DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, partinin "Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu" toplantısında, Barış Annesi Nezahat Teke'nin Kürtçe konuşma talebinin TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş tarafından reddedilmesini eleştirdi. Doğan, "Anadilinde konuşamamak, Kürtçe konuşamamak Komisyonun gündemine doğrudan gelmiş oldu. Buyurunuz meselenin ayaklarından biri" dedi.
"Kürtçe Konuşamamak Kırgınlık ve Örselenme Yarattı"
Parti genel merkezinde düzenlenen basın toplantısında konuşan Doğan, Türkiye'nin 1993'ten beri barış arayışında olduğunu belirtti. Komisyonun dünkü toplantısında, çatışmalardan doğrudan etkilenen kişileri dinlediklerini anımsatan Doğan, yaşanan bu dinlemelerin meselenin tarihi arka planını bir kez daha gösterdiğini söyledi.
Ayşegül Doğan, Nezahat Teke'nin Kürtçe konuşmak istemesi üzerine Kurtulmuş'un "Türkçe devam edin" uyarısında bulunduğunu ve DEM Parti üyelerinin gönüllü çeviri teklifinin de kabul edilmediğini aktardı. Doğan, "Nezahat Teke, '21. yüzyılda yaşıyoruz ve hala ben Kürtçe kendimi ifade edemiyorum. Ben buna gerçekten çok üzüldüm, çok kırıldım' diyor. İşte meselenin onarılması gereken diğer ayağı da bu. Kırılmak, incinmek, örselenmek, yok sayılmak, tanınmamak, kabul edilmemek..." ifadelerini kullandı.
"Gerçek Çözüm Siyasi Olmalı"
Doğan, çözümün ancak siyasi bir yaklaşımla mümkün olacağını savunarak, "Eğer siyasi bir sorunun temel kaynağına yönelik olarak geliştirilecek olan çözüm, siyasi olmazsa çözüm olmaz" dedi. Komisyonun bu konuda bir olgunluk göstermesini beklediklerini belirten Doğan, Kürtçe konuşma meselesinin sadece bir istek değil, milyonlarca insanın konuştuğu bir dilin meselesi olduğunu vurguladı.
Doğan, Barış Annesi Nezahat Teke'nin, 19 yaşında hayatını kaybeden kızının ardından "Ben ağladım, başka analar ağlamasın. Çocuklarımızı değil, silahları toprağa gömelim" sözlerini hatırlatarak, Meclis Başkanı'nın geçmiş acıların tekrarlanmaması yönündeki konuşmasının da bu açıdan önemli olduğunu belirtti.
DEM Parti Sözcüsü, Komisyonun önümüzdeki süreçte Kürtçe meselesine dair bir sorumluluk hissetmesi gerektiğini ve diğer partilerin de bu konuyu sadece DEM Parti'nin bir meselesi olarak görmemesi gerektiğini söyledi. Son olarak, "İnsanlar soruyorlar dünden bu yana, 'Nasıl barışacağız, dilimizle barışmazsanız?' diye" diyerek, konuşmadan uzlaşmanın mümkün olmadığını ifade etti.



