Açıklamanın tamamı şöyle:

Anayasa’nın 24. ve 41. maddelerinde kamuoyunda başörtüsüne karşı ayrımcılığın yasal güvence altına alınması olarak bilinen düzenleme aracılığıyla iktidar partisi ve ittifak ortakları doğrudan eşcinselleri, transları, biseksüelleri, interseksleri ve kendisini toplumsal cinsiyet normları dışında tanımlayan; kendilerinin makbul yurttaş sınıflandırmalarının ötesinde gördükleri tüm Türkiye Cumhuriyeti yurttaşlarını doğrudan hedef alarak, nefret suçlarının odağı haline getirmektedir.

MİLLETVEKİLLERİNİN ISRARLA BU ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ DÜZENLEMESİNE HAYIR DEMESİ ZORUNLUDUR

Evrensel İnsan Haklarını benimseyen, insanlık onurunun tartışma konusu olamayacağının farkında olan tüm siyasi grupların ve yasama yetkisini elinde bulunduran Türkiye Büyük Millet Meclisi mensubu milletvekillerinin ısrarla bu anayasa değişikliği düzenlemesine hayır demesi zorunludur.

Anayasa’nın ruhuna aykırı, temel hak ve özgürlükleri, eşitlik ilkesini ve devletin ödev ve sorumluluklarını hiçe sayan herhangi bir yasama değişikliği düzenlemesinin kabul edilebilmesi, tartışmaya açılabiliyor olması dahi kabul edilemez.

Anayasa’nın eşitliği düzenleyen 10. maddesi, tüm yurttaşların herhangi bir ayrım gözetmeksizin kanunlar önünde eşit olduğunu vurgulamaktadır.

Anayasa’nın 13, 17 ve 20. maddeleri de, kişilerin temel hak ve hürriyetlerini; yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkını, özel hayata saygı ve özel hayatın gizliliği haklarını güvence altına almaktadır.

24. ve 41. maddelere dair teklif edilen değişiklik önerileri, Anayasa’nın ilgili maddelerine de aykırıdır. Bu maddeler; eşcinseller, translar, biseksüeller, interseksler ve kendisini toplumsal cinsiyet normları dışında tanımlayan kişiler özelinde ifadelere yer vererek; doğrudan yurttaşların beden bütünlüklerine, fikri ve manevi gelişim haklarına saldırıda bulunmakta.

Türkiye Cumhuriyeti’nin uymakla mükellef olduğu ve anayasal güvence altına alınmış, bağlayıcı hükümler içeren Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Birleşmiş Milletler Kadınlara Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Uluslararası Sözleşmesi (CEDAW), Anayasa’nın da ruhunu oluşturan Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi temelinde; tüm yurttaşların ayrım gözetmeksizin devletin yasal güvencesi ile eşit haklardan faydalanması için, çabalanması gerektiğini yüce meclis önünde yeminle görev yapmakta olan tüm milletvekillerine bir kez daha hatırlatıyoruz.

Anayasalar özünde iktidarı ve devleti de sınırlandırma amacı taşıyan, toplumsal sözleşmelerdir. Toplumun tüm kesimini ilgilendiren anayasaların; toplumun herhangi bir kesimini ötekileştirici, ayrıştırıcı davranması ve temel hak ve hürriyetleri görmezden gelmesi mümkün değildir.

Temel hak ve hürriyetler tartışma ve pazarlık konusu edilemez. Toplumsal barışın güvencesi olan Anayasa, birtakım siyasi hizipler ve iktidar maliklerinin şahsi menfaatleri uğruna keyfi hükümlere tabi kılınamaz. Dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti’ni anayasal devlet olmaktan uzaklaştıracak her türlü çabanın önünde kararlılıkla karşı durmak zaruridir.

DOĞRUDAN DEVLET ELİYLE NEFRETİN KURUMSALLAŞMASI ANLAMINA GELMEKTEDİR

Anayasa’nın 24. ve 41. maddeleri için TBMM komisyonunda tartışmaya açılan değişiklik düzenlemeleri zorbalıkla müzakere edilirken, LGBTİ+ yurttaşları suçlu, yanlış ve sapkın gösterme çabasının kendisi doğrudan devlet eliyle nefretin kurumsallaşması anlamına gelmektedir.

Giderek artan iktisadi kriz ve yoksullaşma söz konusuyken; iktidar çevrelerinin yitirdikleri siyasal meşruiyet zeminini yeniden yaratmak için, şiddet ve nefretin her zaman odağında olan eşcinseller, translar, biseksüeller, interseksler ve toplumsal cinsiyet normlarına uymayanlar bir kez daha insanlık onurları hiçe sayılarak terörize edilmektedir. Transların beden uyum süreçlerinde karşılaştıkları tıbbi ve hukuki engellemeler, “aileyi ve nesli koruma” üzerinden yaratılan suni algı ve gerçek dışı hikayelerle pekiştirilmektedir.

NE YALNIZ NE DE YANLIŞIZ

İnsan hakları savunucuları ve yurttaşlar olarak sözümüzü söylemeye, mücadelemizi sürdürmeye, itiraz etmeye ve devletin sorumluluklarını hatırlatmaya devam edeceğiz.

SEÇİME GİDERKEN ANAYASA YAPILMAZ! ANAYASA DEĞİŞTİRİLMEZ!

Milletvekillerine sorumluluk ve görevlerini bir kez daha hatırlatarak, Anayasa’ya ve anayasal hükümle geçerli uluslararası sözleşmelere sadık kalma çağrısında bulunuyoruz. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde, LGBTİ+ yurttaşları da temsil etmekle yükümlü olan tüm milletvekillerini, bu anayasa değişiklik teklifine ısrarla hayır demeye çağırıyoruz.

Seçime giderken anayasa yapılmaz! Anayasa değiştirilmez!

Toplumda nefretin körüklendiği, insanların birbirine düşman edilmeye çalışıldığı bir atmosferde anayasa yapılamaz! Anayasa değiştirilemez!

Nefret dili ile anayasa yapılamaz! Anayasa değiştirilemez!

Eşitsizliğe yol açacak, özgürlükleri kısıtlayacak bir anayasa yapılamaz! anayasa değiştirilemez!

İnsan haklarından, eşitlikten, özgürlüklerden yana tavır takının ve HAYIR deyin!

İmzacı LGBTİ+ dernekleri şöyle:

17 Mayıs Derneği, Gökkuşağı Aileleri Derneği (GALADER), HEVİ LGBTİ+ Derneği, Kaos GL Derneği, Kırmızı Şemsiye Derneği, Lambdaistanbul LGBTİ+ Dayanışma Derneği, LGBTİ+ Aileleri ve Yakınları Derneği (LİSTAG), Muamma LGBTİ+ Derneği, Özgür Renkler Derneği, Pembe Hayat LGBTİ+ Dayanışma Derneği, Sosyal Politika Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği (SPoD), ÜniKuir Derneği, Mersin 7 Renk LGBT Eğitim Araştırma ve Dayanışma Derneği.