"Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı" olarak kutlanan 23 Nisan, Türkiye'deki çocukların acı gerçeğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Beslenme, barınma, sağlık ve eğitim gibi temel haklardan mahrum milyonlarca çocuk, bu 23 Nisan'ı da hak ihlalleriyle karşılıyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre 2024 sonu itibarıyla çocuk nüfusu yaklaşık 22 milyon. Bu çocukların 10 milyonu yoksulluk içinde yaşıyor. Kayıtlı çocuk işçi sayısı 1 milyon 474 bini bulurken, kayıt dışı çalışanlarla birlikte bu rakam 3 buçuk milyona yaklaşıyor. Sadece 2024 yılında 16-17 yaş arasındaki 9 bin 354 kız çocuğu evlendirildi. Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) verilerine göre ise 12-18 yaş aralığındaki tutuklu çocuk sayısı 173'ü kız çocuğu olmak üzere 4 bin 011. Anneleriyle birlikte cezaevinde bulunan 0-6 yaş aralığındaki çocuk sayısı ise 759.
Fikir ve Sanat Atölyesi Derneği (FİSA) verilerine göre 2024 yılında en az 777 çocuk önlenebilir nedenlerden dolayı hayatını kaybetti. Bunların 61'i devletin gerçekleştirdiği yaşam hakkı ihlalleri sonucu, 716'sı ise "devletin ihmali" sonucu yaşamını yitirdi. Aynı verilere göre en az 78 çocuk, Mesleki Eğitim Merkezleri (MESEM) dahil olmak üzere çalıştırıldıkları yerlerde hayatını kaybetti. TÜİK'e göre 2024 yılında her dört çocuktan biri işçi olarak çalıştırıldı. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi (İSİG) verilerine göre ise son iki yılda en az 742, 2025'in ilk 2 ayında ise 9 çocuk iş cinayetlerinde yaşamını yitirdi. Eğitim Reformu Girişimi (ERG) 2024 Eğitim İzleme Raporu'na göre zorunlu eğitim çağında olan yaklaşık 612 bin 814 çocuk eğitim dışında kaldı. Ayrıca 2024 yılında toplam 242 bin 360 mülteci ve göçmen çocuk da eğitim alamadı.
Mezopotamya Ajansı'ndan Uğurcan Boztaş'a konuşan Her Yer Çocuk Derneği üyesi Sedanur Uğur, 23 Nisan dolayısıyla ülkedeki çocukların içinde bulunduğu vahim duruma dikkat çekti.
İHALLER HER GEÇEN GÜN ARTIYOR
Çocuklar için kutlanacak bir günün olmadığını belirten Sedanur Uğur, Türkiye’nin çocuklar için “cehenneme” döndüğünü söyledi. Aşı vurulmadığı için ölen çocuktan çalıştırılırken ölen çocuğa kadar birçok gündemle güne uyandıklarını dile getiren Sedanur Uğur, "Ölümler ve çocuk hakları ihlalleri her geçen gün artıyor. Çocukların öldüğü bir ortamda tabi ki bir kutlamadan bahsedilemez. Tıpkı 20 Kasım'da olduğu gibi 23 Nisan'da da kutlama söz konusu değil. İktidarın ve sermayenin bu politikaları devam ettikçe çocuklar ölüyor ve hak ihlalleri devam ediyor. Bunları değiştirirsek ve çocuklardan yana bir politika üretilirse ancak çocukların sağlıklı yaşayabilmesinden veya çocukların oyun hakkından bahsedebileceğiz” diye belirtti.
SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUKLAR
Suça sürüklenen her çocuğun var olan politikaların sonucu olduğuna dikkat çeken Sedanur Uğur, "Geçtiğimiz günlerde bir çocuğun iki akranı tarafından öldürüldüğünü gördük. Ancak suça sürüklenen her çocuk birer sonuç. Çocuk hakları savunucuları olarak her zaman bunu savunuyoruz. Suç işleyen çocuk yoktur suça sürüklenen çocuk vardır. Çocukların kendini geliştirme noktasında yapacakları durumları yok. Ancak çalışmak ve hızlıca para kazanmak zorunda kalıyor. Bu yüzden çeteleşme oluyor veya çocuklar uyuşturucu satabiliyor. Bunun yanında niteliksiz eğitim ve yoksulluk da çocukların suça itilmesindeki diğer etkenler. Çocuğun okula gitmesi için kayıt parası vermesi, okul kıyafetleri alması gibi ihtiyaçlarını karşılanması gerekiyor. Bunu karşılamayan aileler de çocukları okula gönderemiyor veya çocukları kendi parasını kazanmaya itiyor. Bu, ya çalışarak ya da sokakta hızlı para kazanabileceği suçlara sürüklenmesi şeklinde oluyor. Eğitimin niteliksiz olması ve çocukların okuduktan sonra da herhangi bir meslek edinememesi çocukları meslek edinmeye itiyor" ifadelerini kullandı.
GÖRÜLMEYEN, DUYULMAYAN MÜLTECİLER
Ekonomik sınıfın çocuklarını yaşamını belirdiğini söyleyen Sedanur Uğur, dezavantajlı sınıflarda yaşayan çocukların küçük yaşta çalışmak zorunda kaldığını dile getirdi. Anayasaya göre Türkiye'de çocukların çalıştırılmasının yasak olduğunu anımsatan Sedanur Uğur, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren çocuklara işaret etti. Sedanur Uğur, devamında da şunları belirtti: "23 Nisan'da tüm ırklardan çocukların dünya etrafında el ele tutuştuğunu görürüz. Ama maalesef böyle bir durumdan bahsedemiyoruz. Türkiye'de göçmen çocukların birçoğu kayıtsız olduğu için görülmüyor. Bu çocuklar hiçbir hakka erişemiyor, tamamen görülmeyen ve duyulmayan yerlerdeler. Çocuklar savaşlarda inanılmaz karanlık bir dünyada doğuyorlar. Ortadoğu'da çocuklar her an bir ölüm riskiyle karşı karşıya kaldığı için orada çocukların haklarından bahsedemiyoruz.” Sedanur Uğur, son olarak çocuk haklarının ihlalinin engellenmesi için birleşik mücadele çağrısında bulunarak, çocukların bulunduğu her ortamda söz sahibi olması gerektiğini vurguladı.