Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partisinin grup toplantısında konuştu. Kara kış yaşandığını dile getiren Sancar, iklimin yanı sıra iktidarın da kara kış yaşattığını vurguladı. İktidarın önlem almaması nedeniyle çetin geçen kışta yurttaşların yaşam mücadelesi vermek zorunda kaldığını aktaran Sancar, “Bu iktidar bu ülkeyi donduruyor, insanlarımızı soğuğa mahkum ediyor, sürekli bunu söylüyoruz. Yani sadece siyasi anlamda ülkeyi dondurmak ve üşütmekle kalmıyorlar, bu soğuk kış koşullarında insanların ısınabilecekleri imkanları elinden aldıkları için bu zemheri evlerinin içine, yoksulların, emekçilerin dizlerinin dibine kadar soktular. Çocuklar üşürken, soğukla baş etmek için türlü yollar arayan insanlarımız iktidarın politikaların nelere yol açtığını görmüştür” dedi.

"İKTİDARIN ÖNCELİKLERİ ARASINDA HALKIN ÇIKARLARI YOKTUR"

Kış koşullarının dünyada olduğu gibi Türkiye’de de iki haftadır zorluklarla geçtiğini aktaran Sancar, iktidarın sorumluluk alma yerine sorumluluktan kaçarak, yerel yönetimleri hedef aldığını belirtti. Yerel yönetimlerde eksikliklerin olduğunu, ancak asıl sorumluluğun merkezi hükümette olduğunun altını çizen Sancar, “Bu tartışmaları sadece iktidarın sorumluluktan kaçmak olarak yorumlamak da yetmiyor. İktidarın aczini, çaresizliğini ve aynı zamanda insafsızlığına da gözler önüne seriyor, bunu bir kez daha vurgulamak isterim. Bu ilk değil yazın başka felaketler yaşandı, kışın şimdi bu felaketi yaşıyoruz. Yazın aşırı sıcaktan çıkan orman yangınlarında, sel felaketlerinde ve depremlerde olduğu gibi şimdi de soğuk ve kardan dolayı yaşanan sıkıntılarda, iktidarın halk için herhangi bir planı ve programı olmadığını açıkça gördük. Çünkü bu politikalarda halkın yeri yoktur. İktidarın öncelikleri arasında halkın çıkarları yoktur” diye belirtti.

"MİLYONLAR BUNU BİRLİKTE BAŞARACAK GÜCE SAHİP"

İktidarın talan, sömürü, israf, rant, savaş politikaları üzerine kurulduğunu dile getiren Sancar, konuşmasına şöyle devam etti:

“Kaynaklar talana, ranta, israfa, savaşa tahsis edildiği için halkı koruyacak tedbirler alacak para bırakmıyorlar. Olan parayı da yine halkı düşünmedikleri için halkın ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde asla kullanmıyorlar. Bunlar bilinçli politikalar, bilinçli tercihlerdir. Sadece doğa şartlarıyla açıklanacak bir durum söz konusu değildir. Bu iktidar bu politikaları sürdükçe kış, yaz şartlarında her türlü felaketin faturası yoksullara çıkacaktır. Sürekli söylüyoruz, halkın yaşamını değil kendi talan düzenlerini önceleyen bu iktidar düzeni değişmek zorundadır. Bunu bu ülkenin milyonları birlikte başaracak güce sahiptir. İnsanların felaketlerle ve çaresizliklerle baş başa bırakılması bu ülkede devam ettirilecek bir politika, bir yönetim şekli olamaz, olmamalıdır. Bunun yolu birlikte mücadeleden geçmektedir. Emekçilerin yoksulların geniş halk kesimlerinin birlikte mücadelesi bu talan, rant, savaş ve israf düzenini değiştirebilecek güce sahiptir. Yeter ki bu gücü doğru kullanmasını bilelim yeter ki yan yana yürüyebileceğimiz programları ve çizgiyi oluşturalım."

"KARA KIŞ EKONOMİDE DE YAŞANIYOR"

"Kara kış ekonomide de yaşanıyor. AKP iktidarın yıllardır ekonomik krizin faturasını ödettiği Türkiye halklarına karşı 2022 yılı da kriz ve çöküşün zirvesiyle başlamıştır. Zam ve zulüm yılı olarak bir döneme girdiğimizin işaretleri daha ilk günden verilmeye başlamıştır. Bir ayda halkın elinde kalan yüzde yüz zamlı elektrik faturalarıdır. İnsanlar evlerinde karanlıkta yaşamak zorunda bırakılıyor. Yine fiziksel olarak durum böyledir demek istiyorum, yani biz bu iktidarın zihniyetinin karanlık olduğunu söylüyoruz ama sadece metafor ve mecaz olarak değil gerçekten hayatın içinde karanlığı dayatıyor bu iktidar, bu ülkeye. Bu ülkenin emekçi yoksul haklarına karanlığı dayatıyor. Elektrik faturalarını görüyorsunuz. Bu faturaların yüksekliğinin nedenlerini de biliyoruz. Burada asıl büyük rantın kimlere aktarıldığını da biliyoruz. Bunu her fırsatta açıklıyoruz."

"Doğal gaz faturaları yine öyle. Sonuçta insanların emekçilerin, yoksul halkımızın elinde kalan boş filelerdir. Belki marketlerde raflar doluyor ama alışverişe gidenlerin sayısı azaldıkça azalıyor. Gidebilenlerin çantaları boşaldıkça boşalıyor, fileler artık boş bir şekilde eve dönüyor. Poşetler içinde birkaç zorunlu ihtiyaç maddesi olmadan eve getiriliyor. Ortada büyük bir soygun ve sömürü var. Bu düzenin bu halka dayattığı soğuk var, karanlık var, açlık var, yoksulluk var. Bütün bunlarla mücadele için güçlü bir halk iradesini ortaya çıkarma sorunumuz da var."

"BİRLİKTE HAREKET ETMENİN YOLLARINI VAKİT KAYBETMEDEN BÜYÜTMEK ZORUNDAYIZ"

"HDP güçlü ortak iradeyi yaratma kararlılığını sürdürüyor.  Çağrılarımızı her seferinde yineleyeceğiz, birlikte yürümeliyiz, bir avuç soyguncuya karşı milyonların ortak mücadelesini mutlaka yaratmalıyız. Bu iktidar yalan, talan düzenini kurmuştur. Yasakçıdır, kumpasçıdır. Sadece bize karşı değil, her alanda baskıcı, zulüm zihniyeti yaygınlaşıyor. Biz yıllardır uyarıyoruz. Bir adaletsiz varsa bunun o yerle sınırlı kalmayacağını anlatıyoruz. Şimdi bu anlattıklarımız çıplak gerçeklik olarak hayatın içinde karşımıza çıkıyor. Birlikte hareket etmenin yollarını vakit kaybetmeden büyütmek zorundayız. Yoksa adaletsizlik düzeni kendisine dokunmayacağını sananlara da bulaşacaktır."

"YÜKSEK ENFLASYON YOKSULDAN ALIP ZENGİNE VERMEKTİR"

"Sistemi, rejimi, iktidarı değiştirmek zorundayız. Onlar istediği kadar TÜİK Merkez Bankası Başkanını, bakanları değiştirerek bir şeyleri yoluna sokmak gibi bir algı oluşturmaya çalışsınlar, sorunun kaynağı bu iktidarı besleyen rejimin kendisidir. Sistemi değiştirmek, rejimi değiştirmek ana hedefimiz olmalıdır. Bunun doğal sonucu iktidarı göndermektir. Türkiye ile istatistiklerin hangisini anlatalım bilmiyorum. Yüksek enflasyonda Türkiye dünyada ilk onda yer alıyor. Yüksek enflasyon, yoksuldan alıp zengine vermektir. Yoksulu daha yoksul yapmaktır, açlığı yaygınlaştırmaktır. Türkiye dünyada enflasyonun en yüksek olduğu 10 ülke içinde yer aldığı için yoksul daha yoksul olmaktadır."

"BÜYÜK BARIŞ HEDEFİMİZİN TEPESİDİR"

"Elbette biz Kürt sorununda demokratik çözümü öncelikle kastediyoruz ama sadece bundan ibaret değil. Büyük barış için hepimizin yaşamla daha barışık, yaşamla daha keyifli bir ilişki kuracağı bir siyasal, ekonomik, toplumsal düzen kurmamız lazım. Büyük barış aynı zamanda ölüme mahkum edilmiş bir toplumu değil, hayatla barışmış insanlar topluluğunu inşa etmek demektir. Bu ülkede mezhep, inanç, hayat tarzı temelinde büyük gerilimleri yaratan bu iktidarı ve rejimi değiştirmenin yolu büyük barışı ana hedef haline getirmektir. Bu büyük barış bizim yolumuzun ışığıdır, hedefimizin tepesidir."

"KEPÇEYLE ALINAN PARALAR ÇAY KAŞIĞIYLA VERİLDİ"

"Güya şikayetler üzerine yeni bir düzenleme yapıldı elektrikte. Alt sınır miktarı artırıldı. Bunun bir çözüm olmayacağını anlamak için elektrik kullanımının mütevazı bir hanede ne ölçüde olduğunu yaşayanlar bilir. Bu güya indirim diye sunulan şey halkın cebinden kepçeyle alınan paraların çay kaşığı ile iade edilmesinden başka bir şey değil. Öncelikle yapılması gereken elektrik hizmetlerinin kamulaştırılmasıdır. Elektrik hizmeti gibi yaşamsal alanlarda rantın, sömürünün geçerli olduğu bu düzeni değiştirmek için elektrik hizmetleri kamulaştırılmalıdır."

"Faturasını ödeyemeyen kimsenin elektrik ve doğal gazı kesilmemeli, icra takibi olmamalıdır. Bunları engelleyecek hukuki düzenlemeler gerçekleşmeli ama bu iktidarın bunu yapacağını beklemek naiflik olur. Biz bu ülkenin yönetimine ağırlığımızı koyduğumuzda bu tedbirleri ilk fırsatta hayata geçireceğiz."

"HER HANEYE İHTİYAÇ KADAR ELEKTRİK VE DOĞALGAZ ÜCRETSİZ SAĞLANMALI"

"2018'den bu yana elektrik, doğal gaz, petrole yapılan zamlar geri çekilmeli. Her haneye ihtiyaç kadar elektrik ve doğalgaz ücretsiz sağlanmalı. Bunlar için kaynak var. Bunu bütçe çalışmaları sırasında söyledik. Kaynak nerede? Kaynak, talana, savaşa, yandaşa giden paraların kesilmesindedir. Bunlar kesilsin, bu ülkenin bütün halklarının ihtiyaçları anında karşılanır. Bu ülkede kaynak vardır, zenginlik vardır. Asıl mesele bunların nasıl yönetildiğindedir. Kaynakların paylaşımında halkçı bir anlayışı esas alacağız, savaş politikalarına, ranta, yandaşa giden kaynakların akışına son vereceğiz.Yoksuldan emekçiden alıp zengine verilen bu düzeni değiştireceğiz. Sen, ben, biz, hep birlikte değiştireceğiz."

"KOBANİ KUMPAS DAVASINI ÇÖKERTECEĞİZ"

"Dün duruşmadaydım, Kobani kumpas davası ellerinde kaldı. O kadar çöp iddianamelerle ve mizansen yargılamalarla ilerleyemeye çalışıyorlar ki ele güne rezil oldular. Tarih karşısında bu rezillikleri tescil edecek her çalışmayı, siyasi rehine arkadaşlarımız ve biz yürüteceğiz. Kobani kumpas davasını çökerteceğiz, yargılanan sanık sandalyesine oturan arkadaşlarımız bu düzeni her konuşmada mahkum ediyorlar. Kobani davası kumpas, intikam davasıdır. HDP fikriyatını, HDP örgütlenmesini ve Türkiye'nin barış ve demokrasi umudunu yok etme operasyonudur."

"BU ÜLKEDE ADİL BARIŞI SAĞLAMANIN GÜVENCESİDİR HDP"

"Kapatma davasının dayandığı zihniyet ve amacı da aynıdır. Kapatma davasını bütün demokrasi güçleriyle boşa çıkaracağız ama yine bir hatırlatmaya bulunmak istiyorum. HDP'ye karşı açılan kapatma davası, sadece HDP'yi değil, Türkiye'nin demokrasi mücadelesi, barış özlemi adalet arayıcını hedef alıyor. HDP, dayandığı sosyoloji ve oy aldığı seçmen kitlesi itibarıyla da böyledir. Bu ülkede farklılıkların eşit şekilde bir arada demokrasi içinde yaşamasını sağlamanın sağlam fikriyatıdır, güçlü fikriyatıdır. Bu ülkede adil barışı sağlamanın güvencesidir HDP. Hem bu umudu, hem bu güvenceyi yok etmek istiyorlar. Bu ülkede ayrıştırmayı, düşmanlaştırmayı egemen kılmak için HDP en büyük engeldir."

"BU ZİHNİYETLE BİRLİKTE YÜRÜMEYİ MARİFET SAYAN 'MUHALEFET' GÜÇLERİ VAR"

"Dokunulmazlıkları kaldırmaya gündeme getirmenin bu ülkede demokrasiye giden yolları kapatmak, barış umutlarını yok etmek gibi bir amacı vardır. Bunu sadece biz söylemiyoruz. Bize destek olan içeride ve dünyada çeşitli çevreler var. İktidarın bu zihniyeti ile birlikte yürümeyi marifet sanan ve sayan 'muhalefet' güçleri de var. Dilerim ve umarım, muhalefet 2016'dan gerekli dersleri çıkarmış olsun, 2016'daki operasyonun yol açtığı tahribatların farkında olsun. Ondan sonra 2017 referandumu ile nasıl biz olmadan, biz elimiz kolumuz bağlanarak sonuca çıkardığını hatırlasın, 2018 seçimlerini hatırlasın. Bu ülkede düşmanlaştırma ve nefret politikalarının nasıl yaygınlaştığını görsün. HDP'ye gelince, hukukun işlediğini, meseleyi adalete bırakmak gerektiğini söyleyenlere uyarıda bulunuyorum. Yargı her alanda iktidarın sopasıdır diyen bir parti, kendini muhalefette sayan bir parti, iş HDP'ye gelince adil yargıdan ve yargı sonucunu beklemekten söz ediyor. Bu nasıl yaman çelişki? Hadi, bize inanmıyorsunuz diyelim, ideolojik hesaplarınız var, iktidarla başka ilişki hesaplarınız var mı yok mu kamuoyunun takdirine bırakıyorum. İktidarla aynı zihniyeti paylaşanların bu ülkeye demokrasi ve barış vaadi konusunda söyleyecek sözleri olmadığını belirteyim."

"BU İKTİDAR ANAYASAYI İHLAL EDİYOR"

AİHM'in dokunulmazlıklarla ilgili kararı açıklandı, AİHM bugün verdiği kararla partimize yönelik 20 Mayıs 2016'da dokunulmazlıkların kaldırılması operasyonunun AİHS'e aykırı olduğuna karar verdi. 'Dokunulmazlıkların kaldırılması sözleşmeye aykırıdır' dedi. Kerestecioğlu ve Demirtaş'la ilgili de aynı kararı vermişti. Şimdi kararı yineledi. AİHM kararlarının yerine getirilmemesinden dolayı iktidarı eleştiren partilere nerede olurlarsa olsunlar sesleniyoruz, bize de inanmıyorsunuz, AİHM kararları yerine getirilsin diyorsunuz. Dokunulmazlıkların kaldırılması hukuksuzdur diyor, siyasi ayrımcılık olduğunu, hukuksuz olduğunu tekrar söyledi AİHM. Bu iktidar anayasayı ihlal ediyor.