İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, Halkların Demokratik Partisi il binasında katledilen Deniz Poyraz'ın 27 Aralık'ta görülecek duruşmasına ilişkin İzmir Barosu önünde basın açıklaması yaptı. Deniz Poyraz'ın ailesinin yanı sıra çok sayıda yurttaşın katıldığı açıklamada, sık sık "Deniz Poyraz ölümsüzdür" ve "Bir Deniz gider bin Deniz gelir" sloganları atıldı. Basın metnini İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri adına İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Zöhre Dalkıran okudu. 

Devletle bağlantılı çeşitli tarikatlarca işlenen suçlarda yaygın bir cezasızlık politikası hakim olduğunu söyleyen Dalkıran, "Soruşturma sürecinden başlayarak delillerin toplanmaması, karartılması, faillerin bağlantılarının üstüne gidilmemesi şeklindeki kolluk ve savcılık pratiği, çoğu kez siyasi iktidar çevrelerince açıkça failin övülmesiyle de başka bir boyuta taşınmaktadır. Ne yazık ki artık siyasi saiklerle atanan, çeşitli güç odaklarıyla kabul edilemez ilişkiler kuran yargıçların hüküm yerinde olduğu yargılama örnekleri de çoğalmıştır. Bu karanlık tabloda mahkemelerden adil kararlar çıkacağına yönelik beklenti neredeyse yok olmuştur" dedi.

KATLİAMLAR CEZASIZ KALDI

Daha önce yaşanan katliamların arka planlarının aydınlatılmadığına dikkati çeken Dalkıran, siyasi cinayetlerin pek çoğunun öncesinde yürütülen ötekileştirici, düşmanlaştırıcı nefret söylemi ile de bağlantılı olduğunu kaydetti. Deniz Poyraz'ın katledildiği gün ve duruşmalarda yaşananları anımsatan Dalkıran, "Tüm bu yaşananları alt alta koyduğumuzda diğer toplumsal davalarda olduğu gibi bu davanın da cezasızlıkla, adaletsizlikle tarihe geçeceği belli olmuştur. AİHM benzer davalarda,  taraf devletlere, yalnızca  görünürde  fail olan kişileri tespit edip cezalandırılmasını değil saldırının arkasındaki azmettiricilerin ve tüm bağlantılı faillerin de ortaya çıkarılması ödevini yüklemektedir. Bu saldırı, demokratik hayatın vazgeçilmezlerinden biri olan bir siyasi bir partiye yöneltilmiş ırkçı bir saldırıdır" diye belirtti.

DURUŞMAYA ÇAĞRI

Saldırının, farklı toplumsal kesimlerin çatıştırılmasına yönelik yarattığı tehdit potansiyeli ile demokratik düzeni yok etmeyi hedeflediğini kaydeden Dalkıran, 27 Aralık günü Şakran Cezaevi Yerleşkesinde görülecek olan duruşmaya katılım çağrısı yaptı.