İstanbul 17. Ağır Ceza Mahkemesince Marmara Ceza İnfaz Kurumu'nun karşısındaki salonda yapılan duruşmaya, 12'si tutuklu 16 sanık ve avukatları ile 4 müşteki Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

Duruşmada dinlenilen müşteki Yasemin Öztürk, medikal malzeme ticareti yapan bir arkadaşının işinde sıkıntılar yaşaması üzerine kendisinden yardım istediğini, bu sebeple sanık İrfan Kılıç ile tanıştığını söyledi.

O dönemde aynı iş sebebiyle tanıştıkları Kılıç tarafından daha sonra "Siz bizim kim olduğumuzu biliyor musunuz? Yakında öğrenirsiniz, orayı kaldırırız." cümleleriyle tehdit edildiğini aktaran Öztürk, "İrfan Kılıç ilk tanıştığımızda 'Biz sizi tanırız, piyasada ödenmeyen çekleriniz var, isterseniz yardımcınız oluruz.' dedi. İrfan Kılıç tarafından telefonla tehdit edildim. Ben de 'Avukatlarla işimizi çözüyoruz.' dedim. Sanıklardan şikayetçiyim, davaya katılmak istiyorum." diye konuştu.

Müşteki Ali Yanık, Erzurumlu bir kişiye senet verdiğini belirterek, sanık Yaşar Akyüzlü'nün kendisine bu konuda yardımcı olmaya çalıştığını aktardı.

Yanık, sanık Akyüzlü tarafından tehdit edilmediğini dile getirerek, "Yaşar bana 'Bunlarla işbirliği yapma. Gel seni avukatlarla görüştüreyim, bu iş tatlıya bağlansın. Sen bizim hemşehrimizsin. Gel, bunlarla yüz göz olma.' şeklinde yardımcı olmaya çalıştı. Şikayetçi değilim." ifadelerini kullandı.

Duruşmada dinlenilen müşteki Hakan Yıldırım, otel malzemeleri satan bir şirketi olduğunu, sanıklardan Ümit Tunçer’i tanıdığını anlattı.

Mimar iş ortağı ve sanık Tunçer arasında ayrı iş ilişkisi olduğunu, ikili arasındaki ilişkiden haberdar olmadığını dile getiren Yıldırım, başkası tarafından "Sarallar" adının kullanılarak tehdit edilmediğini ve şikayetçi olmadığını beyan etti.

Tanık Sabri Çetin, sanık Mehmet Ulu'nun çocukluk arkadaşı olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:

"Mehmet (Ulu) bana sürekli sanat ve spor camiasından bahseder. Ben de çiftçiyim. Onun aracılığıyla da ben ilk kez Ahmet Kaşıkçı'yı tanıdım. Mehmet bana 'Şu sanatçıyla bu sporcuyla beraberdim.' diye anlatıyordu. 'Bak, ben de bunları tanıyorum.' gibisinden, Mehmet'e hava atmak babında onları konuştum. İlyas Saral ve Erdal Acar'ı tanımıyorum."

Heyet, müştekilerin dinlenilmesine devam edilmesi için duruşmayı yarına erteledi.

- İddianameden

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, örgüt elebaşının İlyas Saral olduğu, bu örgütün ise Saral'ın yanı sıra sanıklar Erdal Acar, Fatih Sarıalioğlu, Mehmet Ulu, Ali Kaplan, Mustafa Fazlıoğlu, Osman Tellioğlu ve Tamer Çağlar tarafından yönetildiği belirtiliyor.

İddianamede, örgüt elebaşlarından Erdal Acar'ın, kumarhane sektörü ve eğlence mekanları ile örgüte maddi getiri sağladığı, ünlüler arasındaki anlaşmazlıklara müdahil olup çözmesinden dolayı da örgütün isminin her alanda duyulmasını sağladığı anlatılıyor.

Suç örgütünün üye ve yöneticileri olan sanıkların yağma ve kumar oynamak için yer sağlama suçlarını işleyerek örgüte gelir temin ettikleri, örgüt yönetici ve üyelerinin de geçimlerini bu yöntemle sağladıklarına yer verilen iddianamede, suç örgütü üyelerinin, şikayette bulunan müştekileri tehditle sindirip davalarından vazgeçirmeye çalıştıkları ifade ediliyor.

İddianamede, örgüt elebaşı İlyas Saral'ın "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek" ve "nitelikli yağma " suçlarından 15 yıldan 27 yıla kadar, örgüt yöneticilerinden Erdal Acar'ın "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak veya yönetmek" ve birden fazla kez "nitelikli yağma" ve "nitelikli yağmaya teşebbüs" suçlarından 50 yıldan 79 yıl 6 aya kadar hapsi isteniyor.

Sanıklardan Mehmet Ulu'nun aynı suçlardan 15 yıldan 27 yıla, Mustafa Fazlıoğlu'nun 5 yıldan 12 yıla, Fatih Sarıalioğlu'nun 30 yıldan 49 yıl 6 aya, Ali Kaplan'ın 35 yıldan 66 yıl 6 aya, Osman Tellioğlu'nun 10 yıldan 19 yıl 6 aya, Tamer Çağlar'ın ise 25 yıldan 42 yıla kadar hapsi istenirken, örgüt yöneticisi konumundaki toplam 8 sanığın, "örgüt üyesi" ve "örgüte yardım eden" konumundaki sanıkların işledikleri tüm suçlardan sorumlu oldukları, bu nedenle bu sanıklara verilecek cezalardan sorumlu tutularak aynı cezaya çarptırılmaları talep ediliyor.

- Türkiye'ye iade edilen Alaattin İlyas Saral tutuklanmıştı

Öte yandan davanın tutuklu sanıklarından Ahmet Cengiz Karlı, cezaevinde yaşadığı rahatsızlık sebebiyle 18 Ocak'ta hayatını kaybetmişti.

Dava kapsamında hakkında kırmızı bülten çıkarılan suç örgütünün yöneticilerinden sanık Alaattin İlyas Saral, iade sürecinin ardından yurt dışından geldiği İstanbul Havalimanı'nda gözaltına alınmış ve 12 Haziran'da tutuklanmıştı. (AA)