Gazeteciler Gökhan Biçici, Sibel Hürtaş ve Siyasal İletişimci Esat Aydın Ankara kulislerinde konuşulan erken seçim tartışmalarını değerlendirdi. 

Sibel Hürtaş, Ankara'da Erdoğan ile Bahçeli arasında yapılan görüşmeyi değerlendirdi. 

ERDOĞAN İLE BAHÇELİ SINIR ÖTESİ OPERASYONU KONUŞTU

Hürtaş, Erdoğan ile Bahçeli arasında 1 saat süren görüşmede sınır ötesi operasyonun konuşulduğunu söyledi.  Hürtaş, 6'lı masanın seçim güvenliği için bir komisyon kurduğunu ve çalışmalara başladığını söyledi. Hürtaş, 6'lı masa temsilcilerinin seçim turlarına da başlayacağını vurguladı. CHP'nin vekillerini gruplara ayırdığını ve bölgelerde çalışmalara başladığını söyledi. 

ERDOĞAN NEFRET SUÇU İŞLİYOR

Sibel Hürtaş, Erdoğan'ın "sürtük" hakaretine ilişkin de şunları söyledi:

Bu gülünecek bir söz değil, bu alışılacak bir söz değil. Buna alışmayacağız. Bu bir nefret suçudur. Bu yasalara göre de bir suçtur.  Bunu sokaktaki biri söyleyebilir ama bunu devletin başındaki biri söyleyemez. Bu hedef göstermektir ve saldırıya kapı aralamaktır. 

RTÜK NEDEN ERDOĞAN'IN SÖZLERİ İÇİN SESSİZ KALDI?

RTÜK de olmayan suçtan ceza yağdırdı ama bu suçtan hiçkimseye ceza vermedi. Bu duruma da alışmayacağız. Erdoğan'ın bu sözleri yanlışlıkla söylenmiş sözler değil. Bu sözleri prompterdan okudu. 

KILIÇDAROĞLU TOPARLAYICI BİR ROLE BÜRÜNDÜ

Gökhan Biçici ise muhalefetin artık çok daha derli toplu hareket ettiğini ifade etti. Referandumda 'hayır' bloku daha sonra 6'lı masaya ve daha güçlü bir muhalefete dönüştü. Kılıçdaroğlu'nun burada rolü çok önemli. Toparlayıcı bir role büründü. Kılıçdaroğlu daha kapsayıcı bir politika ile toplumu birleştirmeye başladı. Bu aynı zamanda muhalefeti de birleştirdi. 

Erdoğan bu ekonomik kriz ile birlikte nasıl bir kışı daha geçirecek sorusu önemlidir. Artık bu duruma sadece Erdoğan da karar veremiyor. 

ERKEN SEÇİM İÇİN DÜĞMEYE BASILDI

Aydın, Erdoğan'ın erken seçim için çalışmalara başladığını belirtti. Özelikle Bekir Bozdağ ile bir erken seçim düğmesine basıldığını vurguladı. 

Aydın yeni sürece ilişkin şunları söyledi:

Siyasi davalar Erdoğan'ın isteği doğrultusunda sonuçlanıyor. Bu da yeni bir sürece hazırlandığını gösteriyor. 

Erdoğan döneminde Erdoğan iktidarı aleyhinde hiçbir yargı kararı olmadı. Böyle bir karar göremezsiniz. Erdoğan'ın yol arkadaşlarına zarar verecek hiçbir yargı kararı olmadı. Erdoğan, yandaşları ile ilgili her konuda taraf. Buna karşı hiçbir yasayı tanımıyor ve bertaraf ediyor. Erdoğan, yol arkadaşlarına bu şekilde mesaj veriyor. 

TÜRKİYE 2015 DÖNEMİNE BENZEMİYOR

2015 döneminde güvenlik endişeleri ile seçime giren bir seçmen varken bugün ekonomik kriz endişesi var. Bugün artık muhalefetin de kendi gündemi var.

Erdoğan seçim için bütün düğmelere basmış durumda. Hileli, havuçlu ya da sopalı bir seçime gidecek Erdoğan. Gördüğümüz kadarıyla 3'nü de devreye koymuş durumda. Muhalefete burada çok iş düşüyor. 

ERDOĞAN'IN KARŞISINDA ESKİ MUHALEFET YOK

Erdoğan'ın karşısında 2015 dönemindeki gibi dizayn edebileceği bir muhalefet yok. Bu da sinirlerini bozuyor. Bu defa yıpratmaya çalışıyor. Akın Gürlek'in Bekir Bozdağ'ın yardımcısı olarak atanması da bu süreci çok net anlatıyor. 

Akşener ve Kılıçdaroğlu'nun oluşturduğu blok ile Erdoğan'ın işi artık eskisi gibi kolay değil. Gezi'nin yıl dönümünde Erdoğan'ın halka hakaret etmesi şirazesinin biraz muhalefet tarafından kaydırıldığını gösteriyor. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir şey yok. 

ERDOĞAN ARTIK OYUN KURUCU DEĞİL

Benim için seçimin ne zaman yapılacağından çok bu seçimin nasıl sonuçlanacağı önemli. Bu da artık Erdoğan'ın elinde değil. Erdoğan artık oyun kurucu değil. Bu çok önemlidir. Erdoğan anlatısı partisi açısından da artık geçerli değil. Erdoğan'ın hakaretini kendi kanalları bile yayınlamadı.

ERDOĞAN DA TABANI DA BU ÇÖKÜŞÜN FARKINDA

Erdoğan'ın Gezi'de "yüzde 50" dediği artık yüzde 30'ların altında. Artık Erdoğan'ın tabanı da inanmıyor. Erdoğan da tabanı da neden bu duruma geldiklerini biliyorlar. Bu noktaya gelmelerinin başlangıcı 2013'te Gezi'de başladı. Erdoğan bundan sonraki süreçte bu hakaretlerini daha da artırarak devam ettirecek. 

Erdoğan'ın artık tek rakibi yoksulluk, enfasyon ve hayat pahalılığıdır. AKP cenahı da bunun farkında.