15 Temmuz darbe girişiminde eski eşi Erol Olçok ile oğlu Abdullah Tayyip Olçok’u kaybeden Nihal Olçok T24’ten Cansu Çamlıbel’in sorularını yanıtladı, dikkat çekici açıklamalarda bulundu.

Olçok, kendisine bir şey olması halinde, her şeyi anlattığı iki mektup bıraktığını söyledi. Olçok, “Mektuplar benim ve çocuklarımın can güvenliği” ifadesini kullandı.

Nihal Olçok’a yöneltilen bazı sorular ve cevapları şöyle:

“BİRİLERİ EROL OLÇOK’U TELEFONLA KÖPRÜYE YÖNLENDİRDİ’

Erol Bey’in bir keskin nişancı tarafından tek kurşunla hedef alınarak, Abdullah’ın da yaşananlara tanıklık ettiği için yine bilinçli olarak iki kurşunla öldürüldüğünü defalarca ekranlarda söylediniz. Otopsi raporlarını açıkladınız. Neden onca bakan, başbakan bizzat hedef alınmazken partinin reklamcısı hedef alınsın? Neden böyle bir şüphe var sizde?

İşte Çerkeslik burada devreye giriyor belki de. Herkes bir yerlere saklanıp kaçarken bu adam sokağa çıkıyor. Bu bir. O köprüde bir dizayn vardı. Konuşlanmışlardı. Orada en bilinen, en çok ses getirecek olan, oradaki halkın ötesinde, orada en bulunmaması gereken adamdı belki Erol Olçok. Ben hâlâ Erol Bey’i köprüye götüren sebepler zincirini arıyorum. Çünkü oraya gitmeden saat 21.30 civarında eve geldiklerinde Abdullah ile birlikte bana Kısıklı’ya gideceklerini söylediler. Jenga oyunu gibi düşünün. Bir tahtayı çektiğinde bütün kule yıkılır. Bir sistemin zayıflatılmasıyla ilgili doğru taşı çektiler belki de.

Ama bu son söylediğiniz bambaşka bir şey. Köprüde konuşlu askerlerin Erol Olçok’u tanıyarak infial yaratsın diye tek kurşunla öldürmesi başka, son söylediğiniz başka. Erol Bey’i köprüye gitmeyi yönlendiren bir komplo var diye mi düşünüyorsunuz? Erol Bey’in özellikle köprü karesinin içine sokulmaya çalışıldığından mı şüpheleniyorsunuz?

Evet.

Bu şüphe için kuvvetli emareler daha doğrusu delil var mı elinizde?

Gelen telefonlar var. Dökümlere baktığınızda bir dakika içinde üç telefon görüşmesi yapıyor mesela. O kadar sık aranıyor. Hiç susmuyor telefonu. Hep farklı numaralar. Hepsini tespit ettik. Sonra üç dakika bir boşluk var. Sanki orada bir telefon görüşmesi var ama o silinmiş. Bu bizde- bende ve avukatlarda- bu hissi oluşturdu.

O aradaki 3 dakikada birileri tarafından Erol Olçok’un köprüye yönlendirildiğini düşünüyorsunuz.

Evet. Saatler de denk düşüyor çünkü. Benim siyasete girmemi tetikleyen şey bu.

Fethullahçı birileri planları daha çok ses getirsin diye Erol Olçok’a komplo kurduysa sonra bu AKP tarafından tespit edilip açıklanmaz mıydı?

Tamam da şu anda AKP’nin FETÖ’den çok ayrı durduğunu mu düşünüyorsunuz? FETÖ ile teşrik-i mesaisi olan herkes bir şekilde hayatına devam ediyor.

’15 TEMMUZ, SİSTEMİN DEĞİŞMESİ İÇİN DÜZENLENMİŞ BİR ŞEY’ 

Kim sildi sizce peki o görüşmeyi kayıtlardan?

Fethullahçı ekip silmiş olabilir, devletin kendisi olabilir. Bilmiyoruz. Devlet dediğimiz şey kocaman bir yapı.

Muhalif çevrelerde şöyle yaygın bir kanaat var; Erdoğan ve çevresi darbe girişimi olacağına dair haberliydi, kalkışmanın içinde hangi komutan ve subayların olacağını da büyük ölçüde tespit ettiler, kalkışsınlar biz de engelleyelim dediler.

Benim de öyle bir yaklaşımım olmuştu başında. Ama sonradan başka türlü bir durum olduğuna kanaat getirdim. 15 Temmuz sistemin değişmesi için, Türkiye’nin bugün yaşadığı çıkmaza sokulması için birlikte düzenlenmiş bir şeydir.

Siz şunu mu demek istiyorsunuz; “Bu senaryo aslında Fethullahçıların AKP ile iş birliği içinde düzenlediği bir senaryodur. Ulusal tehdit var ülke ancak demir yumrukla yönetilirse toparlanır diyebilmek için Fethullahçılar ve AKP’nin birlikte planladığı bir komplodur.” Doğru mu anlıyorum?

Evet. Ve bundan daha fazlası da olabilir. Ulusalcılar da işin için de olabilir. Uluslararası ilişkiler açısından yeni bir dizayn.

Bugün kırmızı bültenle aranan Fethullahçılar var. Kendilerinin bu şekilde kriminalize edilmesine “tamam” mı dediler yani sistem değişsin diye?

O şu anda görünen durum. İki sene sonrasında ne olacağını kimse bilmiyor ki. İnsanlar bazen bir bedel ödüyor ama arkasından da bir başka şeyle ödüllendirilebiliyorlar. Neyle neyi takas ettiklerini bilmiyorum. Sonuçta elde edilecek o büyük çıkarı da bilmiyorum. Ben bütün bunları mişlerle, mışlarla konuşmamak için siyasete girdim. Çünkü bu soruların yanıtlarına en çok benim ihtiyacım var.