İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun üniversite diplomasının iptaliyle paralel yürüyen "evrakta sahtecilik" davasına bakan İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Ali Doğan'ın ataması gündemdeki yerini koruyor.
T24'den Gökçer Tahincioğlu'nun özel haberine göre Doğan'ın, HSK'nın 28 Kasım tarihli kararnamesiyle Kahramanmaraş'a atanmasından sadece 3 gün önce, 25 Kasım 2025 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na dikkat çeken bir suç duyurusunda bulunduğu öğrenildi.
"Yetkimin Kaldırılmasına Zemin Hazırlıyorlar"
Suç duyurusunda, "sontv" isimli internet sitesinde yayımlanan ve kendisini hedef aldığını belirttiği haberlere yer veren Hakim Doğan, bu yayınların amacının kendisini lekelemek ve görevden alınmasına zemin hazırlamak olduğunu savundu.
Dilekçede şu çarpıcı ifadeler yer aldı: "Bu eylemler, hedef alınan hâkimin yetkisinin kaldırılmasına zemin hazırlanmak üzere lekeleyip, kendi çaldıkları lekeyi bahane olarak takdim etmek üzere oluşturulmuştur. Bu durum, yargı mensupları arasında infiale sebep olmuştur."
"1 Nolu Salon" Tartışması
Hakim Doğan, duruşmayı Silivri'deki 947 kişilik 1 Nolu salonda yapma ısrarının "şov amaçlı" olduğu eleştirilerine de yanıt verdi. Doğan, duruşmaların açıklık ilkesi gereği herkese açık olması gerektiğini, "en küçük salonda yapmanın yargının saygınlığını korumayacağını" belirtti.
Doğan, "Bağımsız bir mahkemenin, duruşma düzeninin sağlanabileceği azami büyüklükte bir salonda yargılama yapmaktan çekinmesini gerektirecek bir sebep yoktur" savunmasını yaptı.
SEGBİS ve Tutuklu Avukat Krizi
İmamoğlu'nun tutuklu avukatı Mehmet Pehlivan'ın duruşmaya SEGBİS ile bağlanmasına izin verilmesi konusundaki eleştirilere de değinen Doğan, bu konunun hukuki olarak tartışmalı olduğunu ve nadir rastlanan bir durum olduğunu belirterek, "Mahkememizin uygulamasında hukuka aykırı bir maksat aranması hukuk zemininden ayrılmaktır" dedi.
"Meçhul Yargı Mensupları Konuşuyor"
Suç duyurusunda, haberlerde kaynak gösterilen "ismini vermek istemeyen üst düzey hakim" gibi ifadelerin uydurma olabileceği iddia edilerek, "Bir yargı mensubunun, meslektaşınca görülen dava hakkında basına bu şekilde demeç vermesi mümkün değildir" denildi.
Hakim Doğan, TCK 277. (Yargı görevini yapanı etkileme) ve 288. (Adil yargılamayı etkileme) maddeleri uyarınca sorumluların cezalandırılmasını istedi.