Şarkıcı Sinan Akçıl, Sabah gazetesine konuştu. AKP iktidarının 20 yıllık kutuplaştırıcı dilini görmeyen Akçıl, toplumdaki kutulaşmayı 'aklının almadığını' söyledi.

Cumhuriyet'in 100'üncü yıl konserlerini Filistin için iptal etmesiyle de gündeme gelen Akçıl, "Gazze'de insanlar ölürken sahnede hareketli şarkı söyleyip, dans etmek istemedim. Ben Cumhuriyet çocuğuyum, neden Cumhuriyet'e karşı olayım ki? Sanki böyleymiş gibi algı yaratmak istediler. Ben bayrağımla sokağa çıkıyorum ama bugün konser yapmak gelmiyor içimden demiştim. Alıştım polemiklere, seneye başka sebepten polemik yaratırlar. Gülüp, geçiyorum” ifadelerini kullandı.

Entellektüel birikimi olduğunu öne süren Akçıl, siyasi kariyer hedefinin olduğunu da belirtti. Akçıl şunları sarf etti:

    "Ülkemi dünyada da gururla temsil edebileceğime inanıyorum. Bu yüzden siyasete girmeyi düşünebilirim. İnsani değerlere sahip çıkmak, vicdanlı olmak, insanları aşağılamamak ve milliyetçilik kırmızı çizgilerim. Son seçimlerde halkımız da tercihini bu yönde kullandı diyebilirim”


"CUMHURBAŞKANIMIZI BABAM GİBİ GÖRÜYORUM"

Zaman zaman linçe maruz kaldığını söyleyen Akçıl, şunları kaydetti:

    “Cumhurbaşkanımızı çok sevdiğimi her yerde söylüyorum. Halk duygularımdaki samimiyetimi görüyor. Cumhurbaşkanımızı babam gibi görüyorum, bu duyguyla yaklaştım ona, yalaka olmadım. Bazı sanatçılarımızın yalaka davranışlarını görüyorum, çok belli oluyor. Şimdi Cumhurbaşkanını babam veya ailemden biri gibi görüyorum dediğim için de bana laf söyleyecekler ama gerçek bu. Cumhurbaşkanımız boşanma sürecinde Burcu ve benimle konuşma yapmış, "Bu yuva yıkılmasın" demişti. Bizi de motive etmişti bu konuşması ve bir süre daha devam etmişti. Bazen bu kadar kutuplaşmayı veya bunu sev, bunu sevme gibi sert yaklaşımları aklım almıyor.”

"BENCE 5 YIL BOYUNCA İSTANBUL'UN BİR KAZANIMI OLMADI"

Akçıl, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik de şu eleştirileri getirdi:

    “Bence 5 yıl boyunca İstanbul'un bir kazanımı olmadı. Yani 'Vay nasıl güzel işler yapıldı' diyeni de pek duymadım, en azından kendi çevremde... Başkasının fikri farklı olabilir, saygı duyarım ama ben kendi gözlemimi söylüyorum. Deprem bölgesinin tam ortasında bir şehir İstanbul, buna dair şehre katkı sağlayabilecek, İstanbul'u daha da güzelleştirebilecek bir başkan olursa, kendi güvenliğim ve insanların güvenliği açısından bir tık daha rahat uyurum... Mesela ”