Dokuz8 TV’nin Haftadan Kalan Programı’na konuk olan gazeteci Çiğdem Toker, Katar ile yapılan anlaşmalara ilişkin, “Hükümetin birçok anlaşmasında da olduğu gibi burada da üstü kapatılan hesabı verilemeyen bir durum söz konusu” değerlendirmesinde bulundu.

Gazeteci Çiğdem Toker Dokuz8 TV’nin Haftadan Kalan Programı’nda Bekir Güneş’e gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Toker, “Katar ile yapılan ticaret anlaşmasını köşesine taşıyan Toker, hükümetin birçok anlaşmasında da olduğu gibi burada da üstü kapatılan hesabı verilemeyen bir durum söz konusu” ifadelerini kullandı.

VARLIK FONU’NUN CEO’SU AÇIKLAYINCA ÖĞRENMİŞ OLDUK”

“Borsa İstanbul Hisseleri daha önce Varlık Fonu’na devredilmişti daha önce, yapıyı bir hatırlayalım Varlık Fonu bir Anonim Şirket olarak kuruldu. Yönetim Kurulu Başkanı Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, yakın zamana kadar Başkanvekili Berat Albayrak’tı fakat bu görevden de “affı” istendiği açıklandı ve yerine başka bir kişi atandı. Fakat sicil kaydına yansımadı. Katar Emiri geldiğinde Borsa İstanbul’un yüzde 10’luk hissesinin Katar Yatırım Otoritesine devredildiğini duyduk. Birkaç gün boyunca tutar merak edildi ne kadara satıldı diye ne zaman devir tamamlandı 200 milyon dolarlık bir tutar Varlık Fonu’na devredildi o zaman Varlık Fonu’nun CEO’su Zafer Sönmez açıklayınca öğrenmiş olduk.

“BURADA DA HESABI VERİLEMEYEN BİR DURUM SÖZ KONUSU”

Önemli olan konu şu eğer Borsa İstanbul’un %10’u 200 milyon dolar ediyorsa basitçe Borsa İstanbul’un değerinin 2 milyar dolar olduğu anlama geliyor. Fakat bu değerlemeyi kim yaptı bu sorunun cevabı belli değil. Neye göre yapıldı? Kriterler nelerdi? Hükümetin birçok anlaşmasında da olduğu gibi burada da üstü kapatılan hesabı verilemeyen bir durum söz konusu maalesef durum açık değil. Pek çok iktidarın pek çok devletin uygulamasında da olduğu gibi burada da böyle bir durum söz konusu. Bu da bize gösteriyor ki 2016 yılında Varlık Fonu yasası çıkarıldığında birçok kanunla beraber Sayıştay denetimden de muaf bırakıldı. Sayıştay denetiminden çıkarılmış olması anayasal denetiminin yapılamayacak olması anlamına geliyor. Neden çıkarıldığını bu tarz operasyonlarda görüyoruz. Hesap vermemek istedikleri zaman istedikleri kuruma satmak için, bu değerleri açıklamak zorunda hissetmiyorlar kendilerini. Bu borsa hadisesi ile ilgili genel hatlarıyla bunları söyleyebiliriz.

“KATAR’IN DAHA 7 MİLYARDAN FAZLA YATIRIM YAPACAĞI SÖYLENİYOR”

Aslında ben bu konu üzerinde birçok insanın aklına gelebilecek soruları sordum. Bu mutabakat zaptının gizli tutulması doğal olarak birçok soruya gebe oluyor. Katar aynı zamanda Kanal İstanbul projesiyle birlikte anılıyor. Kanal İstanbul projesinin üzerinde Katar Emir’inin annesinin büyük arazileri aldığı ortaya çıkmıştı geçen sene, Katar’ın daha 7 milyardan fazla yatırım yapacağı söyleniyor. https://www.youtube.com/watch?v=gPpqAgLrQ0M

“EN İYİ YÖNTEM, BİZE ANLAŞMA METNİNİ AÇIKLAMALARI OLUR”

Su çok hassas bir konu, Katar’ın su ihtiyacı için denizden su arıttığı ve dünyanın birçok yerinden işçileri çalıştırdığını biliyoruz. Dolayısıyla su yönetimi Katar’a mı geçecek? Hangi koşullarda olacak? Nihai amaç nedir gibi birçok soru sadece benim gündemimde değil meclis gündeminde de tartışıldı. Bunun üzerine Tarım Bakanlığı bir açıklama yaptı. İki ülkenin birbirinden su naklinin içermediğini söyledi. Sonrasında Sayın Bakan bir gazeteye verdiği röportajda “Biz onlara deneyimimizi aktaracağız Türkiye bu konularda deneyimli bir ülke ve Katar’ın su sorununu çözmeye yardımcı olabilir” şeklinde bir açıklama yaptı. Bense yazımda Devlet Su İşleri’nin çok köklü bir kurum olduğunu fakat tarımsal sulamanın Çevre ve Şehircilik Bakanlığına geçtiğini belirtmiştim. İster istemez insanın aklına bu sorular geliyor. Mesela İstanbul Belediyesi’nin İSKİ kurumu var Ankara’da ASKİ var. Su yönetimi dediğiniz zaman çok kapsamlı ve geniş bir kavram ki bunun altının doldurulması gerekiyor ister istemez. Fakat bunların açıklanması lazım, belki de bakanlığın açıkladığı gibi sadece su tedarikine yönelik bir şey olmayabilir fakat bunun en iyi yöntemi bize anlaşma metnini bir şekilde açıklamaları olur.

“İKTİDARIN SICAK BİR PARA AKŞINA İHTİYACI OLDUĞU İÇİN YAPILIYOR”

İktidar birçok önemli işinde şeffaf olmadığı için ve kendini hesap vermekle yükümlü hissetmediği için maalesef biraz da izleyip göreceğiz. İktidarın Katar ile olan ilişkisi biraz daha fazla, bağımsız iktisatçılar daha iyi açıklıyor tabi bu durumu iktidarın sıcak bir para akşına ihtiyaçları olduğu için yapılıyor deniliyor.”