Haber: Sabri Kırdar

Altınkaynak, İHEB'in insanlık tarihinin en önemli kazanımlarından biri olduğunu vurgulayarak, bildirgenin temelindeki insan onuru kavramının ancak barışçıl bir ortamda korunabileceğini ifade etti. Bildirgenin 577 dile çevrildiğini hatırlatan Altınkaynak, “İnsan onurunu koruyabilmenin yolu barıştır; özgürlük, adalet ve barış ancak eşit ve devredilemez hakların tanınmasıyla mümkündür” dedi.

“Kürt meselesi bir insan hakları ve demokrasi meselesidir”

Altınkaynak, Kürt meselesine ilişkin değerlendirmesinde, bir asrı aşan inkâr ve asimilasyon politikalarının ağır bedeller doğurduğunu belirterek, en az 40 bin insanın yaşamını yitirdiği çatışmalı sürecin yarattığı ihlalleri hatırlattı.

İHD’nin yıllardır hak ihlallerini kayıt altına aldığını ve cezasızlıkla mücadele ettiğini söyleyen Altınkaynak, çözüm sürecine dair umutlarını da paylaştı:

“1 Ekim 2024’te başlayan müzakere süreci barış umudumuzu yeşertti. Silahlar sustu. Şimdi cesaretle, adaletle yeni bir sayfa açmanın zamanı.”

İHD’nin, silahsızlanma süreciyle bağlantılı olarak hasta mahpusları, siyasi mahpusları ve silah bırakan örgüt mensuplarını kapsayan bir “barış yasası” çıkarılmasının zorunlu olduğunu savunduğu aktarıldı.

“Hakikatin açığa çıkarılması barışın kalıcılığı için şart”

Çatışmalı dönemde yaşanan ağır ihlallerin ortaya çıkarılmasının önemine dikkat çeken Altınkaynak, adaletin sağlanmasının kalıcı barışın temel taşlarından biri olduğunu belirtti.

Kadınların mücadelesi vurgulandı

İHD’li kadınların barış mücadelesindeki rolüne özel vurgu yapılan açıklamada, Türkiye’de kadınların yapısal şiddet, ayrımcılık ve hak ihlalleriyle hâlâ karşı karşıya olduğu ifade edildi. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmenin ve ILO 190’ın hâlâ onaylanmamış olmasının kadınların maruz kaldığı şiddeti derinleştirdiği belirtildi.

Gazze, Orta Doğu ve küresel çatışmalar

Açıklamada, Orta Doğu’da ve dünyanın birçok bölgesinde devam eden savaşların temel hakları yok ettiği belirtilerek, İsrail’in Gazze’de yürüttüğü saldırılarda 70 bini aşkın Filistinlinin yaşamını yitirdiği hatırlatıldı.

Türkiye’de barış talebinin yükseldiği bir dönemde muhalefete yönelik baskıların arttığına dikkat çeken Altınkaynak, kayyım politikalarının sürmesi ve gazeteciler, siyasetçiler, hukukçular üzerindeki yargısal baskıların otoriterliği derinleştirdiğini söyledi.

“Siyasi tutuklular serbest bırakılsın”

Altınkaynak, AYM ve AİHM kararlarına rağmen hâlâ cezaevinde tutulan Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Osman Kavala, Can Atalay, Ekrem İmamoğlu ve Selçuk Kozağaçlı gibi isimlerin derhal serbest bırakılması gerektiğini ifade etti.

“Barışı getirecek olan bizleriz”

Açıklama, barış mücadelesinin tüm toplumun ortak sorumluluğu olduğunun altı çizilerek sona erdi:

“Barışı kadınlar, çocuklar, emekçiler, çevre savunucuları ve eşit, özgür yaşamı isteyen tüm halklar getirecek.