Haber: Sabri Kırdar

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi TİS görüşmeleri öncesi iş kollarıyla ilgili taleplerini açıklamayı sürdürüyor. Sağlık Bakanlığı ve 1. Basamak’ın ardından Üniversite Hastaneleriyle ilgili talepleri de bugün kamuoyuyla paylaşıldı. Konuyla ilgili açıklamayı SES Antalya Şube Yönetim Kurulu Üyesi Ekrem Çelik yaptı.

Üniversite hastaneleri sağlık hizmetlerinin önemli parçası ve nitelikli sağlık hizmeti üretiminin de en belirleyici unsurlarından olmasına rağmen sağlık sistemimiz içerisinde üvey evlat olarak görülmektedir. Temel görevi eğitim, öğretim ve araştırma olan devlet üniversite hastanelerimiz bu kimliğinden çoktan çıkarılmış ve devlet hastanesi kimliğine sokulmuştur diyen Ekrem Çelik sözlerini şöyle sürdürdü;

Yeterli personel istihdamı yapılmayarak tüm çalışanlar angarya çalışma koşullarına maruz bırakılmıştır. Özellikle asistan hekimler hasta, iş yükü ve angaryalar nedeniyle eğitim için yeterli zaman bulamazken, öğretim üyeleri de finansal baskılar nedeniyle hizmet ağırlıklı çalışmaya zorlanıyorlar. Ek ödeme, performans, teşvik ve ücret baskısı nedeniyle alanında isim yapmış tıp insanları kamusal alandan çekilerek özel sektöre yöneliyor. Bir kısmı da yurtdışına gidiyor. Oysa tüm ülkenin vatandaşlarının sağlığa erişim hakkı kapsamında bu hekimlere ihtiyacı varken sadece parası olanlar şifa buluyorlar. Üniversite hastaneleri borç batağından çıkmanın yolu olarak daha az maliyetle hizmet üretip daha fazla gelir elde etmek için etik dışı yollarla döner sermayeyi arttırmaya çalışıyorlar. Pandemide dağıtılması gereken ek ödemeyi borçlarını ödemek için kullanabiliyorlar. Sendikal hak ve özgürlükleri, sendikal güvenceleri, çalışma hakkına ilişkin kazanılmış hakları yok sayarak sağlık emekçilerini köle gibi sömürmek istiyorlar. Sendikal eylemleri darbe teşebbüsü olarak gören rektörler, başhekimler en ufak hak talepleri için disiplin soruşturmasıyla sağlık emekçilerinin seslerini kısmaya çalışıyorlar.

Bizler yetkili sendikanın kör sağır ve dilsiz kaldığı bir süreçte yetkiyi aşarak tüm üniversite hastanelerinde korkmadan, yılmadan ısrarla sağlık emekçilerinin SES’i, çığlığı olduk olmaya da devam edeceğiz. Şimdi de Ağustos ayında imzalanacak 2024-2025 yılları arasındaki mali, sosyal ve çalışma alanımıza ilişkin koşulları düzenleyen Toplu İş Sözleşmesi sürecinde haklı ve meşru taleplerimizi, TİS masasına taşımak için birbirimizi ötelemeden, hangi sendikaya üye olduğumuza bakmadan bir araya gelip birlikte mücadele etmek ve mücadeleyi birlikte büyütmek zorundayız. Aşağıda yer alan taleplerimiz TİS masasına taşınana kadar pazarlık gücümüzü grev hakkıyla dengeleyene kadar mücadeleden başka yolumuz yok.

Ekrem Çelik Üniversite Hastaneleri için taleplerini şu şekilde sıraladı

  1. Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin.

  • Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın

  • Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın,

  • Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak tüm emekçilere ödensin ve geçmiş yılları da kapsasın

  • NÖBET, İCAP VE FAZLA ÇALIŞMA ÜCRETLERİ 2 KAT ARTTIRILSIN

  • Sağlık alanında çalışan tüm emekçiler “sağlık hizmetleri sınıfı”na alınsın

  • Üniversite hastanelerinde de çalışanlara tayin hakkı verilsin,

  • Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için “şiddet üreten sağlık sistemi” değişsin,

  • Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/A kapsamına alınsın.

  • Kamu sağlık hizmeti verilen ASM’lerde her türlü giderler devlet tarafından karşılansın,

  • Covid-19 gibi meslekle ilgili hastalıklar, illiyet bağı aranmadan sağlık kurumlarında çalışan tüm personel için meslek hastalığı sayılsın,

  • Muayene, tedavide ve ilaçta hiçbir ad altında; katkı, katılım payı, ilave ücret alınmasın. Sağlık hizmetleri ücretsiz olsun.