Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nun 7 Nisan 2016'da yürürlüğe girmesiyle Türkiye'de yeni bir dönem başlarken, 2018'de yapılan yönetmelik değişikliğiyle de 7 Nisan tarihinin "Kişisel Verileri Koruma Günü" olarak kutlanması kararlaştırıldı.

Kişisel Verileri Koruma Günü'ne ilişkin açıklamalarda bulunan KVKK Başkanı Bilir, 7 Nisan 2016'da kişisel verilerin korunması bakımından Türkiye'de yeni bir dönemin başladığını söyledi.

Kişisel Verileri Koruma Günü'yle kişisel veri farkındalığının geliştirilmesi ve kişisel verilerin korunmasında alınabilecek bireysel tedbirlerin önemine dikkati çekilmesinin amaçlandığını aktaran Bilir, bu yılki etkinliklerinin temasını "Teknoloji ve Çocukların Kişisel Verilerinin Korunması" olarak belirlediklerini kaydetti.

KVKK'ye bugüne kadar yapılan başvurular ve verilen kararlar hakkında bilgi veren Bilir, başvuru, ihbar ve şikayetlerin titizlikle incelenerek sonuçlandırıldığını dile getirdi.

Bilir, "Bugüne kadar 40 bin 503 ihbar, şikayet ve başvurudan 38 bin 753'ü sonuçlandırıldı. 1352 veri ihlal bildirimi kurula intikal etti, bunlardan 295'i ilan edildi. Yapılan incelemeler sonucu 573 milyon 25 bin lira idari yaptırım uygulandı. Kanun kapsamında 1104 hukuki görüş verildi. Yurt dışına veri aktarımında yeterli nitelikleri taşıyan 8 taahhütname ise kurul tarafından onaylandı." diye konuştu.

Başkan Bilir, kişisel verilerin öneminin gün geçtikçe artmasının, bireyin mahremiyetine yönelik risklerin artmasıyla doğru orantılı olduğunu anlattı.

Teknolojik gelişmeler ve dijitalleşme sayesinde günler süren işlemlerin artık dakikalar, hatta saniyeler içerisinde gerçekleştirildiğini belirten Faruk Bilir, kişisel verilerin teknoloji sayesinde hızlı ve etkin biçimde işlenebilmesinin, bireyin mahremiyetinin korunması ihtiyacını ortaya çıkardığını vurguladı.

"KİŞİSEL VERİLER ANCAK HUKUKA UYGUN ŞEKİLDE İŞLENEBİLİR"

Bilir, veri koruma hukukunun temelinin, kişisel verilerin işlenmesinde temel hak ve özgürlüklerin gözetilmesi olduğunu, dünya üzerinde genel kabul gören hukuki düzenlemelerin bireyin mahremiyetinin güçlendirilmesini esas aldığını kaydetti.

Veri işlemenin, yasaklanmadığını ancak kişisel veri işlenmede çeşitli standartların getirildiğini aktaran Bilir, bunun Türkiye'deki yansımasının Kişisel Verilerin Korunması Kanunu olduğunu söyledi. Bilir, "Kanuna göre, kişisel veriler ancak hukuka uygun şekilde işlenebilir. Yine bu Kanunla verisi işlenen kişilere birtakım haklar getirilmiş, kişisel verileri işleyen kişi, kurum ve kuruluşlara da Kanun kapsamında belirli sorumluluklar yüklenmiştir. Böylelikle bireyin mahremiyeti hukuk şemsiyesi altında koruma altına alınmış, gelişigüzel ve keyfi veri işlemeye karşı somut bir adım atılmıştır." diye konuştu.