Candan: “Merkez Bankası’na bir kez daha sesleniyoruz, ayaklarını denk alsınlar. Mimarlar Odası’nın üyelerinin, mimar meslektaşlarımızın, her şeyi göze almış bu yöneticilerin kaybedecekleri bir şeyleri yoktur. Dolayısıyla meslektaşlarımız üzerindeki baskılarından vazgeçsinler” dedi.

TMMOB Mimarlar Odası Ankara Şube yönetimi, Merkez Bankası'nın İstanbul'a taşınması nedeniyle personele uygulanan baskılara ilişkin bugün TMMOB Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Şube Başkanı Tezcan Karakuş Candan, şunları söyledi:

“FİNANS MERKEZİNİN ANKARA’DAN TAŞINARAK BAŞKENT KİMLİĞİNİN İÇERİĞİNİN BOŞALTILMASI İLE KARŞI KARŞIYAYIZ”

“Merkez Bankası’nın Ankara’dan taşınıyor olması ve bu taşınma süreci ile birlikte de Merkez Bankası personeli üzerinde de baskılar, çok ciddi rahatsızlıklara neden olmuş durumda. Öncelikle şunu söylemek gerekiyor, dün Altılı Masa’nın ortak politikalar metni yayınlandı. O metin içerisinde de Merkez Bankası’nın tekrar Ankara’ya geleceğine dair bir vaatte bulunuldu. Bunun anlamlı olduğunun altını çizmek gerekiyor. Çünkü Cumhuriyet’in finans merkezi Başkent’tir, Ankara’dır. Cumhuriyet’in siyasal dönüşümü ile birlikte iktisadi dönüşümü de Ankara’da şekillenmiştir ve bununla birlikte 1924 yılında kurulan İş Bankası binası, 1926 yılında Osmanlı Bankası, Ziraat Bankası, 1929’da yine İş Bankası binasının yapılması, 1931’de Clemens Holzmeister’in tasarımı ile Merkez Bankası’nın yapılması… gibi bir iktisadi temelin atıldığı yer yani Cumhuriyet’in finans merkezi, kurtuluşun ve kuruluşun kalbi olan Ulus’ta planlanmış. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın son dönemde özellikle AKP iktidarında ve Melih Gökçek yönetiminde Ankara’nın Başkent kimliğinin içeriğinin boşaltılması, Cumhuriyet dönemine ait eserlerin yok edilmesi ve giderek de finans merkezinin Ankara’dan taşınarak Başkent kimliğinin içeriğinin boşaltılması ile karşı karşıyayız.

“BAŞKENTİN ANKARA MI, İSTANBUL MU OLACAĞI TARTIŞMALARINI ÖNÜNÜ AÇAN BİR YAKLAŞIM”

Şu anda Merkez Bankası’nın da 67 katlı bir finans merkezine taşınıyor olması da aslında gelecekte başkentin Ankara mı, İstanbul mu olacağı tartışmalarını önünü açan bir yaklaşım. Bunun altını çizmek gerekiyor. Şu günlerde ise en önemli sorun bu taşınmayla birlikte Merkez Bankası personelinin de İstanbul’a gönderilmesi. Bu süreçte çok fazla meslektaşımız, teknik eleman, orada çalışanlar bize ulaştılar. Zorla bir sözleşme imzalatmaya çalışıyorlar ve Ankara’dan İstanbul’da onların belirlediği koşullarda çalışmak üzere… Kabul etmeyenlerin kartları, içeriye girişleri engelleniyor. Bir gün gidiyorsunuz iş yerinize, içeri gireceksiniz kabul etmediğiniz için içeri alınmıyor. Bu süreç içerisinde aslında açığa çıkan başka bir durum var. Bu iktidarın iktisadi politikalarda özellikle Merkez Bankası gibi bağımsız bir kuruluş olan yapının ne hale geldiğini de gösteriyor.

“MERKEZ BANKASI’NIN BÜYÜK BİR KISMI TAŞERON OLARAK ÇALIŞIYOR”

Merkez Bankası’nın personelinin büyük bir kısmı taşeron olarak çalışıyor. Yani Merkez Bankası’nın kadrolu, Cumhuriyet’in iktisadi dönüşümünün mekansallığında şekillenen, oralarda çalışmak liyakat istiyor, özel bir durum. Şimdi taşeron firma aracılığıyla taşeron işçi, taşeron mühendis, taşeron mimar yaklaşımı ile yüzlerce belki de binlerce isim orada çalıştırılıyor. Bu Merkez Bankası’nın geldiği durum açısından sıkıntılıdır. Orada çalışan insanların hem liyakatli hem de kendisine devlet güvencesinde hissetmesi gerekir. Oysa bugün bir tarafta kadrolu çalışanlar diğer taraftan da taşeron firma tarafından işe alınan elemanlar var. Bu iki yapının da birbiri içerisindeki ayrıcalıklı farklı süreçleri eşitlik ilkesine aykırı.

“MERKEZ BANKASI’NDA GÖREVLİ OLAN FAKAT CUMHURBAŞKANLIĞI’NDA GÖREVLİ OLDUĞU İÇİN HİÇ MERKEZ BANKASI’NA UĞRAMAYANLAR VAR”

Öncelikle şunu söylemek gerekiyor, Merkez Bankası’nda bir taşeron hizmeti yerine orada çalışan insanlarının hepsinin kadroya geçirilmesini önemsiyoruz. Bize iletilen konulardan bir tanesi, Merkez Bankası Başkanı’nın akrabalarının, köylülerinin, yakınlarının çok fazla şekilde Merkez Bankası’nda görev aldığı ve çalıştığı. Bunlar kimlerdir, açıklanmasını isteriz. Hem meslektaşlarımız üzerinde hem orada çalışanlar üzerinde o kadar baskı yürütülürken Merkez Bankası’nın başkanının yakınları kimlerdir? Yine Merkez Bankası’nda görevli olan fakat Cumhurbaşkanlığı’nda görevli olduğu için hiç Merkez Bankası’na uğramayanlar var, bunların bilgisi bize geldi. Bunun da açıklanmasını istiyoruz. Merkez Bankası, Ankara açısından çok önemlidir ve orada alınan her bir karar kendi içerisinde bir liyakat esası ile şekillenmesi gerekirken Merkez Bankası da acaba insanların alınıp başka yerlerde görevlendirildiği bir mekanizma haline mi dönüştü? Bunun da aslında kamuoyuna açıklanmasını bekleriz. Dolayısıyla Merkez Bankası Cumhuriyet’in Merkez Bankası olmaktan, Ulus’ta Cumhuriyet’in finans merkezi olmaktan bu iktidar döneminde çıkartılmaya çalışılmaktadır. Biz Merkez Bankası’nın yerinin Ankara olduğunu biliyoruz, kanunen Anayasa çerçevesinde zaten taşınamaz, dolayısıyla orada çalışanlara koşullarını değiştirmeden İstanbul’da yaşama, taşınma gibi zorla imzalattırılmaya çalışılan bu sözleşmelerinin de hukuki olmadığının altını çizmek için bugün basın toplantısını gerçekleştirdik.

“MERKEZ BANKASI’NA BİR KEZ DAHA SESLENİYORUZ, AYAKLARINI DENK ALSINLAR”

Bir kez daha altını çizmek isteriz, Merkez Bankası’nın yeri Ankara’dır; anayasal olarak da kanunen olarak da Türkiye Cumhuriyeti’nin finans merkezi Ankara’dır. İdari merkez Ankara olduğu için orada çalışan insanlar bu ülkenin okumuş yazmış, oraya emek veren insanlarıdır. Ben size bize gelen metinden bir paragraf okuyacağım: ‘Yıllardır emek verdiğimiz ve banka sözleşmesi beklediğimiz bankadan koparılarak herhangi bir güvence verilmeden tüm haklarımızdan vazgeçmemizi isteyen bu belgelere imza atmayanlar, arkasında hiçbir siyasi güç olmaması, diğer meslektaşlarımıza ve bizleri taşeron işçilere ibret olsun diye yapılan bu saygısız, bu hukuka aykırı davranışın sonlandırılması, itibarımızın yerle bir edildiği kart basmama ve iş yerimize alınmama durumunun çözülmesi temennisi ile sizlerden destek bekliyoruz’ diyor. Kimlerden bekliyor desteği? Mimarlar Odası’ndan, örgütünden bekliyor. Biz bu meslektaşlarımızın böyle çalışan arkadaşlarımızın sonuna kadar arkasındayız. Merkez Bankası’na bir kez daha sesleniyoruz, ayaklarını denk alsınlar. Mimarlar Odası’nın üyelerinin, mimar meslektaşlarımızın, her şeyi göze almış bu yöneticilerin kaybedecekleri bir şeyleri yoktur. Dolayısıyla meslektaşlarımız üzerindeki baskılarından vazgeçsinler.”