Elazığ Kahveciler ve Kıraathaneciler Odası Başkanı Ferhat Evsen, bugün yaptığı açıklamada, şehirde birçok yerin âtıl durumda yatırım beklediğini, kentsel dönüşüm nedeniyle şehrin diğer bölgelerine dağılmak zorunda kalan vatandaşların mahalle kültürünü kaybettiğini, esnafın TOKİ'lerde ruhsat sorunu yaşadığını ve sorunların Ankara'ya iletilmediğini söyledi. Evsen, şöyle konuştu:

"İLİMİZDEKİ EN BÜYÜK ELEŞTİRİLER STK’LARA GELİYOR"

"Elazığ Kahveciler ve Kıraathaneciler Odası olarak sahadayız, ilimizde dikkat çeken birkaç konuda buradan kamuoyuna seslenmek istiyoruz. Esnafımızla ilgili sorunlarımız da var; genel, şehrimizle ilgili sorunlarımız da var. İlimizdeki en büyük eleştiriler STK'lara geliyor. İlimizde yaklaşık 800 tane sivil toplum kuruluşu varsa bunun 400 tanesi cami derneğidir. Bunların amacı zaten camilere katkı sunmak. Bunları gerçekten sivil toplum kuruluşlarından ayrı bir bölgede görmek lazım. 25 tane oda başkanı var esnaflar için mücadele eden, yaklaşık 100-150 tane de kiminin derdi milletvekilliği, kiminin derdi belli bir makama gelmek olan kuruluşlar var. Gerçekten de insanlara faydalı olmak için mücadele eden sivil toplum kuruluşları var. Yani burada açıklama yaparken ‘800 sivil toplum kuruluşu bir şey yapmıyor, ses çıkarmıyor’ dememize gerek yok. Dediğimiz gibi 400 tane cami derneğini bunlardan kabul etmemek lazım, bunların hedefleri farklıdır. İlimizde bir Pertek Köprüsü sorunu var. Karadeniz ve Doğu'yu birbirine bağlayan bir köprüdür. Gerçekten artık yetkililer bu konuya bir ses versin. Orada da Pertek Belediyesi'nin bir zararı varsa, kimin ne zararı varsa farklı sesler geliyor. Belediye'nin o zararını da köprünün geçiş ücretini belediyeye gelir olarak aktarmak kaydıyla en azından bu köprünün ihalesi yapılsın.

"SİVRİCE’DE VATANDAŞLAR YATIRIM YAPMAK İSTİYOR"

Sivrice'de de insanlar yatırım yapmak istiyor. Sivrice, âtıl durumda bekliyor turizm olarak. Bıraksınlar zenginler gelsin, burada yatırım yapsın. Hiçbir şey yapamıyorlarsa 2-3 tane devletimizin, belediyenin, Valiliğimizin, İl Özel İdarenin kanalıyla beraber yapılsın. Bunların da belirli kişilere satışı yapılsın, en azından vatandaş orada istediği yerde evlerini yapsın. Harput'umuz bildiğiniz gibi zaten. Durmadan karar alınıyor; ‘UNESCO’ diyorlar, başka bir şey diyorlar. Ama şu an elle tutulur, Harput'ta yemek yenilecek, manzara seyredilecek bir yer kaldı elimizde. Kimse oradaki evliyaların, gerçekten insanların manevi ruhlarına işleyen zatların faydalarını göremiyor, onları ziyaret etmek için turist olarak kalemizde dahil kimse gerekli yatırımı yapmıyor. İnşallah şehrin faydasına olacak bu yatırımlar da başlar."

"KENTSEL DÖNÜŞÜM İLE İNSANLAR ŞEHRİN BATI, DOĞU VE KUZEYİNE ATILDI"

2020 yılında yaşanan depremin ardından kentsel dönüşümün hız kazanması ile insanların mağdur olduğunu ifade eden Evsen, "Kentsel dönüşüm ile insanlar şehrin batı, doğu, kuzey taraflarına atıldı. Bugün mahallelerinde evleri yıkılan insanlar, bir an önce evlerinin yapılmasını bekliyor. Burada ada bazlı mı artık parsel bazlı mı, ne yapılacaksa yapılsın. Müteahhitle vatandaş bir araya gelsin, gökyüzüne doğru, dikey-yatay mimariye bakmadan hangi ev müteahhitle vatandaşın şartlarını karşılıyorsa bir an önce o evler yapılsın. Kiminin canı gitti, kiminin evi gitti; insanlar mahallesinden kopuyor. Yeni yaşadığı bölgelerde de şehrin mahalle kültürü kayboluyor" dedi.

"ZABITALARIMIZ GÖREVİNİ YAPSIN AMA UYARIŞ ŞEKİLLERİ RENCİDE EDİYOR"

Ruhsat ve zabıta sorunu yaşadıklarını belirten Ferhat Evsen, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Esnafımızın ruhsat ve zabıta sorunu var. Esnafımız, TOKİ'lerdeki evlerden dolayı belediyelerdeki memurun da zorluk çıkarmasıyla ruhsat sorunu yaşıyor. Bu ruhsat sorununu da yetkililer bir an önce çözsün. Buradan zabıtalara seslenmek istiyoruz, şahsım olarak sesleniyorum; sakın bu seslenmeden sonra da esnafımıza yüklenmesinler. 20 gün kaldı yazın bitmesine, iki tane tabure atıp vatandaşı rahatsız etme hesabına durmadan denetim yapmaya gerek yok. Onları büyük alışveriş merkezlerini denetlemeye çağırıyorum. İlimizde eline sarı bandı alan, istediği caddeyi kapatıyor. Bir haftada yıkılması gereken bina, 15 günde, 20 günde yıkıyor. Kimse de onlara ses çıkarmıyor. Esnafın bir taburesiyle rahatsız olduğu zaman 5-10 tane zabıtayla saldırmaya gerek yok. Ceza da yazılacaksa esnafımıza yazılsın. Ceza konusunda hiçbir çekincemiz yok. Yazılacak olan cezayı da Esnaf Oda Başkanı olarak karşılamaya hazırım. Yalnız bu seslenmeden sonra, dediğimiz gibi İzzetpaşa, bazı bölgelerde esnafımız zabıta konusunda mağdur. Dikkat etsinler, zabıta kolluk görevlileri görevini yapsınlar, ama uyarış şekilleri gerçekten esnafı rencide ediyor. Bugün cezai yaptırımı, resmi kararlarını uygularsın çekip gidersin. Esnafa davranış şekilleri güzel değil.

"ESNAF, İNŞAATTA ÇALIŞIP GELİP AİDATINI ÖDÜYOR"

Federasyon Başkanı Murat Ağaoğlu'na sesleniyoruz. Depremde geldiniz, burada rahmetli başkanımıza söz verdiniz, ‘Borcunuzu ödeyeceğiz’ diye, ‘yardım edeceğiz’ diye. Sözünüzde durmadınız. Biz geldik, seçildik. Federasyon başkanı seçiminiz oldu. Biz de gördük bugünleri, her zamanki sözünüzün gerçek payı neyse olmadığını gördük. Biz de orda vicdanen Türkiye'ye faydalı federasyon başkanına karşı rengimizi belli ettik. Bugün Allah'a şükür, size karşı 20 senelik borcunuzu da ödeyecek seviyeye geldik. Yarısını ödedik, yarısı kaldı. Onları da ödeyeceğiz bir hafta,10 gün içinde esnafımızın yardımıyla. Yalnız esnaf, inşaatta çalışıp gelip aidatını ödüyor. Bu verdiğimiz sözün vebali; bu inşaatçı, kahveci esnafı iş yapamıyor. Onun aidatıyla siz orda saltanat sürüyorsunuz, yazık. Esnafa faydalı işler yapın. O koltukların, tekrar 3 buçuk sene sonra inşallah biz de Türkiye geneli gerekeni yapacağız. Çünkü sizler sözünüzde durmadığınız sürece esnafımızın rızkını size vermiyoruz, bari verdiğiniz sözlerde durun.

"İKTİDAR PARTİSİ İL BAŞKANI VE VEKİLLERİ SESİMİZE KULAK VERMİYOR"

Elazığ'da iktidar milletvekilleri ve il başkanlarının sorunları seçtiğini öne süren Evsen, bazı sorunların Ankara'ya iletilmediğini, esnaf ve vatandaşın sorunlarında yalnız kaldığını söyledi. Evsen, sözlerine şöyle devam etti:

''Ankara'ya sorunlar iletilmiyor. Gerçekten, Ankara ziyaretlerimizde yetkililere sorunları ilettiğimizde yetkililer bizlerin sesine kulak veriyor. Yani buradan ilimizin temsilcilerine, yetkililerine sesleniyoruz. Muhalefet ve iktidar partilerinin il başkanlarına ve yetkili vekillerine sesleniyoruz. Sorunları seçerek değil… Bugün GES sorununda organize sanayi sesini çıkardı. Başka bir sorunda Ticaret Sanayi; ‘sanayi nerde kurulacak’ diye insanlar ikiye ayrıldı bu şehirde. Kayseri'ye gittiğin zaman, şehre varmadan sanayi sitelerini gördüğümüz zaman bu şehrin Kayseri olduğunu görüyoruz. Yani ilimizde tek sorun var, o da herkesin sorununa diğerinin duyarsız kalması. Bir sorun olduğu zaman bizi ilgilendirmiyorsa sesimizi çıkarmıyoruz. Bakıyoruz, kendi sorunumuz olduğu zaman bu yüzden yalnız kalıyoruz. Şehirde bir birliktelik gerek, üst akıl gerek. İnşallah şehrin yetkili kişileri üst aklı oluştururlar, şehrin sorunlarını masaya yatırı. Bu şehir bunları hak etmiyor."