ÖZEL DOSYA

ÖZEL DOSYA | Kaçak avcıların kıskacında hayat: Kızıl geyikler

Av ihaleleri ile gündeme gelen kızıl geyiklerin popülasyonu tehdit altında. “Kaçak avcılığı önlemiyoruz” diye isyan eden kamu görevlileri bir yanda, bol keseden verilen av ihaleleri öbür yanda. Olan yaban hayatına ve kızıl geyiklere oluyor.

Abone Ol
Haber: MERVE AKMAN

Türkiye’de en çok avlanan türlerin başında gelen kızıl geyik, bilinçsiz şekilde verilen av kotaları ve yasa dışı avcılıktan dolayı azalan popülasyonuyla tehdit altında. Kamuoyunun duyarsızlığı ve yaban hayatına yönelik tehdidin medyada yeterince yer bulamaması başat sebepler. Hükümetin bol keseden verdiği av ihaleleri ve “Kaçak avcılığı önleyemiyoruz” diyen bir kamu çalışanının isyanı, yeterince gündem olamıyor. Verilen kotaların çoğunu da Eskişehir paylaşıyor.

SIKI DENETİM, AĞIR CEZALAR

Yüksek meblağların döndüğü av ticareti, etik olmayan yöntemlerle bir canlının hayatını keyfi sonlandırmak, geyikleri fabrika üretimi görmek ve konu bünyesinde birçok alt başlığı uzun bir çalışmadan sonra derleyip, toparladım. Yapılması gerekenler: Sıkı denetim, ağır cezalar ve yaban hayatına yönelik çalışmalar yapan kamu kurumlarına, etik ve vicdani alımlar gerçekleştirmek. Aslında kızıl geyik ihalelerini son iki yıldır ciddi şekilde takip ediyordum; ancak Tarım ve Orman Bakanlığı’nın öncelikle Eskişehir’de avlanması için kızıl geyiklere yönelik yoğun kota uygulaması, ardından kaçak avcılık yapıldığına yönelik gelen mesajlar, bu konuyu daha derinden incelememe sebep oldu.  Geçmişten günümüze kızıl geyiklere yönelik yaptığım araştırmaları, 25 Eylül tarihinde Mihalıççık Ömerköy’de kızıl geyik incelemelerim sırasında aldığım tehdidi, alanında uzman kişilerin yorumlarını, siyasette avcılığa yönelik yapılan çalışmaları ve kamu kurumunda çalışan memurun itirafını bir araya getirerek haberleştirdim.

Nüfusun artması, buna bağlı olarak ormanların tarım arazisi için yok edilmesi, iklim krizinin etkileri ve birçok etkenle yaban hayatı ülkemizde ciddi tehdit altında. Birde yanına kaçak avcılık ve büyük paralar eklenince akla hemen “İnsan yaban hayatı olmadan yaşayabilir mi?” sorusu geliyor. 

18 KIZIL GEYİK İHALESİNİN İPTALİ

Her şey 25 Eylül 2020 tarihinde başladı; ancak öncesinde 18 kızıl geyik ihalesinden bahsetmek istiyorum. Temmuz 2020’de Tarım ve Orman Bakanlığı 5. Bölge Müdürlüğü Eskişehir Şube Müdürlüğü tarafından açılan ihale ile “Eskişehir’de 18 kızıl geyik vurulacak” ilanı yayımlanmıştı. 6 ayrı bölgede yapılacak 18 geyik vurma ihalesi için 513 bin lira muhammen bedel biçilmiş bu konuya başta Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği Başkanı Av. Gülçin Yapıcı olmak üzere hayvan hakları savunucuları tepki göstermişti. Geyiklerin vurulacağı bölgeler ve fiyatları(!) ise şu şekildeydi: Sivrihisar ilçesi Dumluca avlağında 4 geyik için 118 bin TL, Mihalıççık ilçesi Kızılbörüklü avlağında 3 geyik için 90 bin 500 TL, Mihalıççık Ömerköy avlağında 2 geyik için 69 bin TL, Alpu ilçesi Ağaçhisar avlağında 2 geyik için 56 bin TL, Merkez Kalabak avlağında 2 geyik için 47 bin TL, Beylikova ilçesi Sultaniye avlağında 3 geyik için 85 bin 500 TL ve yine merkez Kalabak avlağında 2 geyik için 47 bin TL.

İPTAL OLAN İHALE YENİDEN AÇILDI

Bir yıl sonra ise epey tepki toplayacak bir karar alındı. Keza Bakanlık 14 Haziran 2021 tarihinde iptal edilen 18 kızıl geyik ihalesi için yeniden süreci başlattı. Sonuç olarak Eskişehir Hayvanları Koruma Derneği’nin açmış olduğu dava, ancak bir yıl dayanabilmişti. Bakanlık nezdinde “İlla bu kızıl geyikler avlanacak” ısrarının somut bir örneği oldu. O dönem Av. Yapıcı gelişmelere dair şu açıklamalarda bulunmuştu: "Öğrendiğim bilgiye göre, ne kadar gizlense de tekrardan Eskişehir’de geyik avı var. Geçen yıl yürütmeyi durdurduk, iptal edildi. Bu yeni bir ihale… 14.06.2021 tarihinde Eskişehir’de 18 kızıl geyiğin tekrar ihalesi olacak. İhale yeri DKMP Afyonkarahisar 5. Bölge Müdürlüğü. Vurulup ölecekler ve Eskişehir’de bunu izleyecek… Ne acı."

“Av kotaları fazla. Bana göre av cinayettir. Avcılığın komple yasaklanmasını hep talep ediyoruz; ancak lobiler çok güçlü olduğu için ne yazık ki kayda değer ilerleme sağlayamıyoruz” diyen Av. Gülçin Yapıcı, kaçak avcılık yapıldığına dair de birçok ihbar aldığını belirtti ve sözlerini şöyle sürdürdü: "2020 yılında 18 kızıl geyik ihalesini yakından takip ettim. Yürütmeyi durdurma kararı aldırdık ve iptalini sağladık. Bu yıl 18 kızıl geyik ihalesi sırf biz duymayalım diye Afyonkarahisar’da yapıldı. Köşe kapmaca oyununa döndü. Av ihalelerinin komple kaldırılması lazım. Bu yıl iptal edilse bile diğer yıllarda mutlaka ihaleleri yeniden koyuyorlar. Yasa dışı avcılığın yapıldığına dair birçok ihbar alıyorum. Sonu gelmiyor.”

ÖMERKÖY GİZEMİ VE İSPANYOL AVCILAR

İptal edilen 18 kızıl geyik ihalesinin Haziran 2021 tarihinde yeniden ihale sürecine alınması: Eskişehir’in bir ilçesi olan Mihalıççık’ın kuzeyinde Sündiken Dağları uzanır. Sakarya Nehri ilçenin kuzeyinden akar. Ormanlarıyla ünlü oldukça engebeli bir araziye sahiptir. Özellikle Çatacık Ormanları kızıl geyiklerin ve karaardıçların yaşam alanıdır. 25 Eylül 2020 tarihinde –ki o dönem ihale olmamasına rağmen- İspanya’dan avcıların geldiğine yönelik bir ihbar aldım. Avukatlarla beraber inceleme yapmak üzere yola çıktık. Ömerköy’de bulunan Yunus Emre Tabiat Parkı’na gittik. Burası namı diğer “av köşe” olarak geçer. Yurt dışı ve yurt içinden gelen avcıların konakladıkları bir yerdir. Köşkün girişinde tuz çuvallarının olması dikkatimi çekti, çünkü geyikler tuza gelir. Köşk çalışanlarından aldığımız bilgiye göre, İspanya’dan avcılar domuz avlamaya gelmişti. Bunun neden saçma olduğunu birazdan açıklayacağım; fakat sonrasında rahatsız olduklarını belli eden bir olay silsilesi yaşadık. Bekçi takipleri, dürbünle aracımızı gözetlemeler, kontrollü yangın çıkarmalar ve gece keşfimizde av araçlarının yanında gördüğümüz üst düzey kamu aracı. Bu yaşananlardan sonra Doğa Koruma ve Milli Parklar’a bir dilekçe sundum ve gelen yanıtta, avcıların domuz avlamaya geldikleri belirtiliyordu.

Herkesin konuşmaktan çekindiği ve adeta korktuğu bu konular dahilinde mantıksız gelen durumları yazıyorum:

  1. İspanya’dan Mihalıççık’a neden domuz avlamaya gelinir? Başka yerlerde de avlanabilir.

  2. Köşkün etrafı tuz çuvallarıyla kaplıydı. Kızıl geyikler tuza gelir.

  3. Avcıların lüks araçları geç vakitte Mihalıççık’ı keşfe mi çıkıyor? Üstelik yanındaki kamu aracı neyin nesi?

  4. Birazdan değineceğim etik olmayan yöntemlerle mi yani hayvanın gözüne ışık tutarak mı avların gerçekleşmesine müsaade edildi?

  5. Tesistekilerin tavrı çok gergindi ve ikinci kez uğradığımızda hiç hoş karşılanmadık.

  6. O dönem geyik avlamak yasaktı. Eğer geyikler avlandıysa ciddi bir suç.

KAÇAK KIZIL GEYİK AVCILIĞI HAD SAFHADA

Özellikle yaban hayatı alanında bir kamu kurumunda çalışan memurdan aldığım bir mesajı da özetle aktarıyorum: “Her gün tonlarca kaçak geyik avcısı şikâyeti geliyor. Eskişehir’de kaçak geyik avcılığı ve bilinçsizlik had safhada. Devletin buna yetişmesi imkânsız. Her konuda elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Ancak şöyle bir durum var; çoğu köylü avcıyla anlaşıyor ve geyiğin hangi bölgelere geldiğini gösteriyor. Alanı bizden iyi biliyor. Kaçak avcılığa çare bulmak için birlikte hareket etmek lazım.”

Yukarıda yazdıklarımın dahilinde, önemli kişilerden aldığım yorumlara geçmeden önce kızıl geyikle ilgili belli başlı özelliklerden bahsetmek istiyorum. Kızıl geyik Cervus elaphus, Avrupa’da İtalya ve Yunanistan’ın güneyi dışında oldukça geniş bir doğal yayılış alanına sahip olup, ayrıca Afrika, Asya ve Kuzey Amerika’da da dağınık nüfuslar sergiler. Bir zamanlar Trakya ve Anadolu’da oldukça yaygın olan kızıl geyik, arazi kullanım biçiminin peyzaj seviyesinde değiştirilmesi, beslenme alanlarının yok olması, insan faaliyetlerinin kırsal bölgede artması ve legal veya illegal avcılık faaliyetleri sonucunda oldukça geriledi.

YETERLİ ARAŞTIRMA YOK

Her ne kadar bazı Yaban Hayatı Geliştirme Sahaları (YHGS) ve doğal nüfuslarla ilgili nüfus projeksiyonları ve izleme çalışmaları yapılıyor olsa da, ulusal seviyede bir nüfus tespiti veya projeksiyonu yapılabilmiş değil. YHGS’lerde devletin ilgili kurumları tarafından belirlenen alanlarda devam eden nüfus büyütme çalışmaları ise, genellikle birkaç bireyden başlatıldığı için genetik bağlamdaki çeşitliliği dar.

Kızıl geyik, Türkiye’nin taraf olduğu Bern (Mevzuat Arama Uluslararası Sözleşmeler Avrupa'nın Yaban Hayatı ve Doğal Yaşama Ortamlarının Korunması) Sözleşmesi’nin Ek Liste III: Korunan Hayvan Türleri listesinde bulunuyor. Bu listede bulunan türlerin avcılığının yönetilmesi gerekiyor. Ancak bu durum Türkiye’de temel uygulama prensiplerinden oldukça uzak, korunan alanların içerisinde Av Turizmi yapılıyor.

ULUSAL ÖLÇEKTE ENVANTER ÇALIŞMASI BULUNMUYOR”

Doğa Koruma Politikaları Uzmanı Itri Levent Erkol, konuyla ilgili olarak şunları söyledi: "Kızıl geyikler, diğer büyük otçullar gibi sağlıklı bir ekosistemin göstergeleri. Bir zamanlar makiliklerden orman sınırlarına, çayırlardan meşeliklere kadar oldukça geniş bir coğrafyada yayılış gösteren kızıl geyiklerle artık, ancak şanslıysanız ve doğru zamanda doğru yerdeyseniz rastlantısal olarak karşılaşabilirsiniz. Durum o kadar vahim ki; günümüzde doğal bir kızıl geyik nüfusu nasıl işler sorusunun cevabını Türkiye sınırları içerisinde bulmanız da mümkün değil. Nüfusları doğal yaşam ortamlarının yok olması, besin varlığının azalması ve doğrudan vurularak öldürülmeleri sebebiyle dramatik bir şekilde azalan kızıl geyiklerin, Türkiye’de kaç tane olduğu, her sene kaç yavrunun doğduğu, kaçının öldüğü de ne yazık ki bir başka bilinmeyen. Her ne kadar bazı tahminler varsa da bu tahminlerin altında ulusal ölçekte bir envanter veya izleme çalışması bulunmuyor."

DEVLET ELİYLE AVLATILMASI DEVAM EDİYOR”

“Yapılan bilimsel araştırmalar, yalnızca belirli bir bölgedeki bölgesel nüfusu izlemekle yetiniyor. Mevcutta yürütülen koruma çalışmaları ise, rasyonaliteden oldukça uzak” diyen Erkol, sürecin bilinmezlikler dolu olduğunu belirtiyor ve devam ediyor: "Doğal yaşam ortamlarının daralması için izinler devlet eliyle verilirken, nüfus artışı için az sayıdaki dişi ve erkek bireyden onlarca yeni birey el edilmeye çalışılarak, tür genetik bir dar boğaza sürükleniyor ve potansiyel hastalıklar ile diğer risklere daha açık bir hale getiriliyor. Türkiye’nin taraf olduğu Bern Sözleşmesi Ek Liste-III Korunan Hayvan Türleri listesinde olmasına karşın, kızıl geyiğin ulusal seviyede korunması için bir eylem planı hazırlanmadı. Durumları böyle bilinmezliklerle doluyken kızıl geyiklerin devlet eliyle avlatılması devam ediyor, hem de nüfuslarının desteklenmesi amacıyla özel yasal düzenlemelerle oluşturulmuş Yaban Hayat Geliştirme Sahaları içerisinde."

BİR MİLYON TL KARŞILIĞI 67 KIZIL GEYİĞİ ÖLDÜRTMEK

Yaban hayatı korumacılığı çalışmalarında birçok muammaya da değinen Itri Levent Erkol, şu ifadeleri kullandı: "Türkiye’nin türle ilgili en net ve indikatif hedefi 2021-2022 seneleri içerisinde bir milyon küsür TL karşılığında 67 kızıl geyiği öldürtmek. Ne nüfus büyümesine ne çeşitliliğe ne de doğal yaşam ortamlarının korunması ve geliştirilmesine yönelik hedefler verilmezken, bir canlıyı öldürterek sırtından bir milyon lira kazanacak bir hedef koymak, aslında mevcut politikaların bütüncül koruma yaklaşımından ne kadar uzak olunduğunun da güzel bir göstergesi. Bir diğer taraftan öldürtülecek kızıl geyiklerin yaklaşık %14’ünün devlet eliyle korunduğu iddia edilen alanlar olan YHGS’lerde öldürtüleceği gerçeği de, aslında hükümetin ve mevcut politikaların İstanbul Sözleşmesi sürecinde olduğu gibi, Bern Sözleşmesi ve Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’ni de aynı yaklaşımla ele alınıyor olduğunun göstergesi. Doğayı korumakla yükümlü olan Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü başta olmak üzere tüm ilgili paydaşlar, acilen kızıl geyiğin Türkiye nüfusunun korunması ve artırılması için rasyonel adımlar atmalı ve mevcut politikalarını bilimsel çalışmalara dayanan yaklaşımlarla güçlendirmelidir. Geldiğimiz noktada tartışmamız gereken konu; her sene kaç kızıl geyiğin öldürüleceği değil, her sene kaç kızıl geyiğin sağlıklı bir şekilde yaşamını sürdüreceği ve gerek ekosistem, gerek tür gerekse tür içi çeşitliliği nasıl destekleyeceğimiz olmalıdır.”

Konuyla ilgili somut veri oluşturmak adına tabloları inceleyelim:

1 Nisan 2021-31 Mart 2022 arasındaki dönemi kapsayan Av Turizmi Uygulama Talimatı’nda belirlenen dönem içerisinde 44 Türkiye dışından avcıya, 23 Türkiyeli avcıya olmak üzere toplam 67 kızıl geyiğin öldürtülerek, 1.268.450 TL gelir elde edilmesi planlanmaktadır (Tablo 1).

Tablo 1:  Kızıl Geyik Avlak, Kota ve Ücretlerini Gösteren Tablo

Tablo incelendiğinde öldürtmenin 34 farklı alanda gerçekleştirileceği ve bu alanların 5 tanesinin, yani yaklaşık %35’inin YHGS yani korunan alan olduğu anlaşılmaktadır. Veri, öldürtülecek canlar bakımından incelendiğinde ise 67 canın 9’unun yani yaklaşık %14’ünün YHGS’lerde öldürtüleceği anlaşılmaktadır. Yani bu sahaların asıl amacı, yaban hayatının korunması iken rasyonaliteden uzak sözde bir gereklilik ile kızıl geyikler avlatılmaktadır.

                   Tablo 2: Avrupa’da kızıl geyik popülasyonunu gösteren tablo

TÜRKİYE’DE SON ON YIL İHALEYE VERİLEN KIZIL GEYİK KOTASI

*2011-2012=54

*2012-2013=62

*2013-2014=60

*2014-2015=70

*2015-2016=62

*2016-2017=33

*2017-2018=49

*2018-2019=47

*2020-2021=89

*2021-2022=67

MECLİS’E ÖNERGE VERİLDİ

Kızıl geyiklerin azalan nüfusuna paralel olarak devamlı artan av kotaları kapsamında CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, TBMM’ye yazılı önerge sundu. Önergenin yanıtı, hala bekleniyor. Özellikle kızıl geyiklerin güncel nüfus oranını Bakanlığın açıklaması çok önemli.

KAÇAK AVLANAN AVCI SAYISI 5 KAT ARTTI

CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü, yaban hayatına dair araştırma yaptığı önergesinde ise, çarpıcı noktalara değindi. Özellikle kaçak avlanan insan sayısının, kayıtlı avcı sayısının 3 ila 5 katına ulaştığını belirten Süllü, “Ülkemizde Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü AVBİS sistemine kayıtlı, ortalama 300 bin avcı bulunmaktadır. Kesin veriler olmamakla birlikte, ülkemizde kaçak avlanan insan sayısının kayıtlı avcı sayısının 3 ila 5 katına ulaştığı belirtilmektedir. Turizm acentelerinin elde ettikleri kotaları, avcı turistlere satması sonucu, ülkemizin önemli canlı türleri ‘av turizmi’ ve ‘av sporu’ adı altında yok edilmektedir” dedi.

KOTALARIN ÇOKLUĞU VE AVLAK YETERSİZLİĞİ YASA DIŞI AVCILIĞI ARTIRIYOR”

Ulaştığım ve ismini vermek istemeyen bir kaynak ise, av kotalarının fazla olmasından dolayı kaçak avcılığın arttığı görüşünde. Bu kişi sahayı en ince ayrıntısına kadar bilen az sayıda insandan biri. Açıklamasında, şu noktalara dikkat çekti: “Eskişehir ilindeki avlaklarda 2021 yılı için kızıl geyik kotası 34’e çıkarıldı. Hemen yakınımızdaki Ankara’nın Nallıhan ilçesinde geyik popülasyonu Eskişehir’den fazla. Buna rağmen sadece Eskişehir’de 34 kota ciddi bir oran. Yüksek orandaki kotayı kısıtlı arazide ve doğru sezonda yapmanız zor. Kotaların çokluğu ve avlak yetersizliği yasa dışı avcılık ve avcılıkta etik olmayan yöntemleri artırıyor. Orman memuru sayısı da yeterli değil. Bu da etik olmayan avcılığı ve daha da kötüsü kaçak avcılığı artırıyor.”

AHLAKİ OLMAYAN YÖNTEMLERLE AVCILIK YAPILIYOR”

Kaynak açıklamasının devamında, kızıl geyik avının Mihalıççık ilçesinin bazı bölgelerinde gece ve etik olmayan yöntemlerle yapıldığını belirterek, şöyle konuştu: "Mihalıççık bölgesi tarım ve ormanın iç içe geçtiği bir yerdir. Geceleri geyikler tarım arazilerini kullanır. Pancar, yonca, buğday, arpa gibi ürünleri tüketirler. Bu sayede hayvanın izini takip eden avcılar, projektör yardımıyla arabanın farını da kullanarak hayvanın gözüne ışık tutarak öldürürler. Bu ahlaksız bir yöntem ve ciddi bir suçtur. Sonrasında av organizasyonu düzenleyen av şirketleri hayvanın etini alır ve satar. Yurt dışından gelen yabancı avcıların ise et üzerinde herhangi bir hakkı yoktur."

* Bu haber Medya Araştırmaları Derneği'nin ICFJ (International Center for Journalists-Uluslararası Gazeteciler Merkezi) işbirliğiyle yürüttüğü "Yeni Nesil Araştırmacı Gazetecilik Eğitimleri Projesi" kapsamında hazırlanmıştır.