Haber: Egecan Türkmen
İklim Kanunu Teklifi, dün TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
Kanunla, "Adil geçiş", "Birincil piyasa", "Denkleştirme", "Emisyon Ticaret Sistemi (ETS)", "Gömülü sera gazı emisyonları" ile "Gönüllü karbon piyasaları", "İklim adaleti" gibi tanımlar yer alıyor.
Görüşmelerde çevre ya da doğa dernekleri yer almadı.
Emisyon Ticaret Sistemi kurulacak
İklim Değişikliği Başkanlığı tarafından Emisyon Ticaret Sistemi yani ETS kurulacak.
ETS kapsamında esasları yönetmelikle belirlenen doğrudan sera gazı emisyonlarına neden olan faaliyetleri yürüten işletmelerin, bu faaliyetleri gerçekleştirebilmesi için İklim Değişikliği Başkanlığı'ndan sera gazı emisyon izni alması zorunlu olacak.
Buna göre, sera gazı emisyonlarının takibine ilişkin yasaklara veya sınırlamalara aykırı olarak, doğrulanmış sera gazı emisyonu raporunu süresi içerisinde sunmayanlara, 500 bin liradan 5 milyon liraya kadar idari para cezası verilecek.
İklim Kanununa tepkiler nasıl?
“Bir belayı defetmeden diğeri geliyor”
TBMM Genel Kurulu'nda İklim Kanunu teklifi görüşmeleri devam edildiği sırada teklifin aleyhine söz alarak konuşma yapan CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır “Bir iklim kanununa ihtiyacımız olduğu bir gerçek. Ama üzülerek söylüyorum ki bu kanunda üniversiteler, çevre dernekleri, belediyeler ortak bir akılla bu yasayı yapmadı. İklim değişikliğinden en çok etkilenen dar gelirli yurttaşların yaşadığı bölgelerle ilgili hiçbir çözüm bu yasada yok. Üzülerek söylüyorum bir belayı defetmeden diğeri geliyor. Bugün bunu görüşüyoruz yarın zeytinleri yok edecek yasa gelecek. Buradaki riskleri birkaç şirketin hazırladığı bu yasaları 86 milyon çekiyor” ifadesinde bulunarak yasanın halktan ziyade bir avuç şirket sahibine göre hazırlandığını belirtiyor.
“Gerçek bir İklim Yasası yapacak bir bakanlık yok karşımızda”
DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli ise “Meclis’e bu hafta İklim Yasası geliyor. Bu yasayı yapmak gerekiyordu; ama böyle mi olur? Adı İklim Yasası, kendisi ise karbon emisyon piyasası düzenlemesinden başka bir şey değil. Karbon emisyon piyasası düzenlenmeye çalışılıyor. Ticaretin sürdürebilmesi için, karbon ayak izlerinin bu ticarette bir engel oluşturmaması için yapılan bir düzenlemeyle karşı karşıyayız. İşte buna İklim Yasası diyorlar. Gerçek bir İklim Yasası yapacak bir bakanlık yok karşımızda gerçekten Türkiye’nin bir İklim Yasası'na ihtiyacı var ama bu yasa o yasa değil” ifadelerini kullanarak İklim Yasası’nın sadece emisyon piyasasından devletin gelir elde etmek için kurduğu bir sistem olarak nitelendirdi.
Birçok çevre örgütlerinin ise yasa ile olan endişeleri ise aşağıda olduğu gibi
Kritik Nokta; Dernek Görüşleri
Birçok Çevre derneklerinin görüşü ise aşağıda sıralandığı gibi:
Emisyon Ticaret Sistemi (ETS) Etkili denetim ve şeffaflık olmadan doğa tahribatına yol açacak
Karbon kredileri ve gönüllü karbon piyasaları Bu sistemler suistimale açık olabilir, gerçek etkiden uzak
Ekonomik öncelikler Kanun çevreden çok çok sanayi gözetiliyor
Yasal yetki devri denetimin zayıflamasına yol açacak
Öte yandan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, İklim Kanunu'na ilişkin, sosyal medya hesabında "Kanunla birçok yeni teknolojiyi geliştirme konusunda hiçbir ülkenin tesirinde kalmadan daha özgür bir araştırma geliştirme ortamı sağlayacağız." ifadelerini kullandı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 10 maddeden oluşan ve kamuoyunda yanlış anladığını düşündüğü 10 maddeyi sıraladı o 10 madde ise şöyle:
"Karbon ayak iziyle insanların özgürlükleri kısıtlanacak"
Karbon ayak izi ile insanların özgürlüklerinin kısıtlanması söz konusu bile değil. Karbon ayak izinin azaltılması, sadece üretim yapan organizasyonlar için öngörülmüştür. Bireylerle, mülkiyet, seyahat gibi anayasal haklarıyla en ufak bir ilgisi bulunmamaktadır.
"Emisyon Ticareti Sistemi" adı altında vatandaşlardan karbon vergisi alınacak"
Kanun teklifi karbon vergi sistemini getirmiyor. Emisyon ticaret sisteminin kurulmasını kapsıyor. 9. maddede de bireylerin değil sanayi kaynaklı sera gazı emisyonlarının düşürülmesine yönelik düzenlemeler yer alıyor. Dolayısıyla, Emisyon Ticaret Sistemi uygulamasının kapsamı sadece enerji yoğun üretim tesisleridir. Bireylerle hiçbir ilgisi bulunmamaktadır.
"Tarım yasaklanacak, meyve ağaçlarına el konulacak"
Kanun metninde bu anlama gelecek herhangi bir yaklaşım dahi bulunmamaktadır. Aksine kanun, kuraklık ve afetlere karşı risk altındaki toprakları, tarımı, hayvancılığı ve doğal kaynakları, değişen iklim şartlarına karşı korumak, gıda ve su güvenliğini sağlamayı amaçlamaktadır.
"Çiftçi istediği ürünü ekemeyecek, ekene cezalar verilecek"
Kanunda tarım ve hayvancılığa ilişkin tek bir yaptırım maddesi dahi yoktur.
"Hayvancılık yasaklanacak, yapay et yedirilecek, hayvan otlatmak yasaklanacak"
Kanunda, bunu ima eden herhangi bir ifade yoktur. Aksine Kanun 5 ve 6. maddelerle ülkemiz topraklarını, tarımını, hayvancılığını ve doğal kaynaklarını değişen iklim şartlarına karşı korumayı, gıda ve su güvenliğini sağlamayı amaçlamaktadır.
"Paris Anlaşması'nda küresel güçler tarım alanlarına el koyacak"
Paris Anlaşması, 2021 yılında TBMM'de uygun bulma kanunu ile iç hukukumuza aktarılmıştır. Hatta ülkemiz, Paris Anlaşması'nı kendi özel koşullarını ve kalkınma hedeflerini önceleyerek ve dikkate alarak imzalamıştır. Paris Anlaşması, 2021 yılından beri kanun hükmünde bir düzenlemedir. 2021 yılından bugüne kadar kısıtlayıcı herhangi bir uygulama olmamıştır, bundan sonra da olmayacaktır.
"Kanunla kömür, petrol kullanımı kalkacak"
Kömür, petrol kullanımının tamamen kaldırılacağı iddiası söz konusu bile değildir. Kanun, çevre dostu temiz enerjiyi teşvik etmeyi amaçlamaktadır, bunda bir zorunluluk yoktur.
"İklim değişikliği yoktur diyenlere ceza verilecek"
İklim Kanununda 'iklim değişikliği yoktur' diyenlere ilişkin bir ceza hükmü bulunmamaktadır.
"Vatandaş karbon ayak izine göre ceza ödeyecek"
Kanunun hiçbir maddesinde, vatandaşa ceza ve kısıtlamaya yönelik bir yaptırım yer almıyor. 14'üncü maddede bireyleri değil, sanayi ve üretim tesislerine yönelik idari yaptırımlar düzenleniyor, adli ceza yaptırım hükümleri yer almıyor.