2024 yılında şüpheli bir şekilde hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş için Van'da, sivil toplum kuruluşları ve siyasi temsilcilerin katılımıyla bir yürüyüş düzenlendi. "Yaşamak ve yaşatmak için örgütleniyoruz" kampanyası kapsamında gerçekleşen yürüyüşte, Kabaiş'in ölümünün aydınlatılması ve sorumluların cezalandırılması çağrısı yapıldı.
Özgür Kadın Hareketi, Star Kadın Derneği ve ÖHD’nin de aralarında bulunduğu çok sayıda STK'nın organize ettiği yürüyüş, Kabaiş’in en son görüldüğü Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi kampüsünden üniversitenin sahiline kadar sürdü. Yürüyüşe, DEM Parti Van milletvekilleri Mahmut Dündar ve Gülderen Varlı ile kayyumla görevden alınan belediye eş başkanları Neslihan Şedal ve Adbullah Zeydan’ın da aralarında bulunduğu siyasetçiler katıldı.
Katılımcılar, "Rojin için adalet, Rojin'e ne oldu", "Bir kişi daha eksilmeyeceğiz" yazılı pankart ve dövizler taşırken, "Susma, sustukça sıra sana gelecek" ve "Rektör istifa" sloganları attı.
"Cezasızlık Politikası" Vurgusu
Yürüyüşün ardından yapılan basın açıklamasını okuyan Van Barosu Kadın Hakları Merkezi üyesi Özlem Metin Engin, Rojin Kabaiş'in KYK yurdundan ayrıldıktan 18 gün sonra cansız bedenine ulaşılmasının aydınlatılması gerektiğini belirtti.
ATK raporunun hala tamamlanmamış olmasının ciddi bir sorun teşkil ettiğini söyleyen Engin, şunları kaydetti:
-
"Soruşturmanın her yönüyle aydınlatılması için süreci kararlılık ve şeffaflıkla yürütmeye devam edeceğiz."
-
"Rojin Kabaiş dosyasında da benzer biçimde sürecin sürüncemede bırakılması, delillere ilişkin gerekli işlemlerin eksiksiz yapılmaması ve kamuoyunun yeterince bilgilendirilmemesi, Türkiye'deki kadın cinayetleri davalarında uzun süredir gözlemlenen cezasızlık politikasının bir yansımasıdır."
Engin, kadınların yaşam hakkını korumanın devletin en temel görevi olduğunu vurgularken, gerçeği gizlemenin suça ortak olmak anlamına geldiği mesajını yineledi.
Ne Olmuştu?
Kabaiş 27 Eylül tarihinde Van’da kaybolmuş ve 18 gün sonra cansız bedeni Van Gölü kıyısında bulunmuştu. Açıklanan otopsi raporuna göre ölüm nedeni "boğulma" olarak tespit edildi. Ancak aile, bunun intihar olduğu anlamına gelmediğini savunuyor.