Editörlüğünü Hamdi Tayfur’un yaptığı, “Dip Dalga: Eski Müslümanlar, Yeni Deistler/Ateistler, Agnostikler…” kitabı Ankara Okulu Yayınları’ndan çıktı. 60 kişiyle yapılmış mülakatlardan ve mülakatlara dayalı yorumlardan oluşan kitabı anlatan Hamdi Tayfur; dinden uzaklaşmanın arttığını belirterek, pek çok kişinin kendisini agnostik olarak tarif ettiğini belirtiyor.

Serbestiyet'de yayınlanan söyleşisinde Tayfur; dinden uzaklaşma eğiliminin AKP'nin ikinci iktidar döneminde artışa geçtiğini yorumlayarak şunları söylüyor:

"Yoğunluk 2011 sonrası artıyor. Bunun dışsal faktörlerin tetikleyici etkisiyle ilgisinin olduğunu düşünüyorum. Bilindiği gibi 2010 yılına kadar AK Parti hükümette olmasına rağmen yeteri kadar güçlü değildi ve İslamcılığın iktidardaki gerçek yüzü tam olarak ortaya çıkmamıştı. Öncesinde AK Parti, iktidardaki muhalefet gibiydi ve söylemleri, AB üzerinden yaptığı uygulamalar daha özgürlükçü idi. Asker ve hukuk cenahından gelen baskılar nedeniyle mağdurdu. 12 Eylül 2010 anayasa değişikliğinden sonra muktedir oldu. 17-25 Aralık, Gezi olayları, 15 Temmuz darbesi, dinci kadrolaşma, ayyuka çıkan yolsuzluklarla birlikte İslamcı AK Parti’ye karşı oluşan tepkiler dinin sorgulanmaya başlamasında tetikleyici bir rol oynadı ve İslam’a dönük eleştirel bakışı artırdı. Bir de 2010 yılından sonra internet ve sosyal medya kullanımındaki hızlı artışı da görmek gerekir. Son 10-12 yıldır internet kullanımındaki bu hızlı artış çok farklı tartışma ortamlarının doğmasına yol açtı. Sosyal medyanın en önemli tartışma konularından birisinin din olduğunu unutmamak gerekir."

Depremle ilgili "kader planı" tespitini de de yorumlayan Tayfur "eğer bu araştırmayı beş sonra tekrar yaparsak muhtemelen dinden çıkan insanların dini sorgulamalarına neden olan, bunu tetikleyen dışsal faktörler listesine 2023 Maraş depremini de ekleyebiliriz" diyor ve insanların şu soruları soracağını söylüyor:

"Eğer deprem Allah’ın günahkârlara gönderdiği bir ceza ise depremde bu kadar masum çocuk neden öldü? Üstelik o bölgenin insanlarının çoğu dini sorumluluklarını yerine getiriyorlardı. Eğer Allah rahman ve rahim ise, bebeğine sarılarak ölen o kadın ve çocuğun acı içinde ölmesine neden izin verdi? Eğer Allah mutlak iyi ise iyi kötü ayırmadan neden on binlerce insanı helak etti? Allah insanlara bu kadar acıyı bir kerede verecek kadar merhametsiz olabilir mi?"

Tayfur ayrıca "Evi yıkılan bir dostum ki dindar birisiydi, telefonda bana şunu söyledi: “Deprem günü Allah burada değildi, eğer burada olsaydı bu kadar acıya izin vermezdi!” dediğini aktarıyor.