Haber: Sabri Kırdar

Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Antalya Şubesi Eş Başkanı Dr. Kaan Taşer, SES’in 27. Kuruluş Yıldönümü nedeniyle açıklamalarda bulundu.

Şube binasında konuşan SES Antalya Şube Eş Başkanı Dr. Kaan Taşer;

“Bugün 1 Ağustos SES’imizin kuruluş yıldönümü. Bugün üyelerimiz ile sağlık ve sağlık sosyal hizmet emekçileri ile birlikte eğlenceli kutlamalar yapmak isterdik. Ancak eğlenmek yerine bizlere yine mücadele düşüyor. Bu nedenle de bugün iş bırakıp iş yerleri önünde, alanlarda, meydanlarda SES’imizi yükseltiyoruz.

Bugün sağlık emekçileri ve halkın sağlık alanı ile ilgili yaşadığı sorunların temelinde uygulamaya konulan “sağlıkta dönüşüm” programları yatmaktadır. Devrim diye nitelendirilen ve eczane kuyruklarını, muayene kuyruklarını bitirdik diye övündükleri sistemde sanal kuyruklarda muayene sırası için aylarca bekliyoruz. Çeşitli görüntüleme vb tetkikler için aylarca bekliyoruz. Birçok ilaca erişim yok. Katkı, katılım payı, ilave ücretler gibi birçok kalemde verdiğimiz vergiler dışında ekstra ücretler ödüyoruz. Artık sağlık hizmetleri alınır satılır bir metaya dönüşmüş durumda. Sağlık hizmetleri kamusal ve ücretsiz niteliğini yitirmiş artı değer yaratılan, kar edilen alan konuma getirilmiştir” dedi.

Angarya Çalışma Dayatılıyor

“Hizmeti üreten sağlık emekçileri açısından da kışkırtılan sağlık talebi ile birlikte eksik personel nedeniyle uzun çalışma süreleri, angarya çalışma dayatılmıştır” diyen Dr. Kaan Taşer sözlerine şöyle devam etti;

“ Döner sermaye, performans, teşvik, taban gibi ücret rejimine yapılan müdahaleler ile temel ücretlerimiz yıllar içinde düşmüş gelirlerimizi arttırmak için fazla mesai ve sürekli nöbet tutmak zorunda bırakıldığımız bir dönemi yaşıyoruz. Üstelik almış olduğumuz ücretlerin yarısından fazlası emekliliğe yansımadığı içinde mezarda emeklilik dayatmasıyla karşı karşıyayız. Sağlık emekçileri büyükşehirlerden, tatil bölgelerinden başka yerlere tayin çıkarmak için torpil arayışına girmek zorunda kalmıştır. Çünkü buralarda kiralarını dahi ödeyecek durumları ortadan kalkmıştır. Birkaç kişi aynı evi paylaşmak zorunda kalmaktadırlar. Güvencesizlikten, geleceksizlikten kaygılanan sağlık emekçileri yurt dışına gitmek için çaba içine girmişlerdir.

Yine sağlık emekçilerinin kanayan yarası şiddet artarak devam etmektedir. “dönüşüm” öncesi hastanelerde sadece bir polis memuru adli işleri takip etmek için bulunurdu ve bu kadar şiddet yoktu. Bugün her hastanede yüzlerce güvenlik görevlisi var fakat sağlık emekçilerine yönelik şiddet artarak devam ediyor. Biz artan şiddetin sebebinin bu sağlık sistemi olduğunu biliyoruz. Yine yöneticilerin mesleklerimizi değersizleştiren yaklaşımları, halka karşı halkın bir parçası olan bizleri kötüleme yaklaşımları şiddetin artmasındaki en büyük nedenler arasında. Tek başına buda değil elbette ki siyasilerin toplumda yarattığı kutuplaşma, gittikçe otoriterleşen yönetim biçimi nedeni ile kültür haline gelen şiddetinde etkisi var. Bu nedenle de biz şiddet üretmeyen bir sağlık sistemi inşa etmek zorundayız. Aynı zamanda demokratik bir ülke yaratma mücadelemizi de yükseltmek zorundayız. SES’in sağlıkta şiddete yaklaşımını diğerlerinden ayıran en büyük özellik güvenlik politikaları ekseninde yaklaşmak değil; iş yerlerinden, toplumun tüm hücrelerine ve bütün bir ülkeye demokratik, şiddetsiz yaşanılır bir sistem yaratma mücadelesidir.”

Sosyal Hizmet Alanında Sorunlar Devasa Boyutta


 

Sağlık alanı gibi sosyal hizmet alanında da sorunlar devasa boyutlara ulaştığını ifade eden Dr. Kaan Taşer; “Sosyal politika yerine sadaka kültürünün yaratılarak sosyal yardımların iktidar tarafından bir örgütlenme ve toplumu baskılama aracı olarak kullanılması sosyal adaleti sağlamadığı gibi refahın yeniden dağıtımında da dezavantajlı olanları daha da güçsüz bırakmaktadır” dedi.

Taleplerimiz İçin İş Bırakıyoruz

Uzun yıllardır emeğin ve işkolu emekçilerinin hakları ile halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkına yönelik SES’imizi yükseltiyoruz diyen Dr. Kaan Taşer taleplerini şu şekilde sıraladı;

Temel taleplerimiz başta olmak üzere TİS masasına konfederasyonumuz KESK tarafından gönderilen tüm taleplerimiz için;

  • 1 Ağustos 2023 tarihinde bugün kuruluş yıl dönümümüzde mücadeleyi büyütmek ve taleplerimizi bir kez daha dile getirmek için iş bıraktık ve alanlardayız.


 

  • Yine konfederasyonumuz KESK tarafından 10 Ağustos 2023 tarihinde TİS kapsamında yapılacak iş bırakma kararına tüm gücümüzle katkı koyacağız.

TEMEL TALEPLERİMİZ;

  1. Performans, ek ödeme, taban, teşvik değil, tüm sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine yoksulluk sınırı üzerinde emekliliğe yansıyan temel ücret istiyoruz. Bunun üzerine yapılan işin niteliği ve riski, eğitim durumu, hizmet yılı gibi kriterler eklenerek giydirilmiş ücretler belirlensin.

  2. Grevli toplu sözleşmeli, özgür pazarlık hakkı içeren sendika yasası çıkarılsın,

  3. Sağlık hizmetleri ağır ve tehlikeli işler kapsamındadır. Fiili hizmet süresi (yıpranma payı) yıllık 90 gün üzerinden tam olarak tüm emekçilere ödensin ve geçmiş yılları da kapsasın

  4. Nöbet, icap ve fazla çalışma ücretleri 2 kat arttırılsın

  5. Sağlık alanında çalışan tüm emekçiler “sağlık hizmetleri sınıfı”na alınsın

  6. Üniversite hastanelerinde de çalışanlara tayin hakkı verilsin,

  7. Sağlık emekçilerine yönelik şiddetin son bulması için “şiddet üreten sağlık sistemi” değişsin. Halk ve emekçiler yararına yeni bir sağlık sisteminin inşası için işkolu emekçileri ve halkın örgütlü yapılarının, hizmetin planlanmasından sunulmasına kadar karar alma mercilerinde yer alacağı mekanizmalar oluşturulsun.

  8. Sağlık ve sosyal hizmetler alanında OECD ortalamasında kadrolu güvenceli personel istihdam edilerek, sözleşmeli tüm çalışanlar 657 4/a kapsamına alınsın.

  9. Kamu sağlık hizmeti verilen ASM’lerde her türlü giderler devlet tarafından karşılansın,

  10. Covid-19 gibi meslekle ilgili hastalıklar, illiyet bağı aranmadan sağlık kurumlarında çalışan tüm personel için meslek hastalığı sayılsın,

  11. Haklarında kesinleşmiş yargı kararı bulunmayan ihraç sağlık ve sosyal hizmet emekçileri derhal göreve başlatılsın

  12. Türkiye Hudut ve Sahiller Sağlık Genel Müdürlüğü personelinin özlük, mali ve sosyal haklarını, bir an önce Sahil Güvenlik Komutanlığı ve Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğündeki emsali personellere eşitleyin, geçmiş hak kayıplarını acilen telafi edilsin. Sağlık Bakanlığı’nın diğer tüm personellerine sağlanan imkan ve haklardan aynı ve eşit derecede yararlandırılsın.

  13. Muayene, tedavide ve ilaçta hiçbir ad altında; katkı, katılım payı, ilave ücret alınmasın. Sağlık hizmetleri ücretsiz olsun.


 

Bütün dünyada olduğu gibi emekçiler örgütleri aracılığıyla işverene karşı söz kurar ve tüm haklar TİS ile elde edilir. Fakat ülkemizde “komünizm gelecekse de biz getiririz” yaklaşımı sendikal hareket açısından da uygulanmaktadır. İktidarlar birilerine sendika kurduruyor. Emekçileri mobbing ve baskı ile üye yaptırıp yetkilendiriyor. Sonrada onlarla TİS masasına oturuyor. 6 dönemdir (12 yıl) bu yöntemle emekçiler sefalete mahkûm ediliyor.

2024-2025 yılı mali, özlük ve sosyal haklarımızın görüşüleceği TİS süreci öncesi haftalardır iş yerlerinde, meydanlarda konfederasyonumuz KESK ile birlikte taleplerimizi dile getiriyoruz. Elbette emekçilerin bu sarı sendika yüklerinden kurtulması lazım ve mücadeleci sendikalarda örgütlenmesi lazım. Fakat işyerlerindeki baskı ortamı ve emekçiler yaşadığı kaygı nedeniyle zorunlu olarak buralarda örgütlenmek zorunda hissediyorlar kendilerini. Onlara da çağrımız şudur. Gelin tüm kaygılarınızı bir tarafa bırakıp şatafat içinde yöneticilerinin yaşadığı bu sendikalardan vazgeçin. Tek kurtuluşumuz ve haklarımızı almanın yegâne yolu birlikte örgütlenmek ve mücadele etmektir.

Birlikte örgütlenirsek, birlikte kazanacağız!