TOPLUMSAL CİNSİYET

Leyla Zana'ya yönelik hakaretlere ilişkin 116 kuruluştan suç duyurusu

116 kuruluş, Leyla Zana'ya yönelik cinsiyetçi saldırılar ve gazeteci Gözde Şeker'in hedef gösterilmesi üzerine 8 ilde eş zamanlı suç duyurusunda bulundu.

Abone Ol

Kadın ve LGBTİ+ örgütlerinden oluşan 116 kuruluş, Leyla Zana'ya yönelik tribünlerde yükselen cinsiyetçi ve ırkçı hakaretler ile bu durumu raporlayan gazeteci Gözde Şeker'in hedef gösterilmesine karşı hukuki süreç başlattı. Sekiz ilde eş zamanlı olarak gerçekleştirilen suç duyurularına ilişkin yapılan ortak açıklamada, Leyla Zana’ya yönelik ifadelerin ırkçı ve cinsiyetçi bir zihniyetin ürünü olduğu kaydedildi. Açıklamada, Zana’nın Kürt siyaseti, kadın kimliği ve ana dili mücadelesi açısından sembol bir isim olduğu vurgulandı.

HAKARET, NEFRET VE AYRIMCILIK SUÇTUR

Süreçle ilgili yapılan değerlendirmede, Leyla Zana'ya yönelik saldırıların ardından haberi duyuran gazeteci Gözde Şeker’in bazı siyasetçiler ve sosyal medya hesapları tarafından hedef alındığı belirtildi. Etik sorumluluğunu yerine getiren Şeker’e özel hayatı üzerinden gözdağı verilmeye çalışıldığını ifade eden kuruluşlar, kadınların özel hayatının ırkçı saldırılara malzeme edilmemesi gerektiğini belirtti.

Açıklamada, Bursaspor ile Somaspor arasında 16 Aralık'ta oynanan karşılaşmanın son bölümlerinde tribünlerden yükselen hakaret içerikli tezahüratların, daha sonra Ankaragücü ve Rizespor maçlarında da sürdüğü hatırlatıldı. Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından "küfürlü tezahürat" gerekçesiyle Bursaspor’a 16 bin lira para cezası verilirken, merdiven boşluklarının kurallara aykırı kullanımı nedeniyle 211 bin lira ceza uygulanması eleştirildi. Bir kadının onurunu hedef almanın merdiven boşluklarına oturmaktan daha hafif bir mesele olarak görülmesinin kabul edilemeyeceği vurgulanan açıklamada; hakaretin, halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmenin, nefret ve ayrımcılığın suç teşkil ettiği ifade edildi.

Suç duyurusunda bulunan kuruluşlar; küfürlü saldırılara katılan kişilerin tespit edilmesini, benzer olayların tekrarının önlenmesi için ilgili kulüplere caydırıcı yaptırımlar uygulanmasını talep etti. TFF ile Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın konuyu ciddiyetle ele alması istenirken, barış arayışlarının sürdüğü bir dönemde Kürt kadın siyasetçi kimliğiyle sembolleşen bir ismin hedef alınmasının tesadüf olmadığı kaydedildi. Açıklamada, barış çabalarına kadın kimliği üzerinden saldırıldığı belirtilerek hukuki sürecin takipçisi olunacağı vurgulandı.