Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısı için bugün Giresun’a geldi. Kılıçdaroğlu’nun Giresun’da ilk olarak fındık üreticileriyle buluştu. Kılıçdaroğlu, fındık ayıklayan kadınlarla sohbet etti. Kadınlarla birlikte fındık ayıklayan Kılıçdaroğlu, “İnşallah biz de Türkiye’de çürükleri ayıklayacağız” diye konuştu.

Kılıçdaroğlu, sohbet ettiği yaşlı bir kadına “Kaç torun var” diye sordu. Yaşlı kadın ise “13. Ama sekiz çocuk var, hepsinin de ikişer çocuğu var, üçer değil ikişer” yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, kadınlara, “Bir Karadenizli kadın günde ne kadar çalışıyor” sorusunu yöneltti. Kadınlardan biri, “Sabahtan akşama kadar. Akşam da ev işi, bahçe işi, fındık işi. Fındığımızın değerini bile alamadık” dedi. Kılıçdaroğlu da “Sizler biraz haksızlığa uğradınız” diye konuştu.

Yaşlı kadın, “Şu fındığın kilosunun en az 75 lira olması lazım. 43-45’e, kandıra bildiğine milletten alıyor tüccarlarımız” dedi.

“Ortalama yaşı olan bir ağaçtan kaç kilo fındık alabiliyorsunuz” diyen Kılıçdaroğlu’na kadınlar, 2-3 kilo alabildiklerini ve ilaçlamayı güzel yapmadıkları için yeterli verimi alamadıklarını söylediler. Yaşlı bir kadın, “Gübrenin fiyatı 300-350 lira, bir torbası. 12 dönüm yere 14 torba atılıyor” dedi.

Kılıçdaroğlu, kadınlarla sohbeti sırasında yanlarından hiç ayrılmayan ve kucağına çıkan Atlas isimli kediyi sevdi. Kedi, daha sonra Kılıçdaroğlu’nun yanına oturdu. Kılıçdaroğlu, yanında oturan yaşlı kadına, “Aramıza kara kedi girmesin de” diye espri yaptı. Yaşlı kadın ise “Girmez, girmez” diye yanıt verdi.

“PAHALILIK ÇOK”

Yaşlı kadın, Kılıçdaroğlu’na babasıyla yaşadığı bir anısını anlattı. Kadın, gençliğinde disiplinli olduğunu dile getirdi. Kılıçdaroğlu ise “Almanlarda disiplin var tabii. Disiplini getiren temel kural da devleti yönetenlerin vatandaşa hesap vermesidir. Toplanan vergilerin vatandaşa harcanmasıdır. Kalkınmanın yurt genelinde sağlıklı dağıtılmasıdır” dedi. Kılıçdaroğlu, Almanya’ya politikacı olarak da gittiğini ve Türkiye’nin de Almanya gibi kalkınabileceğini kaydetti. Kadınlardan biri, “Bir de şu ekonomimiz de düzelse. Pahalılık çok” diye dert yandı.

“DÜNYANIN NERESİNDE OLURSA OLSUN KİTABI BULUR GETİRİRİZ”

Kılıçdaroğlu, daha sonra kadınlarla birlikte çürük fındıkları ayıkladı. Kadınlar, Kılıçdaroğlu’na, fındığa verilen fiyattan yakındı ve emeklerinin karşılığını alamadıklarını söyledi. Kılıçdaroğlu, daha sonra fındık harmanı yapılan Yalıköy’deki cami kütüphanesini ziyaret etti. Kılıçdaroğlu, kütüphanedeki eksiklere ilişkin, “Muhtarım, hangi eksik varsa bana söyleyeceksin. Yeter ki kitabın adını, bize kitapların adlarını verin. Yozgat’ta gittim yine böyle bir kütüphaneye, eski bir milletvekili bakıyordu. O, bir İslam tarihi ile ilgili ansiklopedi istedi. Türkiye’de yok. Almanya ve Hollanda’da bulabildik. Bazı ciltlerini Almanya’da, bazı ciltlerini Hollanda’da bulduk, kütüphaneye teslim ettik. Dolayısıyla burada da arzu ettiğiniz kitaplar ya da vatandaş gelir ‘şu kitap var mı’ diye, biz size kitabı dünyanın neresinde olursa olsun bulur getiririz” dedi.  

Kılıçdaroğlu, daha sonra camii önünde muhtarla ve yurttaşlarla sohbet etti. Camii imamı, Kılıçdaroğlu’na mütevazı bir kişiliğe sahip olduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu ise “Efendim, yetişme tartımız da böyle zaten. Rahmetli anne ve babamız bizi böyle yetiştirdi” diye yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, kütüphaneye ilişkin, “Sevgili Peygamber’imiz ‘İlim Çin’de de olsa gidin, bulun’ diyordu” dedi. Kılıçdaroğlu’na kütüphanenin nasıl kurulduğu anlatıldı. Kılıçdaroğlu, 27,5 yıl devlette çalıştığını kaydederek, “Devlette çalışmak güzel bir şeydir. Devlet terbiyesi almak, devletin geleneklerini bilmek önemli bir şeydir” diye konuştu.

İmam, Kılıçdaroğlu’na çiftçilerin sağlık güvencesi olmadığı söylendi. Kılıçdaroğlu ise kırsalda çalışan gençler ve kadınların tamamını sigortalı yapacaklarını ve primlerini devletin ödeyeceğini anlattı.

Kılıçdaroğlu, Türkiye’de en fakir köylülerin orman köylüleri olduğunu dile getirdi. Yurttaşlardan biri, “En zengin bakanlık da o” dedi. Kılıçdaroğlu, “Neyse, orayı halledeceğiz” diye yanıt verdi.

Bir balıkçı, teknelerine koydukları mazotun pahalılığından dert yandı. Balıkçı, “İnşallah bakanlığımızı kurarsanız; onu bekliyoruz. En büyük etken. O olursa çok iyi olur. Bir meslek grubuna tanımlanırız” dedi. Kılıçdaroğlu, Türkiye’nin denizlerinden faydalanamadığını kaydederek, “Bir yolcu gemimiz bile yok” karşılığını verdi.

Kılıçdaroğlu, daha sonra sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve kanaat önderleri ile bir araya geldi. Kılıçdaroğlu, burada şunları söyledi:

“Aynı havayı teneffüs etmemizin bize yüklediği bir sorumluluk var. Memleketin halini biliyorsunuz. Düzelmesi lazım. Bu nasıl düzelecek? Demokratik yollarla düzelecek. Birlikte, beraber, bu memleketin var olan sorunlarını çözeceğiz. O nedenle artık birisi, -gittiniz, kahvede oturdunuz- ‘CHP şöyle, böyle’ diyebilir. Vatandaştır, saygı duyarım.”