Evrensel Gazetesi’nin İzmir Bürosuna yapılan silahlı saldırının üzerinden on gün geçti.
Olayın faili olduğu belirtilen İsa Can Biler tutuklanırken, Biler’i saldırı yerine getiren İbrahim Halil Yapıcı, sadece 1 gün gözaltında tutulduktan sonra serbest bırakıldı.
Biler, ifadesinde, “Orasının Evrensel gazetesi olduğunu bilmiyordum. Çok sarhoştum. Silahı da 3-4 ay önce tanımadığım birinden satın aldım. Telefonumu ise olaydan sonra kırmışım, nasıl olduğunu bilmiyorum” dedi.
Olayın azmettiricilerini gizlemek üzerine olduğu açık bir şekilde anlaşılır olan Biler’in ifadesini değerlendiren basın, meslek örgütleri ve sendikalar, “Bu saldırının her yönüyle araştırılması” gerek diyerek olayın azmettiricilerinin ortaya çıkarılması çağrısında bulundu.
‘SERMAYENİN CANINI SIKAN PEK ÇOK HABERİ VAR’
Evrensel’e konuşan Dicle Fırat Gazeteciler Derneği üyesi ve eski dönem Eş Başkanı Dicle Müftüoğlu, Evrensel’e yönelik saldırının Türkiye tarihinde rutine dönüştüğünü hatırlatarak, “Hakikati yazan, gerçeklerin ardından koşan tüm gazete ve gazeteciler bu şekilde hedef alınıyor. Bu saldırılarla gerçeğin sesi kısılmak isteniyor. Öncelikle bu saldırıyı kınıyorum. Failin ifadeleri komedi mahiyetinde ve birçok benzer saldırının faillerinin ifadeleri ile de benzeşiyor. Bu olaya karşı topyekün birlikte ses yükseltmezsek ve ortak bir mücadele hattı oluşturmazsak serbest kalacağını, tehditlerine devam edeceğini de biliyoruz. Bu açıdan bu saldırının yalnız Evrensel’e olmadığını, gerçeğe hakikate olan öfke olduğunu belirtmeliyim. Bugün Evrensel’le dayanışmanın sadece Evrensel’le dayanışmak değil gerçek anlamda gazeteciliğe sahip çıkmak adına bir dayanışma olduğunu bilmek gerekiyor. Olayın gerçek faillerinin açığa çıkması ve benzer olayların önüne geçmek için Evrensel’in yanındayız, mücadelemizi birlikte sürdürmeliyiz” dedi.
“Hatırlamıyorum, alkollüydüm, ruhsal sorunlarım vardı, beni kimse yönlendirmedi” gibi söylemleri saldırganların ağzından duymaya alışık olduğumuzu vurgulayan Türkiye gazeteciler Sendikası (TGS) Genel Sekreteri Banu Tuna “İsa Can Biler alışık olduğumuz bu cümlelerin son örneği. Videoyu izlemiş olan herkes, kendisinin kararlılıkla Evrensel’in İzmir bürosunun önüne gittiğini, hiç de rastgele ateş açmadığını görecektir. Evrensel, Ege’de en güçlü ulusal gazetelerden biri. Bu bölgeden özellikle ekolojik kıyımlar ve işçi haklarıyla ilgili, eminim sermayenin canını sıkan pek çok haber geçiyor gazete. Dolayısıyla bu saldırının her yönüyle araştırılması ve arkasındaki güçlerin ortaya çıkarılması gerekmektedir” ifadelerini kullandı.
Çağdaş Gazeteciler Derneği Genel Başkanı Kıvanç El ise, “Sanık, ‘bilerek yapmadım, sarhoştum, alkollüydüm’ gibi şeyler söylemiş. Bunlar bildiğimiz, alışık olduğumuz kaçamak söylemler. Artık emniyetin nasıl hareket edeceği önemli. Burada saldırının hedefi olan yer bir basın kuruluşu. Türkiye’de basın özgürlüğünün her alanda hedef alındığı düşünüldüğü zaman yargı kurumları olayın üzerine gitmeli. Basın özgürlüğü tam güvence altında olana kadar bu olayın adli bir olay olduğuna inanmamız mümkün değil. Bu olayın şeffaf bir şekilde yürütülerek aydınlatılması gerekiyor” şeklinde konuştu.
‘AZMETTİRİCİYİ ANLAMAK İÇİN YAPTIĞIMIZ HABERLERE BAKMAK YETERLİ’
Saldırı gününü ve sonrasındaki gelişmeleri değerlendiren Evrensel’in Genel Yayın Yönetmeni Hakkı Özdal, “Polis olay yerine saatler sonra geliyor ve olay yeri incelemeyi de sadece gazetenin önünde yapıp, gazetenin içinde bir insan olup olmadığını, eğer biri varsa başına bir şey gelip gelmediğini de merak etmeyip, temsilcimize haber bile vermeksizin ayrılıyor. Arkadaşlarımız saldırıyı sabah esnaftan öğreniyor. Polisin bu özensiz, dikkatsiz, kastı çağrıştıran tutumunun ardından dosya savcılığa intikal etti” diye anlattı.
Tetikçi İsa Can Biler’in cuma gününe kadar bulunamadığını hatırlatan Özdal, “İsa Can Biler bu olayda kendisini azmettiren kişiler tarafından 3 gün saklandı. Biler, kan tahlili gibi kanıtları ortadan kaldırmak üzere ustalıkla gizlendi. Polis de bu saldırıyı umursamadığı için saklanabildi. Bu şahıs cuma günü kendiliğinden teslim oluyor, savcı şahsı tutukluyor. Ancak Biler’i olay yerine aracıyla getiren ve sonrasında geri götüren İbrahim Halil Yapıcı da tutuklanmalı. Çünkü bu saldırı aydınlatılmazsa ve failleri ortaya çıkmazsa biz bu saldırı devam ediyor kabul edeceğiz” şeklinde konuştu.
‘DETAYLI İNCELENMESİNİ TALEP EDİYORUZ’
Saldırının arkasındaki kişi veya kişilerin kimler olduğunu anlamak için özellikle İzmir’den yapılan haberlerimize bakmanın yeterli olacağını vurgulayan Özdal, “Son 1 ayda İzmir’den yaptığımız, işçilerini dolandıran büyük sanayi patronlarının, işçilerini işten atıp ücretlerini azaltarak geri çağıran, böylelikle toplu sözleşmede işçilerin cebinden çalan patronların haberlerine bakabiliriz. Birden fazla kez cinsel taciz suçu işlediği halde hâlâ kamu okullarında görevlendirilen kişilerle ilgili yaptığımız haberlere bakılabilir. İzmir’de özellikle sermaye kesimlerine ilişkin yaptığımız haberlerin rahatsızlık uyandırdığını biliyoruz. Sermaye her yerde mafya ile, sokak serserisi ile iç içedir. Bize saldırtabilir ama bize engel olamaz” dedi.
Biler’in ifadesinin çalışılmış bir ifade olduğunun altını çizen Özdal, “İsa Can Biler’in gazetemize saldırdığı 01.30’dan temsil olmadığı ama teslim edildiği cuma öğleden sonraya kadar nerede ve kimler tarafından saklandığının araştırılması, para hareketlerinin incelenmesini ve saldırının daha detaylı incelenmesini talep ediyoruz” vurgusu yaptı.





