Derin yoksulluk ve pandemi sokakta, köprü altında, bina girişlerinde yaşayan yüzlerce evsiz insanı da etkiledi. Önceki senelerde Aralık ayının başında soğukların başlamasıyla barınağa yerleştirilen insanlar, pandemi gerekçesiyle hala sokakta ve kendilerine bir yer açılmasını bekliyor.

Derin yoksulluk ve pandemi sokakta, köprü altında, bina girişlerinde yaşayan yüzlerce evsiz insanı da etkiledi. Önceki senelerde Aralık ayının başında soğukların başlamasıyla barınağa yerleştirilen insanlar, Pandemi gerekçesiyle hala sokakta ve kendilerine bir yer açılmasını bekliyor.

YİYECEK BULAMIYORLAR

Yiyecek ihtiyaçlarını salgın öncesi yardım kuruluşları, aşevleri, esnaf sayesinde gideren evsizler, salgın sonrası maalesef pek yiyecek bulamıyor. Çünkü alınan önlemler kapsamında birçok lokanta, kamu kurumu ve toplu alan kullanıma kapandı.

İSTANBUL'DA YAKLAŞIK 8 BİN EVSİZ VAR

Evsizler, sokağa çıkan insan olmayınca kendilerine para ya da yiyecek verecek kimseyi bulamıyor. Lokantaların birçoğunun paket servise geçmesi, yiyecek konusunda bir hayli sıkıntıya düşmelerine neden oluyor. Birçok evsiz özellikle de hijyene âzamî derecede dikkat etmesi gereken bir dönemde, maalesef çöplerden yemek toplamak zorunda kalıyor. Türkiye’deki evsizlerin sayısına ilişkin net bir sayı ve rapor yok. Bu sayı yaklaşık 70 bin olarak kabul ediliyor. Bunlardan yaklaşık 8 bini İstanbul’da bulunuyor. Buna evsiz düzensiz göçmenleri de eklediğinizde sayı neredeyse 10 binlere yaklaşıyor. Evsizlerin en yoğun olduğu ilçeler Fatih, Beyoğlu, Kadıköy, Üsküdar, Beşiktaş ve Şişli.

"ANLATSAM NE DEĞİŞECEK?"

Hafta sonu yasağının ilk günü Şişli Dr. Şevket Bey Sokağı'nda arkadaşları ambulansa bindirilirken çaresizce seyreden Erdinç Pehlivan'a durumu sordum. Sokakta yatan arkadaşının beli tutulduğu için götürüldüğünü söyledi. Konuşmak ister misin dediğimde "Anlatsam ne değişecek ki?" dedi. Belki bir "umut" kırıntısı vardır diye düşünmüş olacak ki anlatmaya başladı Erdinç Pehlivan: "Dün akşam da götürdüler onu. Beli ağrıyor, ayakları sakat, bakılıyor geri gönderiliyor. Belli değil hastalığın ne olduğu. Sokakta sıkıntılar büyük soğuktan, gıdasızlıktan evde bile hastalanıyor. Dışarı da hastalanması mümkün değil. Bize de devletin sahip çıkmasını istiyoruz. Kışın sadece bir yer açıp da insanları oraya kapatıp yazın tekrar dışarıya bırakıp da hiçbir şeysiz bırakmak olmaz."

DEVLET SOKAKTA KALANLARA 3 AY DA BİR DEFA 250 TL VERİYOR

"Ben Almanya da doğdum büyüdüm. Almanyada ki sistem şöyle; tabi ki devletlerde sistemler farklı. Orada ki sistem tekrar topluma kazandırma üzerine kurulu. Burada sistem öyle değil ne yazıkki, orada işçi bulma kurumu işsizlik sigortası veriyor, yardımlaşma fonu veriyor, kiranı veriyor, yemek paranı veriyor. Yani bütün ihtiyaçlarınızı elektrik, su paranızı bunların hepsini size ödüyor. Size kalan işçi bulma kurumu size iş bulduğunda gitmeniz. Gitmezseniz bunların hepsi kesiliyor. Yine dışarıda kalıyorsunuz. Neticede işe girdiğiniz zaman bütün ihtiyaçlarınızı karşılıyorsunuz."

"BİR GÜNE BİR EKMEK BİLE ALAMIYORUZ"

"Burada bizim yaşadığımız gibi ordan buradan bir ekmek, bir çorba almak, üstümüzü değiştiremiyoruz, şahsi ihtiyaçlarımızı karşılaşamıyoruz, banyomuzu yapamıyoruz. Devlet şöyle söyleyeyim 3.5 ayda bir yardım ediyor. O da dışarıdakiler için 250 lira bir para veriyor. Bir güne bir ekmek bile alamıyorsunuz bu parayla halimiz böyle"

"İNSAN GİBİ YAŞAMAK İSTİYORUZ""

"10 seneden beri sokaklarda dışarıdayım. Eşim vefat etti, çocuklarımdan ayrıyım. Ailem kardeşlerim var Almanya da. Kimseye de birşey diyemiyoruz telefonlara bakmıyorlar. Kimisi bilerek bakmıyor, kimisi yardım etmek istese bile kendi durumu olmadığı için bakmıyor. Yardım etmek isteyen vatandaşlardan küçük kulübe, ne bileyim yatacak bir yer bile gösterseler razıyız. Biz orayı pırıl pırıl yapar yaşarız. Biz serseri değiliz, içkici de değiliz. Biz insan gibi yaşamak istiyoruz. Çalışmak istiyoruz."

"DEVLET GIDA YARDIMI YAPMIYOR, ESNAF OLMASA AÇ KALIRIZ"

"Biz burada üç kişi kalıyoruz. Eskiden dışarıda bu kadar insan kalmıyordu. Gittikçe daha çok insan mağdur olmaya başladı. Şişli de dükkan köşelerine bakın dışarıda yatan bir çok insan göreceksiniz. Biz burada kalırken yanımızdan geçenle ekmeğimizi paylaşıyoruz. Esnafımızdan allah razı olsun yardımcı oluyor bize. Ama simit ama çorba elinde ne varsa onu veriyor. Sağolsun devletimiz bu yönde hiçbir şey yapmıyor. Allah razı olsun devletimizden, var olsun. Esnaf olmasa aç kalıyoruz."

"HEPİMİZİN HAKKI İNSANCA YAŞAMAK"

"Dokuzuncu ayda kaza geçirdim iki ayağım birden ezildi. Devamlı hastaneye gidiyorum bundan dolayı sağolsun hocalarımız bakıyor, sosyal güvencem benim yeşil kartım var. Bizim nesil böyle tükendik. Hepimizin hakkı insanca yaşamak. Biz işten kaçmıyoruz. Cahillik yaptığımız dönemler oldu, yanlışlarımızı kabul ediyoruz. Biz hata etmişiz ki çıkamıyoruz bu durumdan maddiyat lazım bu işe ve ilgi. Bu olmadığı içinde ne yazık ki ilerleyemiyoruz hala bu durumdayız. Mecburen dışarılarda yatmaya devam ediyoruz."

"SOKAKLARDA YERLEŞTİRİLMEYİ BEKLEYEN ÇOK KİŞİ VAR"

Hastaneye kaldırılan yurttaşın yine kendi gibi evsiz olan kardeşiyle hastane bahçesinde konuşuyoruz. Yanı başımızdaki bankta bir başka evsiz yurttaş daha var. İsmini vermek istemeyen kardeş durumlarını anlatıyor: "Barınaklar en geç 1 Aralıkta açılıyordu hala açılmadı. Bu virüs dolayısıyla açmadılar. Eskiden barınakları açmadıklarında teker teker, üçer üçer otellere de yerleştiriyorlardı bu sene onu da yapmadılar. Dün görevlilere sorduk hiçbir şey yok. Ne zaman açılacağı hakkında onlar da bilgi sahibi değil. Haber olduğunda insanları aldılar ama sokaklarda o kadar çok kişi var ki yerleştirilmeyi bekleyen."

"BARINAKLARDA DOKTOR KONTROLÜ OLMADAN KALIYORUZ"

"Ben bir kaç senedir barınaklarda kalıyorum oranın kapasitesi 400 kişiyse mesela 800 kişi alıyorlar merdivenlerde, koridorlarda yatıyor insanlar. Barınakta birbirimizle ilgileniyoruz. Orada çalışanlar bizimle dergi, haber çekimi olduğu zaman göstermelik ilgileniyor. Hasta çok insan var aramızda barınağa ilk girdiğimizde yıkanma, giysi ihtiyacımız karşılanıyor fakat doktor kontrolü olmadan iç içe yatıyoruz. Geçen sene uzun süre barınakta kalabildik pandemi sebebiyle görevliler çıkarsak bir daha giremeyeceğimizi söyledi"

"REÇETE YAZDIKLARINDA İLAÇLARI ALACAK MADDİ GÜCÜMÜZ YOK"

"Abim belinden dolayı hastaneye getirildi. Sosyal güvencemiz yok, iğne yapıp gönderecekler. Reçete yazdıklarında ilaçlarını alacak maddi gücümüz yok. Tekrar sokakta yatmaya devam edeceğiz, çalışacak iş yok. Geçen sene Hadımköy tarafında gittiğimiz barınak bölgesinde iş bulmuştum çalışıyordum. Ailemiz yok hiçbir şeyimiz yok."

"HERŞEY KÖTÜ BURADA"

Şişli Etfal Hastanesi bahçesinde bankta kalan yurttaşla konuştuğumda dört senedir burada kaldığını söyledi ve devam etti: "Emekliyim, yeğenlerim var ama boş ver herşey kötü burada. Telefonum vardı çaldılar, üstüm başım virane beni hiç kimse beğenmiyor. Parasıyla pansiyonda kalamıyorum. Bir aylık parasını verdim ertesi gün al paranı git dedi kabalıkla. Herkes birbirine kötü davranıyor. Bana bazen diyorlar allahımız var bırak diyorum zorluluğu ben yaşıyorum. Yok bana kimse bakmıyor. Ben beyin kanaması geçirdim ben böyle bir şey görmedim benden kaçıyorlar. Bir kedi var buralarda kara şövalye, ilk zamanlar benden kaçmıştı onun gibi benden kaçıyorlar. besledim geldi bana kendini sevdirdi, görsen gülersin."

HASTANE TUVALETİNDE KALAN DA VAR

Hastane bahçesinde kaldığı kapalı alan pandemi yüzünden kapandığı için bankta yatıyor. Barınağa gitmek isteyip istemediğini sorduğumda pansiyonda kalmak istediğini söyledi. Konuşmasının beyin kanaması yüzünden böyle olduğunu fakat herkesin onu sarhoş zannettiğini söyledi. Biz konuşurken gelen güvenlik görevlisi dün akşam belediyeyi aradığını fakat henüz gelmediklerini söyledi. Zaten gelseler de amcanın gitmediğini, parasını içki almaya harcadığını iddia etti. Hastane bahçesinde yabancı uyruklu bir evsiz daha barınıyor bir de hastane tuvaletinde kalan teyze var.

BANKTA YATAN YURTTAŞ BARINAKLARIN GÜVENLİ OLMADIĞINI DÜŞÜNÜYOR

Acil karşısında hasta beklemek için yapılan kapalı alan pandemi gerekçesiyle kapatılınca bankta yatmaya başlamış amca orası açılırsa burada kalmaya devam etmek istiyor. Yüzlerce kişi aynı yerde kaldığı için barınakların güvenli olmadığını düşünüyor. Araçlarda tıkış tıkış test yapılmadan götürülmek istemiyor. Soğuktan değil Koronavirüsten korkuyor. Hastane bahçesinde kendini güvende hissediyor.

"20 KÖPEĞE VE 40 KEDİYE BAKIYORUM"

Çağlayan Adliyesi karşısında kapatılan kafelerin olduğu bölgede yaşayan evsiz Cemal Karataş: "Benim 35 senem insanlarla geçti 8 sene cezaevinde kaldım. Sokaklarda yaşıyorum 20 köpeğe 40 kediye bakıyorum. Kendime bakamıyorum onlara bakmak zorundayım. Bir de iki gün önce baktığım köpeklerden birini bıçaklayıp kaçmışlar. 11 yaşında bir çocuktan akıllı köpeği bıçakladılar sol baldırından. Sabahtan beri onun mutlu olması için elimden gelen mücadeleyi gösteriyorum. Allah katında bakıyorum borç alıyorum onlara yemek almak için." Kendine bakamadığını belediyeye hiç başvuru yapmadığını, kimseden bir şey istemediğini söyleyen Karataş, arkadaşlarından, oradan buradan topladıklarıyla hayvanlara baktığını anlattı. 35 senedir sokaklarda olduğunu ve kafelerin pandemi dolayısıyla paket servise geçmesinden dolayı yemek artıklarını alamadığını borç alarak hayvanlara yemek aldığını anlattı. İki köpeğin yanından hiç ayrılmadığını mutlulukla anlatan Cemal, sağlık sıhhat olduğu sürece onlara bakmaya devam edeceğini söyledi.