Emek Partisi (EMEP) Genel Başkan Yardımcısı ve Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında İsrail’in İran’a saldırısına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Sevda Karaca'nın konuşmalarından ana başlıklar ise şöyle: 

“Tetikte duran İsrail, emri veren ABD emperyalizmi”


Karaca, İsrail’in İran’ı hedef alan saldırılarına dair açıklama yaptı. Meclis’te düzenlediği basın toplantısında İsrail saldırılarının arka planına dair de değerlendirmelerde bulunan Karaca, “Gazze’de halkı katleden, soykırım yapan İsrail ABD emperyalizminin tam desteğiyle İran’a saldırıyor. Bu, bölgemizi ateşe boğacak bir saldırganlıktır. Ortada sadece İsrail’in değil doğrudan doğruya Amerika Birleşik Devletleri’nin bölgeyi kana bulama planı var. Trump büyük bir şımarıklıkla ‘haberimiz yoktu’ dese de adeta lafı ağzında çiğneyerek halkların üstüne tükürerek ‘Biz de böyle olması istemezdik’ dese de çok iyi biliyoruz ki Trump bu kanlı operasyonu bir parçası. Tetikte duran, düğmeye basan İsrail ama emri veren, bütün bu silahları sağlayan, bölgedeki kanlı planı çizen Amerikan emperyalizminin ta kendisi” dedi.

“İkiyüzlülüğün daniskası”


AKP iktidarının saldırının siyasi, ekonomik, lojistik ortağı olduğunu belirten Karaca, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Uluslararası toplum, küresel ve bölgesel istikrarı hedef alan İsrail haydutluğuna artık bir dur demelidir. Netanyahu ve katliam şebekesinin tüm bölgemizi ateşe atan saldırılarının mutlaka önüne geçilmelidir. Orta Doğu’da daha fazla kan, yıkım ve çatışma görmek istemediğimizi bugün bir kez daha ifade ediyoruz” sözlerine, “Erdoğan artık dur denmesi gereken haydutluğun ortağı değilmiş gibi konuşuyor. Netenyahu ve İsrail saldırılarına karşı atılması gereken adımların tek birini bile atmadan yalnızca sosyal medya paylaşımlarıyla sorumluluğunu ortadan kaldırabileceğini zannediyor.” şeklinde yanıt verdi. Mersin Limanı’ndan çıkan İsrail gemisi VELA’yı hatırlatan “Herkes biliyor bu geminin İsrail ordusuna çalıştığını. Koca bir ülkenin Cumhurbaşkanı bu gerçeği bilmiyor muydu? Biliyordu ama ses çıkarmadı, hatta yol verdi, çünkü bu savaşın gerçek ortaklarından biri de bu AKP iktidarıdır” sözleriyle cevapladı.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat’ın “Gemiler bize uğradıktan sonra İsrail’e de gidebilir, engelleyemeyiz. Başka ülkenin şirketlerine öyle davranırsak ticaret yapamaz hale geliriz” ifadelerini de hatırlatan Karaca, “Bu söz bir itiraftır ve Erdoğan’ın sözünü çöpe atmaya yeter.  Hâlâ limanlarımıza, hava sahalarımıza, topraklarımıza İsrail’e hizmet eden araçları alıyorlar, bir kınama mesajıyla işin içinden sıyrılacaklarını sanıyorlar. Silah taşıyan gemiye göz yumup, aman ticaretimize zeval gelmesin deyip, sonra kameraların önüne geçip birkaç cümleyle suçu örtmeye çalışmak ikiyüzlülüğün daniskasıdır” dedi.

“İsrail’le ticaret dursun, diplomatik ilişkiler kesilsin”


AKP’nin yıllardır halkın önünde kınama mesajları yayınlayıp kulislerde anlaşmalar yaptığına dikkat çeken Karaca, “Saray’ın ‘yerli ve milli’ edebiyatı, Washington’dan gelen talimatlarla uyumlu hâle getirilmiş bir iç ve dış politikaya dönüşmüş durumda. Bu ülkenin yurttaşları, işçileri, gençleri, kadınları, emekçileri bu ikiyüzlülüğü kabul etmiyor! Bu vahşeti durdurmak için Türkiye bir an evvel İsrail’le ticareti durdurmalı, bütün diplomatik ilişkileri kesmeli ve bu ülkenin savaşa lojistik merkez olmasının önüne geçilmeli. Daha dün İsrail’in saldırılarının genişleyebileceğini ve Türkiye’nin de tehdit altında olduğunu söyleyen AKP iktidarı, bu saldırıları önlemek istiyorsa İsrail’e kalkan olmaktan vazgeçmeli” dedi.

“Emperyalist-Siyonist saldırganlık, molla rejiminin baskı politikalarıyla meşrulaştırılamaz”
Bu saldırıların İran rejimini değil; bölge halklarını hedef aldığının altını çizen Karaca, “İran rejiminin, Pers, Azeri, Kürt ve diğer halklardan oluşan İran’ın ezilen emekçi sınıflarına ve halklarına yönelik baskı, inkâr ve sömürü politikalarını asla desteklemiyoruz. Ancak bu saldırganlığın Molla rejimine karşı demokratik haklarını talep eden İran’ın halk kesimlerine karşıdır ve halklara karşı Molla rejimini güçlendirmenin bir aracı haline gelecektir. Bu düzeni değiştirecek olan, İran’ın çok kimlikli ve çok kültürlü yapısına yaslanan halklarının birleşik ve örgütlü direnişidir. Emperyalist-Siyonist saldırganlık, molla rejiminin baskı ve sömürü politikalarıyla meşrulaştırılamaz” şeklinde kaydetti.