Cumhurbaşkanı Erdoğan, New York'ta Türk-Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından düzenlenen akşam yemeğinde açıklamalarda bulundu.

"Diplomasiden güvenliğe, ekonomiden teknolojiye birçok alanda kutuplaşmanın yaşandığı mevcut ortam, Türkiye-Amerika dayanışmasını her zamankinden çok daha kritik, çok daha vazgeçilmez hale getirmiştir” vurgusunda bulunan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerletilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkelerimiz arasındaki işbirliği; güvenlik, ticaret, yatırımlar, enerji ve eğitim gibi pek çok alanda çeşitlenerek derinleşiyor. Başkan Trump’ın 2. döneminde yönetimin her kademesi ile temaslarımız yoğunlaşmaya, kurumlarımız arasındaki yapıcı diyalog hız kazanmaya başladı. Sayın Trump'la yıllara sari geliştirdiğimiz samimi dostluk sayesinde gündemimizdeki bazı pürüzlerin giderilmesi yönünde karşılıklı bir irade oluştu" dedi.

“TÜRKİYE-AMERİKA DAYANIŞMASINI HER ZAMANKİNDEN ÇOK DAHA KRİTİK”

Erdoğan’ın, konuşmasında öne çıkan kısımlar şöyle:

Kıymetli dostlar, dünyada yaşanan köklü değişimden dış politika da etkileniyor. Dış politika aktörleri artık sadece devletlerden, sadece temsilcilerden ibaret değil. Diaspora grupları da bir o kadar etkili. Türk diasporasının öncü şahsiyetleri olarak bu konuda hepinize önemli sorumluluklar düşüyor. Nüfusu yarım milyona yaklaşan Türk-Amerikan toplumunun, yerel ve federal düzeyde siyaset arenasında daha fazla rol alması ve böylece temsil seviyesinin artırılması çok önemlidir.

Diplomasiden güvenliğe, ekonomiden teknolojiye birçok alanda kutuplaşmanın yaşandığı mevcut ortam, Türkiye-Amerika dayanışmasını her zamankinden çok daha kritik, çok daha vazgeçilmez hale getirmiştir. Türk-Amerikan ilişkilerinin müttefiklik ve stratejik ortaklık temelinde ilerletilmesi için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ülkelerimiz arasındaki işbirliği; güvenlik, ticaret, yatırımlar, enerji ve eğitim gibi pek çok alanda çeşitlenerek derinleşiyor.

Başkan Trump’ın 2. döneminde yönetimin her kademesi ile temaslarımız yoğunlaşmaya, kurumlarımız arasındaki yapıcı diyalog hız kazanmaya başladı. Sayın Trump’la yıllara sari geliştirdiğimiz samimi dostluk sayesinde gündemimizdeki bazı pürüzlerin giderilmesi yönünde karşılıklı bir irade oluştu.

Başta Gazze krizi, Rusya-Ukrayna Savaşı ve Suriye olmak üzere coğrafyamızdaki gelişmelere dair hem kendisiyle hem de ekibiyle sürekli istişare içerisindeyiz. Büyükelçi Sayın Barrak’ın bu olumlu atmosfere samimi gayretleriyle ciddi katkısı oldu ve olmaya devam ediyor. İkili ticaret hacmimizi 100 milyar dolara yükseltme, karşılıklı yatırımlarımızı artırma irademiz bakidir. İnşallah perşembe günü Washington DC’de kendisiyle bir araya geleceğiz. Ziyaretimizde birçok kritik konuyu ele alma fırsatı bulacağız.

"SON DÖNEMDE İSLAM DÜŞMANLIĞI VE KÜLTÜREL IRKÇILIK DÜNYA GENELİNDE ENDİŞE VERİCİ BOYUTLARA ULAŞTI"

Kıymetli vatandaşlarım, çok değerli dostlarım, malum, özellikle son dönemde İslam düşmanlığı ve kültürel ırkçılık dünya genelinde endişe verici boyutlara ulaştı. Siyasi yelpazenin uçlarında barınan marjinal fikirler, sosyal medyanın da etkisiyle daha geniş kitlelere erişebiliyor. Bu tehlikeli eğilimlerin, burada yaşayan ve Amerika’yla bütünleşen kardeşlerimizi ürküttüğünün farkındayız. Sizin kültürünüzü, inancınızı ve medeniyet değerlerinizi hiçbir kaygı duymadan yaşamayı sürdürebilmeniz bizim için çok mühim. Amerika, inanç hürriyeti konusunda yıllardır örnek gösterilen bir ülke. Amerika’nın bu özelliğinde bir gerileme yaşanmamasını ümit ediyoruz. Nefret söylemlerinden beslenenlerin azınlıkta kalması ve siyasete nüfuz edememesi için hepimize görevler düşüyor.

Amerika’daki Müslüman toplumuna, bilhassa da sizlere güveniyorum. Amerika’daki İslam toplumunun gücünün, dünyadaki tüm Müslümanlar için bir güven ve cesaret kaynağı olacağına inanıyorum. Türkler dahil Amerikalı Müslümanların, İslam’ın kardeşlik, adalet, barış ve dayanışma mesajlarını daha etkin şekilde Amerikan kamuoyuyla paylaştığını görüyorum. Bu çabalarınızı artırarak sürdürmenizi özellikle bekliyorum.

"NE SINIRLARIMIZ İÇİNDE NE BÖLGEMİZDE TERÖRE TAHAMMÜLÜMÜZ VARDIR"

Türk toplumunun değerli mensupları, memleketinize olan vefanız, gayretiniz, azminiz bizleri gururlandırıyor. Ülkemizin menfaatleri doğrultusunda gösterdiğiniz çabaları yakından takip ediyorum. Türkiye’yi on yıllardır meşgul eden, binlerce canımıza ve yüz milyarlarca dolar kaynağımıza mal olan, huzur ve kardeşliğimizi hedef alan terör belasıyla mücadele bunların en önemlileri arasında yer alıyor.

Pensilvanya’daki elebaşının da ölmesiyle birlikte FETÖ’de iç tartışmalar ve çözülmeler hızlandı. Ortaya saçılan skandallar bu hain yapının gerçek yüzünün bir kez daha görülmesine vesile oldu. Zamanla örgüt güç kaybetmeye devam edecektir. Biz de hukuk ve demokrasi zemininde FETÖ ile mücadelemizi aynı kararlılık ve hassasiyetle sürdüreceğiz. Ne sınırlarımız içinde ne bölgemizde teröre tahammülümüz vardır. Bu hedefimiz elhamdülillah adım adım gerçeğe dönüşmektedir.

Tabii Amerika’da Türkiye aleyhine kampanyalar yürüten gruplar ve lobiler de bulunuyor. Bu yapılar Türk-Amerikan ilişkilerinin güçlenmesinden rahatsız oldukları gibi sizin de buralarda başarılı olmanızı istemiyorlar. Tek dayanakları Türkiye karşıtlığı olan bu odakların kimler olduğunu, kimlere taşeronluk yaptıklarını hepimiz biliyoruz. Türkiye hakkı haykırdıkça, bölgesinde barışı ve adaleti savundukça, Gazze başta olmak üzere mazlumlara sahip çıktıkça elbette ülkemizi ve şahsımızı susturmaya, yıldırmaya yönelik kampanyalar da artmaktadır. Ama biz bunlara prim vermeyiz, baskılara da asla teslim olmayız.

"BİZİ DOĞRULARI CESARETLE DİLE GETİRMEKTEN HİÇBİR GÜÇ, HİÇBİR LOBİ, HİÇBİR DEZENFORMASYON FAALİYETİ ALIKOYAMAZ"

Her kim Tayyip Erdoğan’dan ve Türkiye’den zulme rıza göstermesini, katliamlar karşısında sessiz kalmasını bekliyorsa hiç boşuna beklemesin. Bizi doğruları cesaretle dile getirmekten hiçbir güç, hiçbir lobi, hiçbir dezenformasyon faaliyeti alıkoyamaz. Her zaman söylüyorum, bugün bir kez daha ifade ediyorum: Biz yalnızca rükuda eğiliriz, secdede diz çökeriz. Bunun dışında hiçbir zaman eğilmeyiz, bükülmeyiz.

Yıpratma kampanyaları karşısında Türk-Amerikan toplumunun dayanışma içinde hareket etmesi, ihtiyaçtan öte zarurettir. Farklılıklarımızı mesele etmek yerine, ortak değerlerimiz ve endişelerimiz etrafında kenetlenmemiz gerekiyor. Bir olacağız, birlik olacağız. Omuz omuza hareket edeceğiz. Toplu vuran yüreklerin sindirilemeyeceğini akıllarımızdan bir an olsun çıkarmayacağız. Bu istikamette atacağınız her adımda, şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da yanınızda olmayı sürdüreceğimizden şüpheniz olmasın.

Rabbim birlik, beraberlik ve dayanışmamızı daim eylesin. Bu düşüncelerle buluşmamıza iştirak eden her bir kardeşime, her bir misafirimize teşekkür ediyorum. Tekrar bir araya gelebilmek ümidiyle hepinizi bir kez daha saygıyla, sevgiyle selamlıyorum. Sağ olun, var olun, Allah’a emanet olun. Kalın sağlıcakla."