Teyit.Org, Oytun Erbaşı'ın iddilaarını temel alan bir makale yayınlayarak Erbaş'ın iddialarını çürüttü. Dilge Temiz'in hazırladığı raporun ise özeti şöyle:
Erbaş’ın iddiaları, bilimsel camianın reddettiği iki ana yanılgıya dayanıyor: Telegoni ve mikroşimerizmin yanlış yorumlanması.
İddia 1: Telegoni ve Çocuklara Gen Aktarımı
Erbaş, "Üçüncü erkekten olan çocuk birinci babadan genleri taşıyor" ve "20 erkekle beraber olmuşsanız, 21’inci erkekten olan çocuğunuz o 20 erkeğin karışımı olabilir" iddialarını telegoni kavramı üzerine kurdu.
Bilimsel Gerçek:
-
Telegoni Nedir? Antik Yunan'dan kalma bu teori, dişi canlının önceki eşinin sonraki yavruların özelliklerini etkileyebileceğini iddia eder. Modern genetik, bu kavramı "itibarsızlaştırılmış bir mit" olarak tanımlar.
-
Meyve Sinekleri Örneği: Erbaş’ın dayanak gösterdiği meyve sineklerindeki fiziksel etki, spermin DNA’sının yumurtaya katılmasıyla ilgili değildir. Dr. Hakan Bozdemir’e göre bu, seminal sıvıdaki besleyici moleküllerin yumurtanın gelişimine geçici olarak etki etmesiyle açıklanır ve insan üremesiyle benzerlik taşımaz.
-
Genetik Kural: Modern genetik (Mendelyen kalıtım) kurallarına göre, bir çocuğun genetik yapısı sadece o döllenme anında birleşen yumurta ve sperm tarafından belirlenir. Anne veya biyolojik baba haricinde üçüncü bir şahsın DNA’sının bebeğe karışması bilimsel olarak temelsizdir.
İddia 2: Cinsel İlişkiyle Y Kromozomu Kalıcı Olarak Beyne Kadar Ulaşır
Erbaş, kadın otopsilerinde Y kromozomuna rastlanmasını, gebelik ve düşük dışındaki tek seçenek olan "geçmiş cinsel beraberliklere" bağladı ve spermin kalbe ve beyne kadar gidebildiğini öne sürdü.
Bilimsel Gerçek:
-
Mikroşimerizm: Kadınlarda Y kromozomu taşıyan hücrelerin bulunması doğrudur ve buna mikroşimerizm denir. Ancak bilimsel olarak bunun en yaygın ve kalıcı kaynağı, erkek fetüs taşıyan geçmiş gebeliklerdir (canlı doğum veya fark edilmemiş düşükler dahil).
-
Spermin Hayatta Kalması: Mikrobiyoloji Eğitmeni Dr. Hakan Bozdemir’e göre, vajinaya ulaşan sperm hücreleri kadın vücudu tarafından yabancı olarak algılanır ve bağışıklık sistemi tarafından hızla parçalanır. Spermin kan dolaşımına girip beyin ya da kalp gibi uzak organlara ulaşması beklenen veya kanıtlanmış bir durum değildir.
-
Uzman Görüşü: Konuyla ilgili araştırma yürüten Dr. William Chan da, "Cinsel ilişkinin mikroşimerizmaya yol açtığını söylemek yanlış ve yanıltıcı" diyerek, bu fikrin sadece teorik bir varsayım olduğunu belirtmiştir.
Sonuç olarak, Prof. Dr. Oytun Erbaş’ın iddiaları, bilimsel bağlamından koparılmış, sınırlı deneyleri yanlış yorumlamış ve toplumsal cinsiyet algısını etkilemeye yönelik spekülatif söylemlerdir.