktidarı, İstanbul Sözleşmesi’ni tek adamın isteğiyle yasalara aykırı bir şekilde feshetti. Kadınları, çocukları, LGBTİ+ları koruyan sözleşmeler yerine, LGBTİ+lar’a karşı yaptığı nefret söylemleriyle LGBTİ+ları hedef haline getirmeye, yaşam haklarını ihlal etmeye devam ediyor.  Kadınları aile içine hapsedip kutsallaştırarak, kız çocuklarının erken yaşta evlenip çocuk doğurmalarına teşvik ediyor” dedi.

“HAKLARIMIZ GASP EDİLİYOR”

Bu iktidarın yargısı faillerini cezasız bırakıp, işledikleri kadın cinayetlerinden aklanmalarını sağladığını söyleyen Emine Karakurt, şöyle devam etti:

“Tecavüzcüyü savunmak için küçüğün rızası vardı diyor. Geçtiğimiz Şubat ayında sadece 1 günde 6 kadın boşanmak istediği için, boşandığı için, ayrılmak istediği için en yakınındaki erkek tarafından öldürüldü.  Kadınları, çocukları LGBTİ+ları koruyamayan erkek devlet zihniyetine ve onun yasalarına karşı tüm yaşam alanlarımızda isyanımızla, mücadelemizle var olmaya devam edeceğiz. 

ÇEDES projesiyle okullarda bilimsel eğitime karşı gericiliği, anti laikliği aşılamaya çalışan AKP-MHP iktidarı cemaatlere okulların kapılarını sonuna kadar açıtı. AKP-MHP iktidarının karma eğitime karşı yaptığı hamleler de cemaatlerle ele ele vererek kız çocuklarının okullardan uzaklaştırma arzusudur. Sermaye dışında bir şey düşünmeyen bu iktidar, MESEM projesiyle çocuk işçiler yetiştirerek eğitim ve öğretimden uzak güvencesiz ucuz işçi cenneti hedeflemektedir.  Biz kadınlar gerici bir nesil değil, laik ve bilimden yana bir neslin devamı için mücadele etmeye devam edeceğiz. Tüm çocukların eşit koşullarda eğitim ve öğretim hakkı için, okula aç giden çocukların beslenmesine her gün ne koyacağını düşünen kadınların ağır yükünü değiştirmek için bu iktidara karşı mücadele edeceğiz.

AKP-MHP iktidarının patronları zenginleştiren kapitalist ekonomi politikaları ile iktidarı arkasına alan kar hırsıyla donanmış patronlar kadın emeğini ucuz iş gücü olarak  görüyor. Uzun mesailer, sendikasız çalıştırma, özel yaşamlarını babaya, abiye ifşa etmekle tehdit etme, kreşlerin yok denecek kadar azlığı hem işyerinde hem de evde çalışmaya mahkum edilmeye çalışılan kadınların sosyal yaşamdan koparılmaya çalışılması kıskacında Agrobay, Özak, Sputnik, Burda Bebek direnişini ören ve bir çok direnişte en ön saflarda yerini alan kadın direnişçilerinin yanındayız.  Emeği yok sayılan, yasalarda işçi olarak görünmeyen ev işçisi kadınlar güvencesiz   iş yaşamı koşullarında, iş kazalarına açık bir şekilde çalıştırılıyor. ILO  C 189’un bir an önce imzalanması, görünmeyen emeğin insanca yaşanabilecek koşullara getirilmesi için birlikte, dayanışmamızla mücadelemizi sürdüreceğiz.

Filistin ve Rojava’da olduğu gibi savaş ve işgaller erkekler tarafından yaratılıyor, erkekler tarafından yönetiliyor. Savaşta ve işgalde ise en çok kadınlar, çocuklar ve LGBTİ+lar zarar görüyor. Filistin’in işgalinde ölen ve yararlananların %60 ‘nı kadınlar ve çocuklar oluşturuyor. LGBTİ+ların ise yaşadıkları görünmez ve duyulmaz hale gelmiş.  Kapitalizm ve onun bir parçası olan ataerki kurallar kadın bedenini kontrol atında tutmaya çalışıyor, işgalciler tarafından istismara kalan kadın bedeni, diğer yandan savaşçı doğurmakla yükümlü tutuluyor. Filistin’den Rojava’ya – İran’dan Afganistan’a direnen kadınların sesiyiz. Barışın savunucusu olacağız.

AKP-MHP iktidarı, ülkemizin verimli topraklarını ve sahillerini, vahşi kapitalizmin tekelci sermayesine acımasızca peşkeş çekmeye dur durak bilmiyor. Yaşanabilir alanlarımızı her geçen gün daraltıyor. Doğanın talanına göz yuman ve hayvan dostlarımızın yaşam haklarını fütursuzca yok sayan bu düzeni biz kadınlar yıkacağız.”