İki çocuğunun öğretmen olduğunu ancak atanamadığını belirten bir işçi ise, “Atama yok; dayı yok… Tek Erdoğan var bir de Allah var. Başka bir şey yok” diye konuştu.

Tarım sektöründe güvencesiz bir şekilde çalışan tarım işçileri iki gün sonra Ankara’nın Şereflikoçhisar ilçesindeki soğan tarlasından ayrılacak. Tarım işçileri, iki ay önce okulların açılmış olmasına rağmen okula gidemeyen çocukların olduğunu, bazı çocukların yıl boyu aileleri ile tarlada çalıştıkları için yaşları 15 olmasına rağmen okuma yazma bilmediklerini belirterek, yaşadıkları sıkıntıları ANKA Haber Ajansı’na anlattı.

Kimi tarım işçileri hijyen ve su konusunda sıkıntı yaşadıklarını belirtirken, kimi tarım işçileri de soğuk havada çadırda yaşamak zorunda kaldıklarını kaydetti.  

İki çocuğunun öğretmen olduğunu ve atanamadığını anlatan Şanlıurfalı bir tarım işçisi, “Atama yok; dayı yok… Tek Erdoğan var bir de Allah var. Başka bir şey yok. Urfa’ya gidiyorsun, diyorlar ‘senin dayın varsa Ankara’da, dayının yanına git’, dayı da yok. Birisi dershanede çalışıyor, öbürü de asgari ücretle çalışıyor. Diğeri de Gaziantep’te okuyor… Üç kişi çalışıyoruz, onlara para göndereceğiz” dedi.

“HALİMİZİ GÖRÜYORSUNUZ, ÇOCUKLARI GÖRÜYORSUNUZ. PERİŞANIZ”

Başka bir tarım işçisi ise yaşadığı sıkıntıları şöyle anlattı:

“Birinci sıkıntımız, bizim memlekette fabrikalar yok, iş yok. Onun için çalışmaya geliyoruz. Görüyorsunuz, hepimiz hastayız; bu soğukta burada kalıyoruz. Başka ne diyeyim, rezillik… Rezillikten başka bir şey yok. Her türlü sıkıntıyı çekiyoruz. Bizi üzen şey, memleketimizden kalkıp buralara kadar geliyoruz, bu bizi üzüyor. Gurbete geliyoruz, altı yedi ay çalışıyoruz. Halimizi görüyorsunuz, çocukları görüyorsunuz. Perişanız. Çocukların eğitimi doğru dürüst okula gidemiyorlar. İki üç ay geç başlıyorlar, bir iki ay erken bırakıyorlar. Onun için doğru dürüst okuyamıyorlar”

“BAZI ÇOCUKLAR VAR, 15 YAŞINDA DAHA BİRİNCİ SINIFI GÖRMEDİ”

Mehmet Bodanlı isimli bir işçi de geçim sıkıntısı yaşadığını anlattı. Devlete çağrı yapan Bodanlı, şunları söyledi:

“Biz nisanda yola çıkıyoruz. Çocuklar okula gidemiyor, benim altı tane çocuğum var. Onlarla nisanda yola çıkıyoruz. Biz ilk önce Adana’ya, oradan Hatay Reyhanlı’da aynı soğan işini yapıyoruz. Bursa Karacabey’e gidip oradan da Polatlı ve en son Şereflikoçhisar’a geliyoruz. Şartlardan dolayı su temiz değil. İhtiyacımızı göremiyor. Bu sene her şey pahalandı, geçen sene şeker 50 kiloluk 200-250 lirayken şu anda bin 100 lira oldu. Geçim çok zor. Ben devlete sesleniyorum: bize yardımcı olsun, Şanlıurfa’dan buraya geldik, burada fakir fukara ile çalışıyoruz. Siz çocukları gördünüz; bazı çocuklar var, 15 yaşında daha birinci sınıfı görmedi işten dolayı. Burası bittiğinde kimileri Adana’ya gidiyor, çocuklar okula gidemiyor.

Kış bu sene çıkmayacak. Ben çocuklar için bırakacağım bu işi. Yeter ki okusunlar diye ben Urfa’dan çıkmayacağım.”

“RAHAT YAŞAMAK İSTİYORUZ”

Hayalinin rahat yaşamak olduğunu anlatan tarım işçisi kadın ise havanın soğuk olduğunu ve sobanın olmadığını belirterek şöyle dert yandı:

“Ben de gidiyorum işe. Ben de çalışıyorum çocuğumla beraber. Biraz rahatsız olduk evde kaldık. Akşam soğuk sabah soğuk ne soba var ne bir şey var. Hiçbir şey yok. Biz neden burada yaşıyoruz, Urfa’da yaşamak isteriz. 7 aydır buradayız. Ev orada biz buradayız, mecbur çalışıyoruz. Çocukları okuldan çıkardılar iş için. Okullar açıldı, iki aydır çocuklar okula gitmiyor iş için. Rahat yaşamak istiyoruz. Urfa’da yaşamak istiyoruz. Niye burada yaşıyoruz.”