Haber: Fatoş Erdoğan

13 yıllık adalet mücadelesi: Onur Yaser Can Davası’nın 5'nci duruşması Çağlayan Adliyesi 41'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 

Dört polis ve bir bilirkişinin "gerçeğe aykırı bilirkişilik yapma", "resmi belgede sahtecilik", "resmi belgeyi bozma, yok etme" suçlarından yargılandığı davada karar açıklandı. 

Narkotik polisi tarafından Haziran 2010’da gözaltına alındıktan sonra çıplak arama, işkence ve tehdide maruz kalarak intihara sürüklenen Onur Yaser Can davasında mahkeme hükmünü açıkladı. 

Sanık polisler resmi belgeyi bozma suçundan 6 yıl ceza aldı. Bilirkişi beraat etti.

Mahkeme, sanık polisler Hakan Aydın, Muhammet Ongun, Onur Ülker ve Yunus Başay hakkında ‘resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek’ suçundan ayrı ayrı altı yıl hapisle cezalandırılmasına karar verdi. Mahkeme, bu sanıklar hakkında Fatih başsavcılığının 2010 yılında ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan takipsizlik kararı verdiğini hatırlatarak bu suçtan hüküm kurulmamasına karar verdi.

Sanıkların tek bir suç işleme kastıyla hareket ettiğini savunan heyet, suçlamanın zincirleme olmadığına hükmetti. Sanık bilirkişi Zafer Kökdemir’in ise beraatına karar verildi. Mahkeme, Ezgi Sevgi Can ile avukatlarının dile getirdiği ‘işkence’ suçlamasıyla ilgili (kararda işkenceyi dile getirmeksizin) takdirin İstanbul başsavcılığında olduğunu belirterek bu suçlama yönünden hüküm kurmaksızın ve suç duyurusunda bulunmaksızın dosyayı savcılığa yolladı.

Onur Yaser Can’ı intihara sürükleyen polislerin 'evrakta sahtecilik' suçlamasıyla yargılandığı davanın 5'inci duruşması Çağlayan Adliyesi 41'inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya bir önceki dönem HDP Milletvekili Oya Ersoy, Barış Akademisyenleri, İHD, Af örgütü ve çok sayıda kişi katıldı.

3-56

Kimlik tespiti sonrasında Onur Yaser Can’ın kardeşi Ezgi Sevgi Can söz aldı.

Ezgi Sevgi Can şunları ifade etti:

"Yargılamanın başından beri size sunduğumuz tüm deliller, tanıklıklar ve kamera görüntüleri abim Onur Yaser Can’a  karşı örgütlü bir şekilde, zincirleme olarak işlenen ve onu ölüme sürükleyen sahtecilik, resmi belgeyi  bozma ve yok etme, işkence, eziyet, kötü muamele ve intihara sürükleme suçlarını açık bir şekilde ortaya koydu. Ve bu aşamada tüm bu suçlar, mahkemeniz huzurunda görmezden gelinemeyecek bir şekilde somutlaşmıştır.

"Başta mahkemenizin savcı mütalaasıyla da sabit olan evrakta sahtecilik ve resmi belgeyi bozma ve yok etme suçlarıyla ilgili vereceği kararda, bu eylemlerin sonucu itibariyle bir ailenin tek tek yok edilmesine sebep olduğunu göz önünde bulundurarak bu suçlarla  ilgili en üst sınırdan ceza vermesini ve  birçok celse hazır bile bulunmayan ve yargılamayı ciddiye almayan ve son celsede delillendirdiğimiz gibi yalan beyan vererek adaleti yanıltan bu sanıklar hakkında herhangi bir ceza indirimine gitmemesini talep ediyorum".

"İkinci olarak ve daha da önemlisi mahkemenizin işkence ve intihara sürükleme ie ilgili sanık polis ve amirleri hakkında suç duyurusunda bulunmasını talep ediyorum, adalet ancak bu şekilde yerini bulacaktır. "

"Ben bu konunun aydınlanması için katılan olarak üzerime düşen görevi yaptım, yurtdışından tanıkların gelip dinletilmesini sağladım, narkotik kamera görüntülerinin ve tüm diğer delillerin huzurunuzda sunulması için avukatalarımla birlikte çok yoğun bir uğraş verdik. Tüm bu yeni delillerle gelinen aşamada Onur Yaser Can’a karşı işkence ve intihara sürükleme suçları işlendiğine dair kuvvetli şüpheden de fazlasının bulunduğuna sizler de tanık oldunuz."

"Tüm ailesini sanıkların bu suçları yüzünden kaybetmiş biri olarak talebim, etkin soruşturma yükümlülüğünüzü yerine getirerek yani görevinizin gereğini yaparak  sanıkların bu eylemleri hakkında suç duyurusunda bulunmanız ve bu konunun araştırılmasını bir mahkeme olarak sağlamanız".

"ALTI YIL HAPİS CEZASI VERİLDİ"

Avukatların beyanı sonrasında savcı mütalaasını açıkladı. Savcı eski mütalaasını tekrar etti. 

Avukatların beyanı sonrasında hakim sanıkların son sözlerini sordu sanıklar, beraat talep etti.

Mahkeme kararını açıkladı.

Mahkeme, sanık polisler, Hakan Aydın, Muhammet Ongun, Onur Ülker ve Yunus Başay hakkında ‘resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek’ suçundan ayrı ayrı altı (6) yıl hapisle cezalandırılmasına karar verdi. 

Mahkeme, bu sanıklar hakkında Fatih başsavcılığının 2010 yılında ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan takipsizlik kararı verdiğini hatırlatarak bu suçtan hüküm kurulmamasına karar verdi.

Sanıkların tek bir suç işleme kastıyla hareket ettiğini savunan heyet, suçlamanın zincirleme olmadığına hükmetti. Sanık bilirkişi Zafer Kökdemir’in ise beraatına karar verildi.Mahkeme, Ezgi Sevgi Can ile avukatlarının dile getirdiği ‘işkence’ suçlamasıyla ilgili (kararda işkenceyi dile getirmeksizin) takdirin İstanbul başsavcılığında olduğunu belirterek bu suçlama yönünden hüküm kurmaksızın ve suç duyurusunda bulunmaksızın dosyayı savcılığa yolladı.

"İŞKENCE DİYEMEMEK BÜYÜK ACİZLİK"

Karar sonrası Çağlayan Adliyesi önünde yapılan basın açıklamasında konuşan Onur Yaser Can'ın kardeşi Ezgi Sevgi Can şöyle konuştu:

"Maalesef adaleti hep kırıntılarıyla veriyorlar. işkenceden açıkça bahsedemiyor hala mahkeme. Bizim iddialarımıza, bunca delil, bunca tanıklık, kamera görüntüleri varken hala 'işkence' diyememek büyük bir acizliktir bence.Bizler cezasızlığa karşı mücadele etmeye devam edeceğiz!"

2-69

"KARAR EKSİK OLDU, MÜCADELE BİTMEDİ"

Basın açıklamasında konuşan Onur Yaser Can’ın avukatlarından Av. Mehmet Ümit Erdem, "Polislere tek suçtan 6'ar yıl  iyi hal indirimi yapılmadan hapis cezası verildi bu önemli bir gelişme. Mahkeme işkence iddiası ile ilgili ara çözüm sundu 'işkence'nin adını anmadı biz adıyla hukuki girişimlerde bulunacağız. Karar eksik oldu ama mücadelemiz bitmedi. 13 yıldır devam ettiğimiz bu mücadeleyi sonuna kadar götüreceğiz. Biz bitti demeden bu dava bitmez"