Türkiye Büyük Millet Meclisi, 101 yıl önce bugün, olağanüstü güç koşullarda faaliyetine başladı. Anadolu ve Rumeli’nin büyük bölümü işgal altındayken Ankara’da toplanan Meclis, Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolu açtı.

“Ulusun egemenliği yine ulus sağlayacaktır”

Osmanlı Mebusan Meclisi, 12 Ocak 1920'de gizli oturumda Misak-ı Milli kararını kabul etti, 18 Mart'ta son kez toplanarak kendini “süresiz olarak tatil” etti. Ordunun büyük bölümünün terhis edildiği, ülke topraklarının önemli bölümünün işgal edildiği koşullarda 23 Nisan 1920’de toplanan Büyük Millet Meclisi, Amasya Tamimi ile Erzurum ve Sivas kongrelerinde alınan “'ulusun egemenliğini yine ulusun sağlayacağı” kararının somut adımı oldu.

“Ankara’da olağanüstü yetkili bir Meclis”

Mustafa Kemal, 19 Mart 1920'de yayımladığı genelgeyle “Ankara'da olağanüstü yetkili bir Meclis” toplanacağını duyurdu. Büyük Millet Meclisi’nin toplanacağı söylenen genelgede, “Ulusun bağımsızlığını ve devletin kurtarılmasını sağlayacak önlemleri düşünüp uygulamak üzere ulusça olağanüstü yetki verilecek bir Meclisin Ankara'da toplantıya çağrılması ve dağıtılmış olan mebuslardan Ankara'ya gelebileceklerin de bu Meclise katılmaları'' isteniyordu. Hızlıca milletin vekilleri belirlendi, Ankara’ya ulaşabilen 84 Mebusan Meclisi üyesi ile birlikte 115 kişi ilk Meclis’i oluşturdu.

“Bütün ulusun emir alacağı en yüksek kat”

Mustafa Kemal, 22 Nisan 1920'de Büyük Millet Meclisi'nin açılışını duyurduğu genelgesinde ise “bütün sivil ve askeri makamların ve bütün ulusun emir alacağı en yüksek kat”ın bu Meclis olacağını vurguladı. 23 Nisan 1920 günü İttihat ve Terakki Kulübü olarak yapılan binada Türkiye Büyük Millet Meclisi ilk toplantısını yaptı. Mustafa Kemal Atatürk TBMM’nin ilk başkanı oldu.

TBMM adını Mustafa Kemal Atatürk koydu

Tarihçi, gazeteci-yazar Enver Behnan Şapolyo’ye göre Meclis'in adı Mustafa Kemal'in, Hükümet Konağı'nda Valinin odasında yaptığı toplantıda konuldu. Şapolyo’ya göre Atatürk, Meclis'in adının “Meclisi Müessesan (Kurucu Meclis)” olmasını istiyordu. Toplantıda “Meclis-i Kebir” önerisi geldi. Bunun üzerine Atatürk, “Biz burada Meclisi Kebir adı ile bir meclis kurarız. Fakat Türk milleti, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılmasını bekleyecektir" dedi ve odadakiler hep bir ağızdan “Bulduk” dediler. Mustafa Kemal'in ne bulduklarını sorması üzerine, şu cevap verildi: “Yeni meclisin adını: Türkiye Büyük Millet Meclisi...”

Neden 23 Nisan tarihi tercih edildi?

Gazeteci Yunus Nadi, Meclis'in aslında 22 Nisan 1920 Perşembe günü açılacağını, ancak Milli Mücadele karşıtlarının dini kullanma ihtimaline karşı, açılışın cuma gününe alındığını yazar. 23 Nisan Cuma günü Hacıbayram Camii'nde Cuma Namazı kılınıp, kurbanlar kesildikten sonra o dönem İttihat ve Terakki Kulübü olarak inşa edilmekte olan binada saat 13.45-14.00'te törenle TBMM açılır. Yunus Nadi o günü “muhteşem ve heybetli bir gün” olarak nitelendirir ve “daha sabahtan herkesin büyük bir bayram sevincine katılmak için evlerinden dışarıya çıktığını” anlatır.

Okullardan sıra, kahvehaneden petrol lambası

İlk Meclis’te 52 asker, 42 idareci, 39 memur, 32 din adamı, 30 öğretmen, 16 sağlıkçı, 7 aşiret reisi, 4 emniyet mensubu, 2 reji görevlisi ve 1 diplomat ile 102 serbest meslek mensubu milletvekili bulunuyordu. Milletvekillerinin oturması için okullardan sıralar getirildi, toplantı salonu bir kahvehaneden sağlanan petrol lambasıyla aydınlatıldı. Binanın hazırlığı sırasında bir okul için Marsilya’dan getirilen kiremitler kullanılır. Ancak yeterli olmaz. Yunus Nadi, bunun üzerine halkın evlerinin çatısından kiremitleri sökerek, kucak kucak kiremit taşıdığını anlatır.

“Tam bağımsızlık yazgısının sorumluluğu...”

Mazhar Müfit Kansu ilk Meclis’te 115 mebus olduğunu anlatır ve ekler: “Bizzat merak ederek saydım, 50 mebus kalpaklı ve 41 mebus fesli ve 21 mebus sarıklı idi.” Bu gelebilen mebus sayısıdır, Mayıs ayında 62 Mebus daha gelir. TBMM, en yaşlı üye sıfatıyla Sinop Mebusu Şerif Bey'in, konuşmasıyla açılır. Şerif Bey, konuşmasında, “ulusumuzun iç ve dış tam bağımsızlık içinde yazgısının sorumluluğunu doğrudan doğruya yüklenip kendisini yönetmeye başladığını bütün cihana duyurarak Büyük Millet Meclisini açıyorum” diyerek, Meclis'in amacını da kesin bir dille açıklar.

“Bakışlarımızı vicdanımızın merkezi olan millete dikelim”

Atatürk'ün sözleri TBMM’nin ilk günü tutanaklara şöyle yansıdı: "Hep birlikte bakışlarımızı, vicdanımızın merkezi olan millete dikelim. Orada erdemin, vefa ve içten bağlılığın, yenileme arzusunun, egemenlik aşkının ve geleceğin sönmeyen ateşi yanmaktadır. Bu kutsal ateş, kendi içindeki bilgisizlik ve karanlığı yakacak ve bağımsızlığımızın önüne dikilecek olan bütün engelleri yıkacaktır. Efendiler, millet önünde, onun hak ettiği bağımsızlığın önünde, onun layık olduğu gelişme ve yenileme arzusu önünde, her kuvvet ancak milletin irade ve amaçlarına uymak şartıyla yaşayabilir. Milletin irade ve amaçlarına uymayanların talihi hüsrandır, çökmedir.”