AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gündeme ilişkin değerlendirdi.

Çelik, "Bugün net bir şekilde görüyoruz ki her kim 'Terörsüz Türkiye' ve 'Terörsüz Bölge' sürecine ulaşılmasının önünü geçmek için silah bırakma ve fesih konusunda bir geciktirme mesajı veriyor ya da süreci sulandırmaya ve ertelemeye çalışıyor, aslında görüyoruz ki emperyalizm ve siyonizm dediğimiz bu odaklarla yanaşık düzen içerisinde duruyor. Ya da her kim bu süreçle ilgili birtakım şerhler düşmeye, ön şartlar koymaya, süreci gündeminden saptıran başka ajandaların parçası haline getirmeye çalışıyor, bunlar güya sürece çok gövdeden karşı değillermiş gibi üslup kullansa da esasında süreci enfekte etmeye çalışan birtakım tutumlar içerisinde olduklarını görüyoruz." dedi.

İç ve dış politikadaki gelişmeleri vatandaşlarla paylaştıklarına işaret eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Aynı zamanda güçlü şekilde hedeflerine ulaşan ekonomi programımızla ilgili gelişmeleri esnafımızla, işçimizle ve çiftçimizle buluşarak anlatıyoruz. En önemli gündem maddelerimizden birisi 'Terörsüz Türkiye' süreci. 'Terörsüz Türkiye' süreci konusunda bütün sürecin geldiği noktayı, Cumhurbaşkanı'mızın son açıklamalarında da ifade edildiği gibi süreci hedefine ulaştırmak için 'Terörsüz Türkiye' ve Terörsüz Bölge' hedefine ulaşmak için yapılan ve yapılması gereken çalışmaları anlatıyoruz. Burada doğal olarak gayet haklı biçimde vatandaşlarımızın sorularına ve kaygılarına cevap veriyoruz. Burada belli istişare havası içerisinde, bu tabii ki tek yönlü aktarım olmuyor, daha çok vatandaşlarımızı dinlemeye onlarla buluşmaya dönük olarak gerçekleşiyor."

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın şehit ailelerine ve gazilere mesajları ile yazdığı mektubu ulaştırma konusunda bütün teşkilatların faaliyet gösterdiğini aktaran Çelik, "Şunun bilinmesini arzu ederiz ki bütün bu çalışmalar neticesinde ortaya çıkan, vatandaşlarımızın soruları, sorunları, eleştirileri, talepleri hepsinin başımızın üzerinde yeri vardır. Onlar, illerden gelen bu veriler vatandaşlarımızın talepleri, genel merkezimizde dataya dönüştürülüyor. Bu data, veri analizi çerçevesinde Genel Başkanımıza arz edilecek. Bundan sonraki politikalarımızı oluşturmaya da dayanak ve zemin teşkil edecek. Bu çalışmalar eylül ayı içerisinde de sürecek. 25 Eylül günü hepimiz İstanbul'da olacağız. 26 Eylül günü de büyük program Cumhurbaşkanı'mız ve Genel Başkanımızın katılımıyla gerçekleşecek. Dolayısıyla yaz programı ve şimdi bu saatten sonra şubata kadar sürecek olan program dönemine girmiş oluyoruz." diye konuştu.

Ömer Çelik, demokrasiyi, Cumhuriyet'i, hukuk devletini hedef alanlara karşı da güvenlik güçlerinin her zaman teyakkuz halinde olacağına dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"Ama aynı zamanda da hukuk devletimizin sistemiyle, kapasitesi ve imkanları dahilinde, Cumhuriyetimizin ve demokrasimizin imkanları dahilinde de bunları çok boyutlu şekilde çözebilecek kapasiteye sahibiz. Bugün net bir şekilde görüyoruz ki her kim 'Terörsüz Türkiye' ve 'Terörsüz Bölge' sürecine ulaşılmasının önünü geçmek için silah bırakma ve fesih konusunda bir geciktirme mesajı veriyor ya da süreci sulandırmaya ve ertelemeye çalışıyor, aslında görüyoruz ki emperyalizm ve siyonizm dediğimiz bu odaklarla yanaşık düzen içerisinde duruyor. Ya da her kim bu süreçle ilgili birtakım şerhler düşmeye, ön şartlar koymaya, süreci gündeminden saptıran başka ajandaların parçası haline getirmeye çalışıyor, bunlar güya sürece çok gövdeden karşı değillermiş gibi üslup kullansa da esasında süreci enfekte etmeye çalışan birtakım tutumlar içerisinde olduklarını görüyoruz. O sebeple, Cumhurbaşkanı'mızın dün verdiği mesajda, bütün bu sabotajlara karşı geçmişten itibaren son derece idmanlıyız. Bu konularda büyük bir tecrübemiz var. Bu sabotajları yapmaya çalışanları niyetlerini, amaçlarını görüyoruz.

Biz her ne olursa olsun hem ülkemizde hem yakın bölgemizde kardeşlik diyeceğiz, kaderdaşlık diyeceğiz, duygudaşlık diyeceğiz ve geleceğe bu şekilde bakmaya devam edeceğiz. Şimdi de görüyoruz, aslında Suriye'yi istikrarsızlaştırmak isteyenler orada belli odaklara özerklik vadedenlerin, özerklik vadederek o mezhep unsurundan ya da o etnik unsurdan yana gibi davrananların hiçbir şekilde o etnik veya mezhep unsurunun iyiliğini düşünmediğini biliyoruz. Onlar böyle yaparak, daha büyük bir fitne çıkarmaya, bölgeyi etnik ve mezhebi fay hatları temelinde bölmeye ve kendi çıkarlarını tahakkuk ettirmeye çalışıyorlar. Çok yakın zamanda birtakım Avrupa devletlerinin istihbarat bürokrasisinin bilgisi dahilinde bazı firmaların aynı zamanda birden çok terör örgütüne karargah hazırladığını, lojistik destek verdiğini gördük. O yüzden vatandaşlarımız bu konuda çok müsterih olsunlar, çok boyutlu şekilde süreci yürütüyoruz. Terörsüz Türkiye sürecini bahsettiğim ilkeler çerçevesinde sonuca ulaştırmakta kararlıyız, buna dönük her türlü sabotajla mücadele edebilecek kapasitemiz vardır. Eninde sonunda 'Terörsüz Türkiye' ve 'Terörsüz Bölge' hedefine ulaşacağız. Bu, ülkemize ve bölgemize dönük kötü niyet besleyenlere, kötü niyetli projeleri tahkim etmek isteyenlere de vereceğimiz en güçlü cevap olacak."