HABER: FATOŞ ERDOĞAN

Hasta ve infazları yakılan tutuklular için ailelerin İstanbul’da başlattığı Adalet Nöbeti 8'nci haftasında Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi önünde devam etti. 

Nöbet öncesi adliye çevresi, çok sayıda polis ve gözaltı araçlarıyla sarıldı. Nöbete bu hafta, Afyon T Tipi Cezaevi’ne sürgün edilen ve tek kişilik koğuşta tutulan tutsak Xemgin Karakaş'ın annesi Cemile Karakaş, Silivri 3 No’lu F Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutsak olan Yakup Akman’ın annesi Fince Akman, Ümraniye L Tipi Kapalı Cezaevi’nde ağır hasta tutsak olan Selim Çiftçi’nin ablası Cemile Çiftçi ve Tekirdağ 2 No’lu F Tipi’nde tek kişilik bir hücrede tutulan Erdal Özel'in ablası Kumri Akgül katıldı.

Tutsak yakınlarına, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu da destek verdi. 

Tutuklu yakınları Adalet Nöbeti 2

KAYMAKAMLIK YASAĞI GEREKÇESİYLE ENGELLEME

Polis kaymakamlık yasağı gerekçesiyle tutuklu ailelerinin açıklamasını engellemek istedi. Tutuklu yakınları ve HDP Milletvekili Musa Piroğlu bu karara itiraz ederek basın açıklamasını gerçekleştirdi.

Adalet Nöbetlerin her hafta engellenmeye çalışıldığına tepki gösteren Fince Akman, “Buraya geliyoruz her defasında bize işkence uyguluyorsunuz, biz size ne yaptık? Artık yeter. Siz cezaevinden tabutların çıkmasını istiyorsunuz. Bu kadar vicdansız olamayın. Biz anneyiz ve insanız. Sizden bıktık. Cumhur Başkanı, Adalet Bakanı, Sağlık bakanı nerede açıklama yapmalarını istiyoruz. Biz bunu istiyoruz. Biz her hafta buraya geleceğiz. Çünkü bizim çocuklarımız cezaevinde ölüyor. Biz artık  evde oturamıyoruz. 13 tabut cezaevinden çıktı” diye konuştu. 

Kumri Akkül ise, “Biz çocuklarımızın ölmesini istemiyoruz” diyerek tepki gösterdi. "Bizi rahat bırakın" diyen Kumri, “250 kişi biraz önce açıklama yaptı, onlar engellenmedi. Bizi engellemek istiyorsunuz. Adalet yerine gelene kadar burada olacağız” ifadelerine yer verdi. 

Tutuklu yakınları Adalet Nöbeti 3

"ANNELER BURADA, BİZ BURADAYIZ"

Ardından söz alan HDP Milletvekili Musa Piroğlu, “Hapishaneler cehenneme çevrilmiş durumda. İşkence, her çeşit hak ihlali var ve hasta tutsaklar ölüme tek ediliyor. hamile kadınlar hapishanede doğuma zorlanıyor, bebekleri ile hapishanelerde büyümeye zorlanılıyor. Uyuşturucu baronları, kaçakçıları, kara para aklayanlar, suç işleyeler dışarda. Ama 80-90 yaşında hayatını tek başına sürdürme şansı olmayan insanlar hapishane ortamında tutulmaya devam ediyor ve bu yasalara aykırı bir şey. Hapishaneler ve hapishane yönetimleri kendini mahkeme saymış, infazları yakıyor. 30-35 yıl yatmış insanların tahliyesine engel oluyor. ATK neredeyse azrailin rolüne soyunmuş durumda. Hastalıktan ölmek üzere olan tutsakların tahliyesine izin vermiyor. Onlar artık doktorluk vasfını yitiriş durumdalar. Bir nazi mahkemesi ve bir nazi doktoru gibi çalışıyor. Attıkları her imzayla ölüme imza atıyorlar. Ve iktidar ile bu adalet sarayı denilen bu kurumlar sadece zulüm dayatıyor. Bilinsin ki hasta tutsaklar serbest bırakılana kadar, hapishanedeki tutsaklar insanca haklarına kavuşana kadar biz bu mücadeleyi devam ettireceğiz. Ölümler durana kadar, tahliyeler sağlana kadar mücadeleye davam ettireceğiz. Anneler burada biz buradayız” dedi.