İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ile dün akşam İstanbul’da öğrencilerle bir iftar yemeğinde bir araya geldi.

Akşener, bir öğrencinin İstanbul Sözleşmesi’yle ilgili sorusu üzerine “Kimse cayamaz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Mümkünatı yok, en ufak bir tereddüt yaşanmasın” dedi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, dün İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile İstanbul Örnektepe Öğrenci Yurdu’nda öğrencilerle ile iftar yemeğinde bir araya geldi. Akşener ve İmamoğlu, öğrencilerin sorularını yanıtladı.

AKŞENER: TÜRKİYE’DE, SOSYAL ADALETİ SAĞLAYAN FIRSAT EŞİTLİĞİNİ SAĞLAYAN EĞİTİM, GİTTİ GÜMBÜRTÜYE

“Sizin gibi gençlere ‘giderseniz gidin’ demeyeceğiz. Biz yöneticiler, sağlığı, eğitimi, güvenliği bir rant aracı olarak görürsek ‘ört ki ölem’ demektir. Maalesef Türkiye’de, sosyal adaleti sağlayan fırsat eşitliğini sağlayan eğitim gitti gümbürtüye.

Sınıflar arası geçirgenliği sağlayan, yani Amerika’daki Amerikan rüyasını sağlayan şey, Cumhuriyet’in eğitime verdiği değerdir. Dolayısıyla, eğitimin içine tükürüldü ve bizzat, bilerek yapıldı bu iş ki vasatlık hakim olsun, sizin için umutsuzluk hakim olsun.

Sağlığın özelliği şu: Bakın, sağlık, eğitim, güvenlik, evet özel şirketler, özel gruplar çalışmalıdır, yapılmalıdır. Orada bir sakınca yok. Ama buradaki ana faktör devlet olmalıdır. Fırsat eşitliğini, sınıflar arası geçirgenliği bu sağlar.

“FIRSAT EŞİTLİĞİ SAĞLIKTA DA KARŞINIZA GELİYOR”

"Sağlıkta da doktorlar itibarsızlaştı. 2002’de iş başına geldi arkadaşlar, sayın Erdoğan’ın o zaman bir sözü oldu, ‘Ben hemşirelere daha çok inanırım, iğnelerimi hemşirelere yaptırırım.’ Bakın, düşmanlaştırma üzerinden, hemşire ile doktoru karşı karşıya getiren. Böyle bir sistemin içinde ne beklersiniz? Saygı görmeyi beklersiniz. Tam tersi, ne yaptı? Bir de bu tarafı düşman hâline getirdi. Vatandaşı düşman hâline getirdi. Bunlar bedava, öyle rastgele yapılan işler değil. Şimdi, meşhur şehir hastaneleri. Devlet hastanelerinin büyük çoğunluğu kapatıldı, oralar özel sektöre devredildi. Devlet hastaneleri ve üniversite hastaneleri bilerek zayıflatıldı. Önce doktorlar, sonra sağlık çalışanlarının tümü, eczacılar. Yani, vatandaş ile birebir irtibatta olan ve vatandaşın, seçmenin, milletin en çok saygı gösterdiği insanlardan bahsediyorum. Vasatlığın öne geçtiği, liyakatsizliğin önde olduğu bir sistemin içerisinde o testin (işitme testi) çoğaltılması için, hele bu ucube sistemin içinde, ‘Haydi yapalım’ diye Sağlık Bakanlığı’ndan talep edecek insan kalmadı kızım. Asıl mesele bu. Buna bir bütün olarak baktığınızda, sırf sağlık üzerinden bakmıyorum, hepiniz üzerinden hepimiz üzerinden, bu birbirine bağlıdır. Dolayısıyla bunun öznesi nedir? Gerçekten hukukun üstünlüğüdür. Vatandaş olmanın sadece görevi yok, pek çok hakkı var, bunun yöneticiler tarafından bilinmesidir. Fırsat eşitliğinin sağlanmasıdır. Fırsat eşitliği sağlıkta da karşınıza geliyordur. Bu, birbirine bağlı bir hiyerarşidir. Onun için öncelikle liyakati, şeffaflığı, hesap verilebilirliği ortaya koymak zorundayız. Hukukun üstünlüğünü, adaletin tarafsızlığını ortaya koymak durumundayız.”

AKŞENER: İSTANBUL SÖZLEŞMESİ YAŞATIR

Seçimden sonra İstanbul Sözleşmesi'yle ilgili nasıl bir yol izleneceği sorulan Akşener, “Kimse cayamaz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır. Mümkünatı yok, en ufak bir tereddüt yaşanmasın” dedi.