TBMM Genel Kurulu'nda DEM Parti ve CHP tarafından 32. yıldönümünde Sivas Madımak katliamının araştırılması önerisi AKP ve MHP oylarıyla reddedildi.

CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek, "Meclis olarak yapmamız gereken şey adaleti geciktirmek değil, geciken adaleti bugünden itibaren inşa etmeye başlamaktır. Bu öneri sadece bir araştırma önerisi değil, aynı zamanda bir vicdan testidir" dedi. DEM Parti Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez ise, "Bu ülkenin hukuk sistemi Sivas katliamı karşısında sınıfta kalmıştır ama biz bu Meclis'te sınıfta kalmamalıyız. Biz Meclis olarak adaletin yeniden tesisine katkı sunmalıyız" ifadelerini kullandı.

Meclis'in Madımak katliamının aydınlatılmasında tarihsel bir sorumluluğu olduğuna dikkat çeken muhalefet milletvekilleri, davanın zaman aşımına uğramasına da tepki gösterdi.

"Bu katliam toplumsal barışı yaraladı, devletin güvenilirliğini sorgulattı"

DEM Parti Hakkari Milletvekili Onur Düşünmez, şunları söyledi:

"2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta yaşananlar bir anlık öfkenin, rastlantısal bir kışkırtmanın, sokakta taşkınlık yapan kalabalıkların eseri olmadı. Bu katliam, örgütlü, planlı, göz göre göre gelen bir vahşetin adıdır. O gün Madımak Otelinin çevresi saatler boyunca bir nefret çemberiyle kuşatıldı. Binanın içindeki insanlar yakılarak katledildi. İçerden çıkmak isteyenler engellendi, alevlerin yükselişi alkışlarla, tekbirlerle karşılandı. Bu görüntüler canlı yayınlarda herkesin gözü önünde yaşandı. Bu bir toplu infazdır. Bu, devlet gözetiminde gerçekleştirilen bir kıyımdır. Bizler bu önergeyle sadece geçmişin karanlık bir gününü aydınlatmaya çalışmıyoruz, aynı zamanda bugünümüzü onarmaya ve geleceğimizi kurmaya çalışıyoruz. Sivas katliamını araştırmak, hakikati ortaya çıkarmak, adaletin gereğini yerine getirmek, bu Meclisin en asli görevlerinden biridir. 33 canı aramızdan alan bu katliam toplumsal barışı yaraladı, devletin güvenilirliğini sorgulattı, hukuka olan inancı sarstı.

Yargı makamları 'insanlığa karşı suç' tanımını bu katliam için uygulamadı. Oysa Türk Ceza Kanunu açık, insanlığa karşı işlenen suçlarda zaman aşımı olmaz ancak Sivas davasında bu madde görmezden gelindi. 30 yıllık zaman aşımı süreleri doldu, avukatlara tebligat yapılmadan dosyalar kapatıldı, duruşmalar gizlice yürütüldü, failin izini sürenler değil hakikat için direnenler cezalandırıldı. Ne kadar da benzer yargılamalar, değil mi? Bu ülkenin hukuk sistemi Sivas katliamı karşısında sınıfta kalmıştır ama biz bu Mecliste sınıfta kalmamalıyız. Biz Meclis olarak adaletin yeniden tesisine katkı sunmalıyız. Madımak Otelinin bugün bir utanç müzesine dönüştürülmemiş olması bile başlı başına bir yüzleşme eksiğidir."

"Firari sanıkların yakalanması için uluslararası iş birliği mekanizmaları devreye sokulmalı"

İYİ Parti İzmir Milletvekili Hüsmen Kırkpınar ise şunları söyledi:

"Bugün, Madımak katliamının yıl dönümünde yalnızca yitirdiğimiz canları anmamız elbette tek başına yeterli değildir, bize düşen aynı zamanda hukuki sorumlulukları hatırlatmak ve adaletin tesisi için somut adımların atılmasını sağlamaktır. Bilindiği gibi, firari sanıklar yönünden dava zaman aşımı nedeniyle düşürülmüştü. Bu karar kamu vicdanında büyük bir yara açtı. İnsanlığa karşı işlenmiş suçlarda zaman aşımı uygulanmamalıdır. Aksi takdirde, adalete olan inanç zedelenmeye ve yapanın yanına kâr kaldığı anlayışı gelişmeye devam edecektir. Bu nedenle, bu kararın yeniden değerlendirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Bizler iktidara, insanlığa karşı suçların zaman aşımına uğramaması için yasal düzenleme yapılması çağrısında bulunuyoruz ve firari sanıkların yakalanması için uluslararası iş birliği mekanizmaları devreye sokulmalıdır diyoruz.

Şüphesiz bu coğrafyada tarih boyunca her dönemde ortak yaşamın zenginliğini ve kardeşliğini paylaştık. Bizler ötekileştirmeye, ayırımcılığa ve nefret diline her zaman karşı çıktık ancak millî değerlerimizle ve inancımızla oynamak ya da provoke etmek de bu milletimizin kabul edeceği bir şey değildir. Sadece geçmişin hesabını sormak için değil, gelecekte de benzer acıların yaşanmaması adına hukukun üstünlüğünü tesis etmeliyiz.

"Verilecek her oy provokasyonlarının da önüne geçmiş olacak"

CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek ise şu ifadelere yer verdi:

"Ben milletvekilli kimliğimin de ötesinde vicdani bir sorumlulukla bugün bu önergeye 'evet' diyeceğim çünkü bugün verilecek her oy sadece geçmişin karanlığını aydınlatmakla kalmayacak, yarınlarımızın faili meçhullerinin, kışkırtmalarının, provokasyonlarının da önüne geçmiş olacak. Bakın, çok değil daha birkaç gün önce İstanbul'da yine benzeri bir suçsuzluk, cezasızlık kültürünün örneğini Leman dergisinin önünde gördük. Silivri'de rehin tuttuğunuz Cumhurbaşkanı adayımız Ekrem İmamoğlu'na destek vermek için Saraçhane'ye gelen gençlere, 1 Mayısta Taksim'e yürümek isteyen emekçilere, Gazze'de yaşanan katliama ses çıkarmak için yürümek isteyen İstanbul il örgütümüze olanca şiddeti uygulamaktan kaçınmayan emniyet güçleri Leman dergi binasına taş ve sopalarla saldırıldığı, kapılarının zorlandığı, açık açık ölüm tehditlerinin savrulduğu gecede âdeta izlemekle yetindi. Daha da vahimi Büyük Doğu Akıncıları Derneği Başkanının kamuya açık bir şekilde 'ya onlar ölecek ya biz' dediği bu ülkede bu sözün herhangi bir hukuki yaptırımı olup olmadığını henüz öğrenmiş değiliz. Bugün özgürlük, ifade özgürlüğü hedef alınıyorsa, karikatür çizenler tehdit ediliyorsa bunun sebebi Sivas katliamının, 10 Ekim gar katliamının faillerinin ortaya çıkarılmaması, aydınlatılmamasıdır. Meclis olarak yapmamız gereken şey adaleti geciktirmek değil, geciken adaleti bugünden itibaren inşa etmeye başlamaktır. Bu öneri sadece bir araştırma önerisi değil, aynı zamanda bir vicdan testidir."