Hürriyet'ten Oya Armutçu, Prof. Dr. Devrim Güngör’le konuştu. Güngör, şu ifadeleri kullandı:

"“Depremden zarar gören vatandaşlarımızın sahip olduğu önemli haklar var. Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un 29. Maddesi’nde, ‘Yıkılan, yanan veya ağır hasara uğrayan veya uğraması muhtemel olan binalarla imar planları gereğince kamulaştırılmasında zorunluluk bulunan yerlerdeki binalarda oturan ailelere hak sahibi olmak şartıyla konut yaptırılır veya kredi verilir’ şeklinde bir düzenleme yer almaktadır. ‘Hak sahibi’ sayılmanın şartları ise Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmelik’te detaylı açıklanmıştır. Örneğin, kiracı ve misafir konumunda olan kişiler hak sahibi sayılamazlar. (Md.15)

Aynı yönetmelik uyarınca afet sebebiyle, kendilerine ait bulunan konutları yıkılan, yanan veya oturamayacak derecede ağır hasar gören afetzede aileler “Hak sahibi” sayılır ve bu ailelere yeniden konut yapılır veya konut kredisi verilir (Md. 4/1-a). Hak sahipliği başvurusu, e-Devlet üzerinden yapılabilmektedir. E-Devlet uygulaması, AFAD’ın bina/inşaat kredisi sağlama hizmetine vatandaşları yönlendirmektedir. “Hak sahipliği” ya da hasar tespiti konusundaki itirazlara ilişkin olarak idari yargı yoluna başvurulabilir.

Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 478. maddesi uyarınca, yüklenici ayıplı bir eser meydana getirmişse; bu sebeple açılacak davalar, teslim tarihinden başlayarak, taşınmaz yapılar dışındaki eserlerde iki yılın; taşınmaz yapılarda ise beş yılın ve yüklenicinin ağır kusuru varsa, ayıplı eserin niteliğine bakılmaksızın 20 yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Fakat eski binanın yapımının aynı zamanda bir haksız fiile vücut vermesi, ayrıca bu haksız eylemin bir suç oluşturması örneğin taksirle ölüm halinde oluşturduğu suça ilişkin ceza zamanaşımı süresi bu maddedeki sürelerden daha uzunsa, müteahhide karşı açılacak hukuk davasının zamanaşımı süresi olarak kabul edilir. (TBK md. 72) Yargıtay, binaların kaç yıllık olduğunun önemi olmaksızın depremin meydana geldiği andan itibaren zamanaşımı süresinin işlemeye başladığını kabul etmektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 22.10.2003 tarih, 2003/4-603 E. ve 2003/594 K. sayılı kararı) Kahramanmaraş merkezli depremi değerlendirdiğimizde, aynı zamanda suç teşkil eden bu eylemler nedeniyle uzamış zamanaşımının söz konusu olduğunu da söyleyebiliriz.

Devletin deprem nedeniyle ortaya çıkan zararları belli bir çerçevede tazmin yükümlülüğü ve bu kapsamda kişilerin idareye karşı yargı yoluna başvurma hakkı bulunmaktadır. İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda düzenlenen idari dava türlerinden biri, idareye karşı açılacak ve tazminat talep edilebilen tam yargı davasıdır. Bu davalar, idarenin eylem veya işlemleri sonucunda ortaya çıkan gerek maddi gerek manevi zararların tazmini için açılabilmektedir. Bu davaları açma hak ve yetkisi, yalnızca idari işlem ve eylemlerden ötürü hakları ihlal edilen kişilere aittir. Kişilik haklarına olan saldırının idare tarafından gerçekleştirilmesi halinde manevi zarar, idare mahkemelerinde tam yargı davası adı altında talep ve dava edilebilir. Mahkemenin, manevi tazminat talebini kabul edebilmesi için bir zarar söz konusu olmalı, bu zarar idarenin eylem veya işleminden kaynaklanmalı, ayrıca ortaya çıkan zarar ile idarenin eylem veya işlemi arasında illiyet bağı bulunmalıdır.”

Doğal Afet Sigortaları Kurumu’nun (DASK) 2023 yılı için belirlediği ‘Zorunlu Deprem Sigortası’ tarifesine göre betonarme yapılar için inşaat birim metrekaresi başına 3 bin 16 TL ödeme yapılıyor. Bu hesaba göre 120 metrekare olan bir ev için 361 bin 920 TL DASK ödemesi yapılması gerekiyor. Bu miktar maksimum 640 bin TL olarak ödeniyor. Konutlarında hasar olanlar Alo-Dask 125, e-Devlet ve SMS üzerinden başvuru yapabiliyorlar. DASK ödemeleri başladı.