🖋  Gözlem: Emircan Düzdemir

Diyarbakır için gayet sakin bir geceydi; saat 04.17 itibariyle başlayan 7.7 büyüklüğündeki 65 saniye süren depreme ve yaklaşık 10 dakika sonra yaşanan 6.7’lik artçı depreme kadar. İnsanlar yavaş yavaş evlerinden çıktılar ve kısa sürede sokaklara kaos hakim oldu.

Herkes merkez üssün neresi olduğu anlamaya çalıyor; bir yandan da yıkılan yerlerle ilgili bilgi almaya çalışıyordu. Hatlarda ve internette ağırlık olduğu için bilgilere çok geç ulaşılabiliyordu. Gecenin bir yarısı sokakta olan insanlar sıfırın altında olan hava sıcaklığından korunmak için ateşler yakmaya başladı. İlk depremde herhangi bir kuruluşun ya da okulun sığınma yeri olarak açıldığı bilgisi yoktu. Saatler ilerledikçe soğuk arttıkça insanlar evlere geçmek zorunda kaldı.

Diyarbakır’da yıkılan binaların yerleri ve görüntüleri birçok kişiye ulaşmaya başlamıştı. Herkesin bu tedirginlikle eve çıktığını yapılan sohbetlerden, konuşmalardan kolayca anlaşılıyordu. Daha sonra 13.30 civarında meydana gelen 7.6 büyüklüğündeki ikinci depremde de çok kötü sallandı kent. 45 saniye süren depremin ardından artık bütün halk sokaklara indi ve kimse evine dönmedi. Art arda vuran artçılar da paniğin artmasına neden oluyordu.

Okullar, spor salonları ve birçok toplanma noktası belirlenmeye başladı. Herkes para çekme ve arabasına yakıt alma yarışına girmişti. Ancak bir noktadan sonra bazı ATM’ler para vermemeye başladı, yakıt almak isteyen kişilere de kısıtlı miktarlarda yakıt verilmeye başlandı. Henüz ilk 24 saat atlatılmamıştı ve sokaklarda hareketlilik giderek artıyordu. Sığınma noktalarına ulaşmaya çalışırken trafik tıkanıklıkları ve kazaları da eksik olmamıştı.

Diyarbakır’da birçok kişi ilk gün itibariyle fabrika, kafe, tekstil mağazaları, çay evleri ve oteller gibi irili ufaklı kalmaya ne kadar elverişli yer varsa halkı ağırlamak için sığınma yeri olarak kullandığını ve ihtiyaç sahiplerini beklediklerini duyurdu. İkinci gün başlamış olan enkaz çalışmaları sürerken halkında yemek, ısınma ve temizlik gibi ihtiyaçları doğmuştu. Çoğunluğu iş insanları olmak üzere birçok kişi ihtiyaç malzemelerinin karşılanıp dağıtılmasında yardımcı oldu.

Bu sırada yaklaşık 400 tane çadır kurulmuş ve halkın kullanması için hazır hale getirilmişti. İlerleyen günlerde gıda ve barınma ihtiyacı azalsa da ısınma ve temizlik ürünlerinde ihtiyaç daha fazla artmıştı. ancak bu ihtiyaçlar da düzenli bir şekilde belirli noktalara malzeme getirilerek karşılanmaya başladı. Enkaz çalışmalarından maalesef çok iyi haberler alınamadı. Hatta bazı ekiplerin sadece kamera açıldıkça çalıştığını öne süren insanlar oldu.

Alanlara gelen siyasi parti mensubu kişilerden bazıları da halk tarafından protesto edildi ve protesto edenler arasında gözaltına alınanlar oldu. Günler ilerledikçe insanların eve dönme isteği artmaya başladı ve yetkili kişilerin evlerini kontrol ettiği insanlar bir bir evlerine geçmeye başladı ama bu sırada bile küçük bir kesim ağır hasarlı evde yaşayanlar evin yıkılmaması için yetkililere rüşvet teklif ederken hasar almayan evlerin sahipleri de ağır hasarlı görünmesini ve binanın yıkılmasını istediğini dile getirerek rüşvet teklifinde bulundu.

Genel anlamda Diyarbakır halkının çoğunluğu halen depremin endişesini atlatamadığı ve uygun koşullar sağlanamadığı için sığınma noktalarında; ancak bir yandan da artık evlerine dönmek istiyorlar.