Antalya ve Muğla'ya vuran dokuz cansız bedenden birinin 4 Ocak’ta kaybolan 18 yaşındaki Merve Şevval Elmas’a ait olduğu belirlendi. Haberi alan baba Osman Elmas, “Maalesef ciğerparem hakkın rahmetine kavuştu" dedi. Hayatını kaybeden Elmas için Fatih Camii'nde öğle namazını müteakip cenaze töreni gerçekleştirildi.

"BİZ YAŞADIK BAŞKASI YAŞAMASIN"

Amca Abdülrahim Elmas, yeğeninin ölümünde cinayet şüphesi olmadığını, oldukça yalnız olduğunu ve canına kıyma eğilimleri hakkında konuştuğunu dile getirdi. Amca Elmas, ailelere çocuklarıyla ilgilenmesi için çağrı da bulundu. Elmas, asosyalliğin de bir psikolojik sorun olduğunu ve ailelerin saatlerce çocukları telefondan uzak tutması gerektiklerini fark etmesini istedi.

Amca elmas şunları ifade etti:

"Cenazemizi bulmanın da büyük bir nimet olduğunu anladık. Bizim kızımız maalesef, özellikle pandemi döneminde kendini internete, telefona kaptırdı, asosyal biriydi. Kızımıza yakıştıramadık, ergenlik dönemiydi, üniversitede açılır diye düşündük. Sadece telefonu ve kendisi vardı. Asosyaldi ama niyetliydi, hayvanseverdi, insanlarla geçimi iyiydi ama resmiydi.

10 gün önce hastalanıyor, ağır bir gribal enfeksiyon geçiriyor. Hastayken iki üç gün odasından dışarıya çıkmıyor. Babasına sonradan toparlandığını söylüyor ama vücut tabi kırgın. O arada da sınavları sıkıştırıyor. Sınavda düşük not almayı da kabullenmeyen bir kızdı, ortaokul sonuna kadar hep okul birincisiydi. Ders çalışırken stres yaptı, çalışacak yer bulamıyorum diyordu. Bulamaması, özel oda, yalnızlık sakinlik isteğiydi. Annesi bu durumu sormuş iki üç gün önce, çalışacak yer bulabildin mi diye, 'Evet toprağın altı, yaşamak zor, Allah'ım yaşamak ne kadar zor' tarzında laflar etmiş. Biz cinayetten hiç şüphelenmiyoruz. Arkadaşları, öğretmenleri, KYK müdürleri çok ilgililerdi. Kendileriyle görüştük, odasını gördük, arkadaşlarıyla tanıştık hiçbirinden bir şüphemiz yoktur.

Diğer cesetlerin mültecilere ait olduğunu söylediler. Hatta biri çocuk, 10 tane üst üste çorap giyinmiş. Biz cinayetten şüphelenmiyoruz ama biz kızımızın asosyalliğini psikolojik sorun olarak görmemişiz. Lütfen insanlar çocuklarını günde telefona 10 saat kaptırmasınlar. Sosyal medya hayatlarının baş tacı olmasın. Olsun, ama günde 10 saat olmasın. Biz fark etmeden kızımız günde 10 saat 15 saat sosyal medyada gezinmiş iki üç yıl pandemide de dışarı çıkacak yer olmayınca asosyal olmuş. İnsanlar çocuklarını sosyalleştirsinler. Muhakkak sosyal aktivite, müzik, resim, tasavvufa katılmasına ön ayak olsunlar. Asosyalliğin iyi olmadığını gördük. Biz acı yaşadık, başkası acı yaşamasın"