İletişim Başkanlığı’nın yayınladığı bülteni Meclis gündemine taşıyan CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a, “Bartın’ın Amasra ilçesinde 41 madencimizin can vermesine neden olan grizu patlaması ile ilgili henüz soruşturma devam ederken İletişim Başkanı’nın patlamanın gerçekleştiği maden ocağında gerekli önlemlerin alındığına yönelik bülten yayınlaması, yargıya müdahale dolayısıyla suç değil midir? Hangi haber ve bilginin ‘yalan’ ve ‘dezenformasyon’ olduğuna İletişim Başkanı mı karar vermektedir” diye sordu.

İletişim Başkanlığı’nın yayınladığı ‘Dezenformasyon Bülteni’nde, Amasra’da 41 madencinin yaşamını yitirdiği maden patlamasına ilişkin ihmal iddiaları, “yalan haber” ve “dezenformasyon” olarak nitelendirildi.

CHP İstanbul Milletvekili Yüksel Mansur Kılınç, İletişim Başkanlığı’nın yayınladığı bülteni Meclis gündemine taşıdı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye soru önergesi veren Kılınç, dezenformasyonla mücadele gerekçesiyle yapılan düzenlemenin yasalaşmasından sonra ilk dezenformasyonu İletişim Başkanlığı’nın yaptığını savundu. Kılınç, henüz yasa çıkmadan İletişim Başkanlığı bünyesinde Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’ne ilişkin, “İletişim Başkanlığı’nın ‘dezenformasyon merkezi’ olduğu ortaya çıktı” dedi.

“NEDEN TEKLİFİN YASALAŞMASI BEKLENMEDEN DEZENFORMASYONLA MÜCADELE MERKEZİ ADI ALTINDA BİR MERKEZ KURULMUŞTUR”

Yüksel Mansur Kılınç, Fuat Oktay’a şu soruları yöneltti:

“Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi TBMM gündeminde bulunuyorken neden teklifin yasalaşması beklenmeden Dezenformasyonla Mücadele Merkezi adı altında bir merkez kurulmuştur? Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesinde resmi bir kuruluşun kurulduğunun İletişim Başkanı’nın kişisel Twitter hesabından duyurulması devlet ciddiyeti ile bağdaşmakta mıdır?

Bartın’ın Amasra ilçesinde 41 madencimizin can vermesine neden olan grizu patlaması ile ilgili henüz soruşturma devam ederken İletişim Başkanı’nın patlamanın gerçekleştiği maden ocağında gerekli önlemlerin alındığına yönelik bülten yayınlaması, yargıya müdahale dolayısıyla suç değil midir?

“HANGİ HABER VE BİLGİNİN ‘YALAN’ VE ‘DEZENFORMASYON’ OLDUĞUNA İLETİŞİM BAŞKANI MI KARAR VERMEKTEDİR”

Patlamanın meydana geldiği ocakta gereken önlemlerin alınmadığı, patlamada hayatını kaybeden madencilerimizin yetkililere yaptığı uyarıların dikkate alınmadığı, grizu patlamasında hayatını kaybeden madencilerimizin yakınları tarafından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da ifade edilmiş ve Erdoğan tarafından yalanlanmamıştır. İletişim Başkanı, hangi yetki ve sorumluluk ile acılı ailelerimizin de dile getirdiği iddiaları ‘yalan’ ve ‘dezenformasyon’ olarak nitelendirilmiştir?

Hangi haber ve bilginin ‘yalan’ ve ‘dezenformasyon’ olduğuna İletişim Başkanı mı karar vermektedir?  İletişim Başkanı bu yetkiyi nereden almaktadır? İletişim Başkanı, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin kuruluş gerekçesini ‘Ülkemize karşı yürütülen sistematik dezenformasyon kampanyalarına karşı İletişim Başkanlığı’mız bünyesinde müstakil bir birim oluşturduk’ diyerek açıklamıştır. Vatandaşlarımızın hayatını kaybettiği maden ocağındaki patlamanın nedenlerini sorgulamak, ihmalleri araştırmak ‘Ülkemize karşı yürütülen sistematik dezenformasyon kampanyası’ olarak mı nitelendirilmektedir.”