Haber: Sabri Kırdar

İnsan Hakları Derneği Antalya Şubesi Cumartesi Annelerine destek için Attalos heykeli önünde basın açıklaması yaptı. İHD Antalya Şubesi adına basın açıklamasını  şube yönetim kurulu üyesi Ronahi Şüheda Çiftçi okudu. Rohani Şüheda Çiftçi şunları ifade etti. 

43 yıldır soruyoruz: Hüseyin Morsümbül nerede?


966 haftadır uluslararası hukukta insanlığa karşı suç olarak tanımlanan gözaltında Kaybetmeleri, bu suçun işlenmesine imkan yaratan cezasızlık politikalarını ve inkar edilen, Gerçekleri anlatıyoruz. Anlatıyoruz, çünkü devlet gözaltında kaybetmeleri nedenleri ve koşullarıyla araştırıp ortaya Çıkarma, açıklama yükümlülüğünü yerine getirmiyor. Gerçeği örtbas etme, gerçeğin izini Sürenlerin seslerini bastırma ve cezalandırma yönünde bir pratik sergiliyor.

Biz hakikatleri anlatmayalım diye tam 25 haftadır her Cumartesi İstiklal Caddesi’nde adeta OHAL ilan ediliyor. Tüm hukuki güvencelerimiz askıya alınıyor. Anayasa Mahkemesi’nin hükme bağladığı hakkımızı kullanmamız Beyoğlu Kaymakamlığı’nın yasağı ve polis zoruyla engelleniyor. Yeni ihlallerle karşı karşıya kalıyoruz. 

Tüm baskılara rağmen, adalet ve hakikat talebimizin temelini oluşturan hafızada yer alsın diye Hüseyin Morsümbül dosyasını kamuoyu ile paylaşıyoruz. 

12 Eylül askeri darbesinin ardından 18 Eylül 1980 akşamı Morsümbül ailesinin Bingöl’deki evi asker ve polisler tarafından basıldı. Bingöl Lisesi’nde öğrenci olan çocukları Hüseyin gözaltına alındı. “Oğlumu nereye götürüyorsunuz” diyen annesine, “İfadesi alınacak, kısa bir süre sonra gelir” denildi. Hüseyin gelmeyince ailesi Bingöl Askeri Tugay Komutanlığına gitti. Ancak kendilerine “Bizde Yok” cevabı verildi. Aile arayışını sürdürünce Hüseyin’in yüksek güvenlik önlemleri ile 

Korunan taburdan kaçtığı söylendi. Hüseyin’den bir daha haber alınamadı. Fatma ve Hanefi Morsümbül askeri savcılığa giderek sorumlular hakkında şikayetçi oldu. Ama Hüseyin’in kaybedilmesiyle ilgili hiçbir işlem yapılmadı.

Ailenin başvurusu üzerine İHD avukatları yıllar sonra girişimlerde bulundu. 2011 yılında Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı yeni bir soruşturma başlattı. Hüseyin Morsümbül’ün gözaltında kaybedildiği dönem görevli dokuz personelin listesi, adresleri ve irtibat bilgileri savcılığa ulaştı. 
Soruşturma kapsamında savcıya ifade veren dönemin Bingöl İl Merkez Jandarma Bölük Komutanı Durmuş Coşkun Kıvrak, olay tarihinde izinli olduğunu, izin dönüşü masasına isimsiz bir ihbar mektubu bırakıldığını, mektupta Hüseyin Morsümbül’ün gözaltında Astsubaylarca dövülerek öldürüldükten sonra alay komutanı ve astsubaylar tarafından arabaya konularak götürüldüğünün yazılı olduğunu söyledi. 

Ancak Bingöl Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmayı derinleştirme görevini yerine getirmedi. Olayın üzerinden uzun zaman geçmesi nedeniyle dava açmayı gerektirecek yeterli delil elde edilemeyeceği gerekçesiyle ‘ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karar’ verdi. 20 Ekim 2015 tarihinde bu karar için Bingöl Sulh Ceza Hakimliği’ne yapılan itiraz ise henüz sonuçlanmadı. 

966. haftamızda bir kez daha Hüseyin Morsümbül için adalet istiyoruz. Savcılık dosyasında isimleri yazılı şüphelilerin yargılanmalarını ve hakkaniyete uygun bir biçimde cezalandırılmalarını istiyoruz. 

Kaç yıl geçerse geçsin Hüseyin Morsümbül için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan ve kayıplarımızla buluşma mekanımız olan Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz. 

photo1696067674

Cumartesi Anneleri 

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi 

Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon