İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ), 24 Ekim’de Resmi Gazete’de “Araştırma görevlisi alım ilanı” yayınladı. Sınav tarihi 16 Kasım, sonuç açıklama tarihi ise 22 Kasım olarak belirlendi. Fakat sonuçlar, 29 Kasım’da İTÜ’nün web sayfasında yayınlandı.

Konuya dair açıklama yapan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) 6 No’lu Üniversiteler Şubesi, Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü'nün sonuçlarının açıklanmadığını ve sitede, “Değerlendirme süreci devam etmektedir” ibaresinin yer aldığını belirtti. Eğitim Sen’in dikkat çektiği noktanın ardından İTÜ, 6 Aralık’ta bir açıklama yaptı. Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü için kadro alımı ilanının iptal edildiğini duyurdu ancak nedenine değinmedi. Hemen ardın daha dikkat çekici bir gelişme yaşandı ve Bilgisayar Bilişim Fakültesi Dekanı ve Bilgisayar Mühendisliği Bölüm Başkanı istifa etti.

MECLİS BAŞKANI ŞENTOP’UN OĞLU DA SINAVA GİRDİ

İstifanın ardından bir açıklama yapan Eğitim Sen, Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü sınavına girenlerin arasında Meclis Başkanı Mustafa Şentop’un oğlu Ömer Asım Şentop’un da olduğunu belirterek, sınavda başarısız olması üzerine sınavın iptal edilmiş olabileceğini belirtti.

Eğitim Sen 6 No’lu Şube Başkanı Beyzade Sayın, Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü’nün “araştırma görevlisi alım ilanı”nın iptal edilmesi ve dekanın istifasına dair ajansımıza konuştu.

TEMMUZ’DA DA BAŞVURU YAPTI

Sayın, Asım Şentop’un aynı bölüm için Temmuz ayında da başvuru yaptığı bilgisini paylaşarak, İTÜ’den aldıkları bilgilere göre sınavda Asım Şentop’un 2’nci olduğunu aktardı. Bu nedenle kadroya alınmayan Asım Şentop için sınavın iptal edilmiş olma olasılığın değinen Sayın, “Şöyle bir şey aklımıza geliyor; ‘Temmuz’da bir hata yaparak Şentop’un oğlunu kadroya almadık, bu sınavda almamız gerekiyor.’ Burada rektörlük eliyle bir usulsüzlük, uygunsuz bir durum yaratılarak sınav sonucu iptal ediliyor. Sınav sonucunu Şentop’un oğlunun lehine değiştirme çabası olduğu açık. Ancak bu usulsüzlüğün peşini bırakmayacağız” diye konuştu.

ŞENTOP’UN OĞLU KADROYA ALINMAK İSTENİYOR

Sayın, akademik alanda kadro alımlarının nasıl gerçekleştiğine dair şunları söyledi: “Akademik alımlar bir ilanla olur, ilana çıkılır ve o ilana uygun adaylar başvururlar, ön değerlendirme olur. Ön değerlendirmeyi geçen adaylar bilim sınavına tabi tutulur. Bilim sınavının sonucunda da, bilim sınavında alınan puanlar da ön değerlendirme puanlarına eklenerek kaç öğretim üyesi alınacaksa o adaylar belli olur ve bu ilan edilir. Dolayısıyla diğer bütün birimlerde her şey gayet prosedürüne göre işletilirken, burada işletilmemesinin bir nedeni var.” Sayın, bu nedenin, Meclis Başkanı Şentop’un oğlunun kadroya alınma isteği olduğunu belirtti.

CEVAPLANMASI GEREKEN SORULAR

“Sınav jürisine kumpas kurulduğu, sınav esnasında tutulması gereken tutanakların tutulmadığı, bölüm başkanının neden istifa ettiği, bazı evraklara el konulduğu” gibi cevaplanması gereken birçok sorunun olduğuna dikkat çeken Sayın, “Üniversiteye yönelik bir siyasi baskı var. Rektörlük de bu siyasi baskıyı dekanlığa ve bölüm başkanlıklarına yansıtıyor” dedi.

REKTÖRLÜK SINAV KAĞITLARINI NEDEN İSTEDİ?

Sınavda yaşandığı iddia edilen bazı usulsüzlüklere de değinen Sayın, şunları söyledi: “Sınav değerlendirilmeden, sınav jürisi sınavı açıklamadan, rektörlüğün sınav kağıtlarını istemesi ve tutanak tutulmadan kağıtları alması yönünde bir iddia var. Bu iddia hala ortada duruyor. Dolayısıyla bir siyasi baskının olduğu ve Meclis Başkanı’nın oğlunun bu sınavda kazanamayacağı düşünülerek, rektörlük ona göre bir zeminin oluşturduğu açık.”

‘BU TUTUMDAN VAZGEÇİN’

Sayın, üniversitelerde yaşanan usulsüzlüklerden vazgeçilmesi gerektiğini belirterek, “Biz sendika olarak bu meselede sadece soyadından dolayı bir karşı duruş içerisinde değiliz. Burada başka bir adayın ‘Şentop’ soyadı üzerinden hakkının yenmesine karşıyız. Dolayısıyla Şentop’un oğlu şayet birinci gelmiş olsaydı ilan edilirdi ve biz de buna itiraz etmezdik. Demek ki Şentop’un oğlu birinci olmadı ve bu tür yol ve yöntemlere başvuruldu. İTÜ, derhal bu tutumdan vazgeçmeli. Liyakatin esas alındığı, bilimsel bilginin ve üretimin başak rol oynadığı bir öğretim alanı yaratmaya çalışıyoruz” diye konuştu.