KESK, yaklaşık 5,5 milyon kamu emekçisini ve emeklisini ilgilendiren 2022-2023 dönemine ilişkin toplu sözleşmede varılan mutabakata ve açıklanan zam oranlarına tepki gösterdi. Kamu emekçileri, bugün bir günlük iş bırakma eylemine başladı.

Eyleme katılan Eğitim Sen Ankara şubeleri, Eğitim Sen 5 Nolu Şube önünde bir basın açıklaması yaptı. Eğitim Sen Ankara 1 Nolu Şube Başkanı Sacit Ünalmış, 5,5 milyon kamu emekçisi ve emeklisinin mali ve sosyal haklarını düzenleyen toplu sözleşme görüşmelerine ilişkin, "Hükümet ile yandaş sendika arasında varılan mutabakatla sona erdi. Günlerdir bizden adeta kaçırılan, kapalı kapılar ardında yapılan görüşmelerin ürünü mutabakatın adı, 'ölümü gösterip sıtmaya razı etme' mutabakatıdır. Sonuç nedir; hüsrandır. Yani dağ fare doğurmuştur. ‘Toplu sözleşme’ değil 'satış sözleşmesi' dediğimiz bu mutabakatı kabul etmiyoruz" dedi. 

"GARANTİ ALTINA ALINMASINI İSTEDİK"

KESK olarak mutabakata tepki amaçlı bir günlük iş bırakma eylemine başladıklarını söyleyen Ünalmış, "Emeğiyle geçinen tüm kesimlerin bugüne kadar ellerinden alınanları, budanan haklarını geri istedik. Gecelerinde aç yatılmayan, gündüzlerinde işsiz kalınmayan bir ülke istedik. İnsanca yaşam, güvenceli iş ve güvenli gelecek için haklarının garanti altına alınmasını istedik" diye konuştu. 

"KAMU EMEKÇİLERİ İLE ALAY EDİLİR GİBİ NUTUKLAR ATILDI"

TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçeği yansıtmadığını ifade eden Ünalmış, şunları söyledi:

"Çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonun değil çocukların bile inanmadığı TÜİK enflasyon rakamlarının temel alındığı her toplu sözleşmede, reel gelirimiz biraz daha eridi. Yıllardır bir tarafta ali cengiz oyunları ile takla attırılan sanal rakamlar halka enflasyon olarak sunuldu. Diğer taraftan, 'İşçiyi, memuru, asgari ücretliyi, emekliyi enflasyona ezdirmedik, hatta şimdiye kadar verilen en büyük zam oranını verdik' diye kamu emekçileri ile alay edilir gibi nutuklar atıldı. Oysa başta açlık ve yoksulluk sınırındaki artışlar olmak üzere tüm veriler sokakta, pazarda mutfakta yaşanan hayatın gerçek gayri resmi enflasyonu ile ezim ezin edildiğimizi göstermektedir." 

"BU MUTABAKATIN NERESİ BAŞARILI?"

Türkiye'de gerçek enflasyonun yüzde 45'i aştığını söyleyen Ünalmış, "İğneden ipliğe her şeye zam yağmurunun devam ettiği, üretici ve tüketici enflasyonu arasındaki makasın tam 26 puan açıldığı, dolayısıyla hayat pahalılığının önümüzdeki dönemde bırakalım düşmeyi daha da artacağının açık olduğu koşullara rağmen hiç kimsenin inanmadığı 'hedeflenen enflasyon' rakamlarını temel alan bu mutabakatın neresi başarılı" diye sordu. 

"GÜLÜNÇ ORANI YANDAŞ SENDİKA BÜYÜK BİR BAŞARI, KAZANIM OLARAK SUNUYOR"

Ünalmış, "2021 yılında çarşıda, pazarda enflasyon yüzde 45’leri bulmuşken birinci yıl için verilen zam yüzde 5 7=12 gibi gülünç bir oranı yandaş sendika büyük bir başarı, büyük bir kazanım olarak sunmaktadır" sözleriyle Memur Sen'e tepki gösterdi. 

"'REFAH PAYI VERMİYORUZ AMA TOPLU SÖZLEŞME İKRAMİYESİNİ ARTIRDIK' DENMESİNİN BİR KARŞILIĞI YOKTUR"

Refah payı talebinin görmezden gelindiğini ifade eden Ünalmış, şunları söyledi:

"Bunun yerine hali hazırda sadece sendika üyesi kamu emekçilerinin yararlandığı 3 ayda 135 TL tutarındaki toplu sözleşme ikramiyesi 265 TL artırılarak 3 ayda 400 TL’ye çıkarılmıştır. Söz konusu artıştan sendika üyesi olmayan ve 4688 sayılı Yasa’ya göre sendika üyesi olması yasaklanmış bulunan toplamda en az 1 milyon 800 bin kamu emekçisi ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisi yararlanamayacaktır. Dolayısıyla toplu sözleşme ikramiyesinde artışın refah payı talebi ile kıyaslanması veya 'refah payı vermiyoruz ama toplu sözleşme ikramiyesini artırdık' denmesinin bir karşılığı yoktur."

"HEPİMİZ KAYBETMEYE DEVAM EDECEĞİZ"

KESK olarak, toplu sözleşmeyi kabul etmediklerini ifade eden Ünalmış, şöyle konuştu: 

"Bizleri yıllardır siyasi iktidarın ve yine bu iktidarın Hakem Kurulu’nun iki dudağı arasından çıkacak kararlara mahkûm eden mevcut sisteme karşı grev hakkı ile tamamlanmış gerçek toplu sözleşme sistemi için mücadelemizi sürdüreceğiz. Güvenceli istihdam, güvenli gelecek için tekrar altını çiziyoruz. Hak alma yollarımızı kapatan mevcut köhne 'toplu sözleşme' sistemi sürdükçe hepimiz kaybetmeye devam edeceğiz. Bu nedenle beş buçuk milyon kamu emekçisinin ve kamu emeklisinin ortak ekonomik, sosyal, demokratik, özlük ve mesleki hak ve çıkarlarını temel alan, iktidarın hem işveren olarak tarafı hem de hakemi olmadığı, başta ILO sözleşmeleri olmak üzere uluslararası sözleşmelerle evrensel sendikal hak ve özgürlüklerle uyumlu grev hakkı ile tamamlanmış gerçek bir toplu pazarlık sözleşme sistemi istiyoruz."