İstanbul'da, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü kapsamında Kadın Dayanışma Komiteleri (KDK) tarafından düzenlenen eylemde yüzlerce kadın bir araya geldi. Cevahir AVM önünde toplanan grup, "Şiddet iktidarınızı yıkacağız" yazılı pankartla Büyükdere Caddesi boyunca yürüyüş gerçekleştirdi.
"Boyun eğmeyen kadınlara selam olsun"
Yüzlerce kadının tencere, tava ve düdükleriyle kadınlara yönelik şiddete tepki gösterdiği eylemde konuşan Türkiye Komünist Partisi (TKP) Parti Meclisi (PM) üyesi Zehra Güner Karaoğlu, şunları söyledi:
"Biz kadınlar, işçiler çok fazla bir şey istemiyoruz. İnsanca yaşamak, geçinmek, insanca çalışmak, işten döndüğümüzde başımızı sokacak bir evimiz olsun istiyoruz. Aldığımız ücretlerle kiramızı, faturalarımızı ödeyebilmek, sağlık, eğitim haklarımızı kullanmak istiyoruz. Önce yaşayabileceğimiz bir ücret ve ücretlerde eşitlik istiyoruz, sırf kadın olduğumuz için düşük ücret almak istemiyoruz. Bir araya gelmek ve bu düzenden hesabı sormak için mutlaka örgütlü olmaya davet ediyorum herkesi. Boyun eğmeyen kadınlara selam olsun."
KDK Sorumlusu ve TKP Merkez Komite üyesi Senem Doruk İnam ise şöyle konuştu:
Şiddet önlenebilir, cinayetler önlenebilir, iş kazaları önlenebilir. Ama işlerine gelmiyor. İşlerine gelen ne? Ne diyorlar? Çıkıyorlar televizyonlara, alıyorlar mikrofonları, biz güçlü Türkiye'yiz diyorlar. Biz bölgeye müdahale edeceğiz diyorlar, değil mi? Güçlü Türkiye'de bölgeye müdahale edecek Türkiye'de her gün onar onar senin kadın vatandaşların ölüyor. Sen ne diyorsun?
Kadınlar nasıl ölüyorlar? Adliyelere gidiyorlar, karakollara gidiyorlar, her yere başvuruyorlar. Diyorlar ki bizi koruyun. Eski kocam, patronum, kardeşim, sokakta tanımadığım adam beni öldürüyor diyorlar. Ama ne yapıyorlar? Bu koruma çığlıklarına, bu feryatlara sessiz kalınıyor. Kulaklar kapatılıyor. 'Git evine, bir şey olmaz' deniyor.
"Gidin size yardım çığlıkları atan kadınlarla meşgul olun"
Bir sürü polis burada. Kadınlar bu ülkede onar onar can verirken bırakın bizi. Gidin o kadınları koruyun. Gidin size yardım çığlıkları atan kadınlarla meşgul olun. Kuş uçurtmuyoruz diyorlar değil mi? Her yerde kameralar var diyorlar. Ama kadınlar ölürken katillerini bulamıyorlar. İsteseler bir saatte bulurlar. Nasıl kuş uçurtmamak bu? Nerede bu kadınların katilleri? Sokak ortasında vuruyor, sonra kayboluyor. Bırakın sokak ortasını. Hastaneye gidiyor, kampüse giriyor. Polis karakolunun önünde öldürüyor kadınları, yuh olsun.
"'Zina yapan kadının cezası ölümdür' diyenlerin cezasını biz vereceğiz"
Evet suçlulardan hesabı sormak zorundayız. Çünkü kendi yaşamımızı korumak bize kalmış durumda bu ülkede. Bu ülkenin vatandaşları sahipsiz. Bu ülkede işçiler sahipsiz. Bu ülkede çocuklar sahipsiz. Bu ülkede kadınlar sahipsiz. O zaman ne yapacağız? Kol kola gireceğiz. Büyüyeceğiz, örgütleneceğiz ve kendi yaşamımıza, nefes alma hakkımıza sahip çıkacağız sevgili arkadaşlar. Yoksa durmayacaklar. Sömürmekte bir adım geri durmuyorlar. Gericilikte bir adım geri durmuyorlar. Yüzsüzce karşımıza çıkıp kadın düşmanlığı yapıyorlar. Kendisine akademisyen diyen biri çıkıp diyor ki 'Zina yapan kadının cezası ölümdür.' Asıl onun cezasını biz vereceğiz.
Öbürü çıkıyor. Diyor ki fetva veriyorum diyor. Her Cuma çıkıyor fetva veriyor. Diyor ki 'Kadınları dövmek helaldir.' Sonra da birileri çıkıyor, bakan çıkıyor diyor ki 'Kadın cinayetleri bizim iktidarımızda azaldı.' Yok öyle yağma, yok biliyoruz. Gerçekleri biliyoruz. Yalanlarınızı tek tek yüzünüze vuracağız. Her gün ama her gün ölen her kadın için sizden hesap soracağız. Bu şiddet iktidarınızı sizin başınıza yıkacağız.
"Kurtuluşumuz bizim ellerimizde"
Duysunlar sesimizi. Her zaman ama her zaman kulaklarını kapattılar. 'Koruma kararı istiyorum' diyen kadına kulağını kapattılar. 'Ölmek istemiyorum' diyen kadına kulağını kapattılar. Neler yaptılar? Bizim emeğimizi isyanımızı çaldılar. O zaman biz de hepsine daha fazla sahip çıkacağız. Kurtuluşumuz bizim ellerimizde. Onların örgütlü bir karanlığı varsa güçlü bir gericiliği varsa bizim de örgütlü bir öfkemiz var arkadaşlar. Onlar örgütlüyse biz daha örgütlü olacağız.
Artık başka çaremiz kalmadı. Çocuklarımız için, kadınlarımız için, kendimiz için kadın erkek el ele bu şiddet iktidarını onların tepesine yıkacağız. Soruyorum, yıkacak mıyız? Evet, duysunlar bu sesi ve korksunlar. Şiddet iktidarınızsa o iktidarınızı tepenize çalacağız."