Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Katar’ın başkenti Doha’da daha önce ‘zalim’, ‘firavun’, ‘darbeci’, dediği, “asla bir araya gelmeyi kabul etmeyeceğini" beyan ettiği Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah es-Sisi ile selamlaşıp tokalaşmasının yankıları sürüyor. Mısır basını, el sıkışmaya ek olarak bir de "ikili görüşme" gerçekleştirildiğini iddia ederken konuyla ilgili soruları yanıtlayan Erdoğan, “Neden yeni bir sayfa açmayalım” dedi. "Türkiye-Mısır arası, bir liderler buluşması değildir, Türk milleti ile Mısır halkının geçmişteki birlikteliği bizim için çok önemlidir" diyen Erdoğan, "Yeniden niye olmasın, yeniden niye başlamasın? Bunların sinyalini verdik" ifadelerini kullandı. Mısır Cumhurbaşkanlığı’ndan yapılan açıklamada ise ‘Erdoğan ve Sisi’nin el sıkışması ikili ilişkileri geliştirmenin başlangıcı olacak’ denildi.

YENİ AKİTÇİLER RESMEN ‘YIKILDI’

Erdoğan’ın çıkışı sosyal medyada da gündem olurken pek çok sosyal medya kullanıcısı İhvancı hareketin sembolü haline gelen ve Erdoğan’ın sık sık kullandığı ‘Rabia’nın unutulduğunu hatırlattı. Yeni Şafak ve Takvim gibi gazeteler görüşmeyi es geçerken bir kısmı ise ‘normalleşme’ olarak birinci sayfalarına aldı. Gazeteler Erdoğan’ın geçmişte söylediği sözleri hatırlatmadı. Yeni Akit gazetesinde ise matem havası göze çarptı. Yeni Akit Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Ali Karahasanoğlu yazısında Erdoğan ve Sisi’nin el sıkıştığı fotoğrafı görünce ‘yıkıldığını’ belirtti. Karahasanoğlu, “Ben o fotoğrafı görünce yıkıldım. Tüm dünya Müslümanları adına yıkıldım. Seçilmiş bir cumhurbaşkanlarına sahip çıkamayan Müslümanlar adına yıkıldım. Erdoğan’ın dokuz yıllık direnişinin sonunu getirememesine üzüldüm, yıkıldım. Ve eleştiriyorum, kendimi. Yazıklar olsun bizlere” ifadelerini kullandı.

Öte yandan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, "Beni Sisi ile çok barıştırmak isteyenler var, asla kabul etmiyorum, etmem de" diye bahsettiği Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile görüşmesini eleştirdi. Özel, "Seçimi kaybetmemek uğruna tükürdüklerini yalıyor. Tükürdüğü suratı yalıyor, ittirdiği eli tutuyor" dedi.

Erdoğan, dış politikada sert çıkışlarının ardından geri adım attığı pek çok konuyla gündem oldu.

ERDOĞANIN DÖNÜŞLERİ

Erdoğan, daha önce Cemal Kaşıkçı cinayeti üzerinden Suudi Arabistan yönetimini ağır sözlerle hedef almıştı. Cinayetin ardından Riyad yönetimine "Veliaht Prens dedi ki, ‘Cemal Kaşıkçı başkonsolosluktan çıktı’ Ya Cemal Kaşıkçı çocuk mu? Dışarıda nişanlısı var. Onu alıp ayrılmaz mıydı? Bunlar dünyayı enayi zannediyor. Bu millet enayi değil hesabı sormasını bilir. Daha birçok şeyler çıkacak. Buradan çok şeyler çıkar. Artık insanlık bunlara tahammül edemez" diye seslenen Erdoğan, "İnsanları enayi, ahmak zannediyorlar. Kamuoyunu kandıracaklarını zannettiler. Ne oldu? Aradan bir iki gün geçti farklı açıklamalar yapmaya başladılar" ifadelerini kullanmıştı.

Kaşıkçı’nın Türkiye’de öldürülmesinin ardından açılan dava, Suudi Arabistan’a devredilmişti. Davanın Suudi Arabistan’a devredilmesine muhalefet tepki göstermişti.

Erdoğan olaydan 4 sene sonra Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ı resmi törenle ağırladı. İki ülke arasında birçok anlaşma imzalandı.

'DARBE FİNANSÖRÜ' BAE'YLE 13 ANLAŞMA

Erdoğan'ın Ortadoğu ülkeleriyle ilişkilerinde son dönemde yaptığı U dönüşlerinin bir başka halkası da Birleşik Arap Emirlikleri'yle (BAE) oldu.

15 Temmuz darbe girişiminin ardından Erdoğan, bakanlar ve AKP'nin önde gelen isimleri BAE'yi olayın finansörü olmakla itham ediyordu.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 15 Temmuz darbe girişiminden bir yıl sonra yaptığı açıklamada “BAE’nin darbecilere 3 milyar dolar para desteği sağladığını, darbe girişimini fonladığını” söylemişti.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ise “BAE, zarar vermek amacıyla Türkiye karşıtı terör örgütlerini destekliyor. Doğru yer ve zamanda hesabını soracağız” demişti. Dahası, bu iddialar sözde de kalmamış ve Türk yargısını harekete geçirmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 2020 yılı ağustos ayında BAE Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid Al Nahyan’ın danışmanı Muhammed Dahlan hakkında “darbe girişimini finanse etmek” ve “uluslararası casusluk” suçlarından İnterpol’e ‘kırmızı bülten’ talebinde bulunmuştu.

Ancak geçen zamanla birlikte BAE'ye karşı bu "hasmane" politika da yerini birdenbire sıcak ilişkilere bıraktı. Erdoğan,15 Temmuz darbe girişiminin ardından "Körfez’de kimlerin buna sevindiğini, nasıl paralar harcandığını çok iyi biliyoruz" diyerek isim vermeden hedef aldığı BAE'ye 2021 yılında elini uzattı ve bu ülkeyle de 13 ayrı anlaşma imzalandı.

SIRA ESAD'DA

Erdoğan'ın söz konusu dönüşlerinde bir sonraki sıranın ise Şam yönetimiyle olacağı konuşuluyor. AKP'nin en çok eleştirilen ve Türkiye'ye büyük zararlar verdiği parti içerisinde de teslim edilen Suriye politikası çerçevesinde, yıllar yılı başlıca düşman Suriye Cumhurbaşkanı Beşşar Esad olarak simgeleniyordu.

Cumhurbaşkanı, Endonezya'daki G-20 Liderler Zirvesi sonrası yaptığı açıklamada, bu politikasından da vazgeçtiğinin sinyalini vermiş ve "Siyasette ebedi olarak dargınlık, kırgınlık, küslük olmaz. Haziran seçiminden sonra bir sil baştan yapabiliriz" şeklinde konuşmuştu.