TBMM'de toplanan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'nda, çözüm sürecine hukuki zemin oluşturulması amacıyla ceza hukuku alanında uzman üç profesör görüşlerini sundu. Prof. Dr. Bahri Öztürk, Prof. Dr. Mahmut Koca ve Prof. Dr. İlhan Üzülmez, siyasi mutabakatı takiben Anayasa ve alt mevzuatta yapılması gereken "etkin pişmanlık" ve "umut hakkı" odaklı özel düzenlemeler önerdi.
Uzmanlardan "Özel Kanuni Düzenleme" Çağrısı
Hukukçular, mevcut ceza adalet sistemindeki düzenlemelerin terör örgütünün tasfiyesi ve topluma kazandırılması için yeterli olmayacağı görüşünde birleşti ve bu konuda özel bir kanuni düzenleme (Topluma Kazandırma Kanunu) yapılması gerektiğini savundu.
1. Prof. Dr. İlhan Üzülmez: "Mağdurlar Göz Önünde Bulundurulmalı"
Üzülmez, yapılacak düzenlemelerde suç ayrımının önemini vurguladı:
-
Suç Ayrımı: "Örgüte üye olmak" gibi kamunun mağduriyetine yol açan suçlarla, kasten öldürme, yağma gibi kişilere karşı işlenen suçların ayrılması gerektiğini belirtti.
-
Toplumsal Kabul: Kişilere karşı işlenen suçlarda mağdurların ve mağdur yakınlarının göz önünde bulundurulmasının, toplumda genel kabul gören bir düzenleme yapılabilmesi için şart olduğunu ifade etti.
-
Şarta Bağlı Pişmanlık: Süreçten yararlanacak kişilerin, tavırlarıyla gösterecekleri etkin pişmanlığa bağlanması ve haklarında "çözüm sürecine özgü özel bir etkin pişmanlık düzenlemesi" yapılmasını önerdi.
-
Siyasi Faaliyet Kısıtlaması: Müzakere sürecinin makul edilmesini ve toplumun normalleşmesini sağlamak amacıyla, süreçten yararlanan kişilerin belli bir süre siyasi faaliyette bulunmalarının önüne geçilmesi gerektiğini savundu.
2. Prof. Dr. Mahmut Koca: "Üç Aşamalı Topluma Kazandırma Kanunu"
Koca, terör örgütü mensuplarının topluma kazandırılması için özel bir yasa teklif etti ve bu süreci üç aşamalı olarak özetledi:
-
Topluma Kazandırma Aşamaları: Silahların bırakılması, örgüt mensuplarının adli mercilere teslimi ve örgüt mensuplarının rehabilitasyon süreci.
-
Adli Süreç Zorunluluğu: Hukuk sistemine meşruiyet kazandıracak bir yol izlenmemesi için örgüt mensuplarının mutlaka adli bir sürece tabi tutulması gerektiğini belirtti.
-
Ağır Suçlara İstisna: Kasten öldürme, ağır yaralama ve uyuşturucu ticareti gibi ağır suçları işleyenlerin bu düzenlemelerden yararlandırılmaması yönünde bir tercih yapılabileceğini söyledi.
-
Rehabilitasyon ve Denetimli Serbestlik: Teslim olan kişilerin suçlarının ağırlığına göre çeşitli sürelerle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulması, bu süreçte psikolojik, ekonomik ve sosyal destek tedbirlerinin öngörülmesi gerektiğini belirtti.
3. Prof. Dr. Bahri Öztürk: "Silahların Gömüldüğünden Emin Olunmalı"
Öztürk, genel affın risklerine dikkat çekerek, özel düzenleme için ön şartları sıraladı:
-
Ön Şartlar: "Bu çalışmaların başlanabilmesinin ilk ve en önemli şartı, silahların tümüyle gömüldüğünden emin olunmasıdır." İkincisi ise bu çalışmanın genel affa dönüşmesinin engellenmesidir.
-
Özel Af: Genel affın doğru olmayacağını, ancak özel affın etkin pişmanlık unsurlarıyla zenginleştirilerek farklı bir duruma sokulabileceğini ifade etti.
-
Umut Hakkı: AİHM kararlarını hatırlatarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan kişilerin dahi "bir gün gün yüzünü görme umudu" olması gerektiğini ve bu konudaki düzenlemelerin hızla devreye sokulabileceğini belirtti.
Hukukçular, siyasi otoritenin ve tüm siyasi partilerin mutabakata varması halinde, Terörle Mücadele Kanunu, TCK ve İnfaz Kanunu gibi mevzuatlarda yapılacak özel bir yasa ile sürecin yönetilebileceğini ifade etti.



