Nazlıaka da “Ama bu düzen böyle gitmez. En geç altı ay içinde, sandıkta, çocuklarımızı açlığa mahkum edenlerden, istismara maruz bırakanlardan hesap soracak ve onları sandığa gömeceğiz!” açıklamasını yaptı.

CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka, Mardin’de İzmir İl Kadın Kolları’nın başlattığı “Bir bot, bir mont” kampanyası kapsamında aileleri ziyaret etti. “Batıdan doğuya gönül köprüsü kuruyoruz!” diyen Nazlıaka, Mardin’de 2 gün boyunca yaptığı ziyaretlere ilişkin şu açıklamayı yaptı:

 “HALKIN 36 AY TAKSİTLE MONT ALMAK ZORUNDA BIRAKILDIĞI BU SÜREÇTE, TÜM GÜCÜMÜZLE ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMAK İÇİN SAHADAYIZ” 

“Kadın kollarımız şiddet mağdurlarına ve yoksullukla mücadele eden kadınlara destek olmaya devam ediyor. Verileri makyajlayan TÜİK'e göre bile tüketici fiyatları yüzde 84,5 arttı. Oysa ENAG’a göre artış oranı bunun 2 katı: yüzde 170,7. Verileri ne kadar gizlemeye çalışsalar da gittiğimiz evlerde mutfaktaki yangını görüyoruz. Halkın 36 ay taksitle mont almak zorunda bırakıldığı bu süreçte, tüm gücümüzle üzerimize düşeni yapmak için sahadayız. İzmir İl Kadın Kollarımız ‘Bir bot, bir mont’ kampanyası başlattı. Kampanya kapsamında çocuklar için bot ve montun yanı sıra giyecek, yiyecek ve kırtasiye malzemeleri de temin ettik. İzmir’in kardeş şehri olarak Mardin’i belirledik. Batıdan doğuya gönül köprüsü kuruyoruz.

“BAZI EVLERDE BİR MONT ÇOCUKLAR ARASINDA BÖLÜŞÜLÜYOR”

Mardin’de ziyaret ettiğimiz hanelerde en az 4-5 çocuk vardı. Halkın büyük bir çoğunluğu asgari ücret ile geçinmeye çalışıyor. İnsanların çocuklarına bot, mont ve kırtasiye malzemesi alacak durumu yok. Dört beş çocuklu bir aile çocuklarına nasıl mont alsın? 36 ay taksit değil bin 36 ay taksit de olsa, satın alma güçleri yok. Bazı evlerde bir mont çocuklar arasında bölüşülüyor. Sabahçı olan çocuk okuldan gelince montunu kardeşine veriyor. Hayat Saray’dakilere güzel!”

“YOKSULLUĞUN BİR KADER OLMADIĞINI ANLATTIK”

Mardin’de ilk gün Aile Destekleri Sigortası’nı anlattığını belirten Nazlıaka, “Yoksulluğu yok etme konusunda kararlıyız. Mardin'de İl Kadın Kollarımızın tespit ettiği haneleri ziyaret ettik. Evdeki çocukların yaşlarına ve ihtiyaçlarına göre malzemeleri dağıttık. Yoksulluğun bir kader olmadığını anlattık. Kadınlar, çocuklarını okula göndermekte zorlandıklarını, bırakın harçlık vermeyi, beslenme çantasını dolduramadıklarını anlattılar” dedi.

Ayrıca Nazlıaka, bir tekstil atölyesini ziyaret ederek konuştuğu bir kadın işçiye “İktidara geldiğimizde ilk talebiniz ne olur?” diye sordu. Kadın işçi de şunları dile getirdi:

“ÇOCUKLARIMIZA SÜT ALAMIYORUZ. TEK ÜMİDİMİZ HÜKÜMETİN DEĞİŞMESİ”

“İlk talebimiz en azından enflasyonun düşmesi. Çocuklarımıza süt alamıyoruz. Daha önce biz de içiyorduk ama bırakın bizi çocuklarımıza bile veremiyoruz. Peynir zaten eti geçti onlar bizim için hayal oldu, artık unuttuk onları. Kiracıyım, henüz doğal gazı yakmadım, elektriği bir odayı yakıyorum diğerleri hep kapalı resmen karanlıkta hareket ediyoruz. Camı delmeyi düşünüyoruz bir soba, çalı çırpı bulabilirsek yakacağız yani. Marketi suçluyor, market kendi başına yapamaz o zaman devlet yok herhalde. Bize bunu düşündürüyor. Tek ümidimiz hükümetin değişmesi.”

Nazlıaka da açıklamasında; “Bir anne düşünün; talebi çocuğunun süt içmesi! Bundan daha doğal bir talep olabilir mi? Ama bu düzen böyle gitmez. En geç altı ay içinde, sandıkta, çocuklarımızı açlığa mahkum edenlerden, istismara maruz bırakanlardan hesap soracak ve onları sandığa gömeceğiz!” ifadelerini kullandı.