Sağlık-Sen, eylül ayına ilişkin sağlıkta şiddet raporunu yayınladı. Sağlık-Sen Genel Başkanı Semih Durmuş, konuya ilişkin yaptığı yazılı açıklamada şunları kaydetti:

“ORAN İTİBARİYLE DÜŞÜK KALAN, ANCAK SONUÇLARI İTİBARİYLE TAHRİBATI YÜKSEK OLAN SAĞLIKTA ŞİDDET, ARTIK SON BULMALIDIR”

“Türkiye'nin kronikleşen sorunlarından biri haline gelen sağlıkta şiddet, maalesef sağlık çalışanlarını tehdit etmeyi sürdürüyor. Yer, zaman ve kurban ayrımı yapmayan saldırganlar, sağlık çalışanları üzerinde korku ve endişe yaratmaya devam ediyor.

Temmuz ayında doktor Ekrem Karakaya’nın bir hasta yakını tarafından öldürülmesinin acısını hâlâ yaşayan sağlık camiası, geçtiğimiz ay Esenyurt Necmi Kadıoğlu Devlet Hastanesi'nde görevli güvenlik görevlisi Tuğrul Okudan’ın hasta yakınları tarafından canice katledilmesinin şokunu ise atlatamadı.  

Her geçen gün acımız derinleşiyor, kabuk bağlayan yaralarımız yeniden kanıyor.  Oran itibariyle düşük kalan, ancak sonuçları itibariyle tahribatı yüksek olan sağlıkta şiddet, artık son bulmalıdır. 

Şiddet nedeniyle güven duygusunu zaman zaman kaybetmeye başlayan sağlık çalışanları, hayatlarından endişe duyarak şifa dağıtmaya çalışmaktadır. Aynı zamanda hasta yakınlarının saldırgan tutumu, sağlık çalışanları arasında korkuya neden olmaktadır. Bu durum, sağlık çalışanları arasında istifaların artmasının da en önemli nedenleri arasında gösterilmektedir.

“SAĞLIKTA ŞİDDET CİDDİ BİR HALK SAĞLIĞI SORUNUNU OLARAK KARŞIMIZA ÇIKMAKTADIR”

Tüm bunlar göz önüne alındığında sağlıkta şiddet, ciddi bir halk sağlığı sorununu olarak karşımıza çıkmaktadır. Yoğun iş yükü ve istihdam yetersizliği altında ezilen sağlık çalışanlarına yönelik empati kurulmalı, şiddet sonrası yaşanan kaotik ortamın sağlık hizmetini sekteye uğrattığı ve telafisi imkansız sonuçlar doğurabileceği unutulmamalıdır.

Her kurum ve toplumun her bir ferdi, bu vahim tablodan kendine pay çıkarmalıdır. Sağlıkta şiddetle mücadeleye ortak sahip çıkılmalıdır.

X-ray cihazlarının hastanelere yerleştirilmesi önemli bir adım. Silah, bıçak ve benzeri yaralayıcı cisimlerle hastaneye girişlere son bulmalıdır. Tedbirlerin ve güvenlik görevlilerinin yetkilerinin artırılması elzemdir.

“SALDIRGANLAR ÇOĞUNLUKLA MAALESEF HASTA YAKINI OLMAKTADIR”

Öte yandan Sağlıkta Şiddet Yasası’nın getirdiği cezai müeyyidelerin kararlılıkla uygulanması da sağlıkta şiddetle mücadeleye büyük ivme kazandıracaktır. Sağlık çalışanlarına şiddeti önlemeye yönelik ‘acil eylem planı’nın hayata geçirilmesi gerektiğini bir kez daha dile getiriyoruz. Tüm kurum ve kuruluşların iş birliğiyle sağlıkta şiddet karşı bir farkındalık kampanyası başlatılmalıdır.

Saldırganlar, çoğunlukla maalesef hasta yakını olmaktadır. Bu durum, sağlıkta şiddet konusunda artık bilinen en temel gerçektir. Ayrıca, hasta muayene alanları ile hasta yakınlarının bekleme alanları ayrı tutulmalı, aynı zamanda hasta yakınlarının hastaları hakkında bilgiye doğru ve kolay ulaşmasının kanalları açılmalıdır.

“ŞİDDET VAKALARINA SEBEBİYET VEREN 25 SALDIRGANIN 14’Ü HAKKINDA HERHANGİ BİR İŞLEM YAPILMADI”

Tüm bu değerlendirmeler ışığında, eylül ayında gerçekleştirilen şiddet olaylarına baktığımızda, 25 saldırganın neden olduğu 16 şiddet vakasında 24 sağlık çalışanının mağdur olduğunu görüyoruz. Çok üzgünüz ki bir güvenlik görevlisi ise hayatını kaybetti.

Ay boyunca yaşanan 16 şiddet olayının 12’sine hasta ve hasta yakınları neden olurken 2’sine kendini bilmez kişiler, 2’sine ise idareciler sebebiyet verdi. Eylül ayında yaşanan şiddet vakalarının 10’u hem sözlü hem fiili, 5’i sözlü, 1’i ise mobbing olarak vuku buldu.

Şiddet olaylarının 11’i hastanelerde, 1’i sahada, 1’i aile sağlık merkezinde yaşanırken, 1 olay sosyal medya, 2 olay ise SABİM üzerinden gerçekleşti. Ay boyunca yaşanan 16 şiddet olayında 11 doktor, 7 güvenlik görevlisi, 2 hemşire, 2 acil tıp teknisyeni, 2 diğer sağlık çalışanı mağdur oldu. Maalesef bir güvenlik görevlisi ise hayatını kaybetti.

Şiddet vakalarına sebebiyet veren 25 saldırganın 14’ü hakkında herhangi bir işlem yapılmadı. Gözaltına alınan 4 saldırgan serbest bırakıldı. Bir saldırgan hakkında soruşturma başlatılırken 5 saldırgan ise tutuklandı. Bir saldırgan, çalıştığı kurumdaki görevinden uzaklaştırıldı.

“ADLİ MERCİLERİN VERDİĞİ KARARLARIN SAĞLIKTA ŞİDDETİ CAYDIRICI ETKİSİ OLMASI GEREKTİĞİNE İNANIYORUZ”

Adli mercilerin verdiği kararların sağlıkta şiddeti caydırıcı etkisi olması gerektiğine inanıyoruz. Eylül ayında karara bağlanan 2 davanın tüm Türkiye’ye örnek teşkil etmesini ümit ediyoruz.

Tekirdağ Şehir Hastanesi’nde görevli bir doktora hareket eden şahıs, 10 bin 600 TL adli para cezasına çarptırıldı. Diğer davada ise Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'ndeki tedavisi sırasında eşinin canını acıttığı gerekçesiyle doktora saldıran sanık 9 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı.

Öte yandan sosyal medya mecrasında bir doktorla yaşadığı hakaretlerle dolu diyalogla gündem olan Fatih Altaylı’nın doktora verdiği küfürlü cevaplar tepkilere neden oldu. Küfürlerin yanı sıra doktor takipçisine ‘cahil, ezik’ gibi ifadeler kullanan Altaylı, daha sonra söz konusu paylaşımını sildi.

“ŞİDDETİN YERİNE KARŞILIKLI DİYALOĞUN HAKİM OLDUĞU BİR TOPLUM DÖNÜŞÜMÜ İÇİN HERKESE SORUMLULUKLAR DÜŞMEKTEDİR”

Kutsal bir mesleği icra eden sağlık çalışanları bu tür söylemleri hak etmemektedir. Siyasetçi, sanatçı, yazar, sporcu gibi topluma rol model olan kimseler, sağlık çalışanlarını hedef haline getiren söylemlerden kaçınmalıdır. Aksine, şiddeti ortadan kaldıracak söylemlerle şiddetle mücadeleye destek olmalıdır.

Sağlık-Sen olarak, istiyoruz ki sağlıkta şiddet artık yaşanmasın. Toplumun her bir ferdi şiddetle mücadelemize katkı sunsun. Şiddetin yerine karşılıklı diyalogun hakim olduğu bir toplum dönüşümü için herkese sorumluluklar düşmektedir. Biz, bu bilinçle sağlıkta şiddetle mücadelemize devam ediyoruz.”